bana öyle seslenenler sadece yakınlarımdır ve sen artık benim için hiç kimsesin.

110 10 4
                                    

Cas:
Dean ile film izlemeye karar verdik.
-Şimdi duygusal açmamalıyız hormonların ne tepki verecek bilmiyoruz o yüzden aksiyona ne dersin?
-Tamam zaten duygusal filimler hep bana saçma gelmiştir.
Aksiyon filmini izledik sonunda adamın karısını vurdular.Zaten bu lafımdan sonra Dean'in verdiği tepkiyi tahmin etmişsinizdir..ortalığı yıktı.
O kadar ağladı ki  evdeki peçete stoğunu bitirdi.
Şimdi bebek gelişimi hakkında beni kitap aldırmaya gönderdi saat gece dokuz.
Açık değildir diyemedim çünkü onu kırmak ve bir ağlama krizine daha katlanmak istemedim.
Ki gittiğimde açık olmadığını gördüm ve tanrıya ne kadar teşekkür ettiğimin sayısını unuttum.
İçeri girdiğimde bana bir yerden tanıdık geldiğini hissettim.
Bu sırada telefonum çaldı şirkettendi bende bekletmeden açtım:
-Evet bay lee
-Bay Novak bir sorunu hallettik.
-Neyi?
-Hani bay Crowley şirketten pay almak istememişti ama bizim paraya ihtiyacımız vardı ya ben de yeni bir ortak buldum çok  güzel bir kadın ve işinde fazlaca başarılı başlarda burada yaşıyormuş sonra beş yıl almanyaya gitmiş ve şimdi geri dönmüş çok görgülü tam bize uygun.
-Pekâlâ yarın yetki devri için anlaşma hazırlansın imzalamak için sadece iki saatliğine geleceğiz kardeşimle ayrıca biliyorsunuz bebek bekliyorum eşimi çok yalnız bırakamam yani gereksiz ayrıntıları mesaj atın.
-Ah evet biliyorum şimdiden sizi de eşinizi de tebrik ederim umarım sağlıkla kucağınıza alırsınız en önemlisi sağlık.
-Teşekkürler şimdi kapatıyorum yarın şirkette görüşürüz.
Kitapçıda bebek bakımı ve İlk aylar adlı kitabı aldım bir de ilk ebeveynlik serisini kasaya geçeceğim sırada gözüm birine takıldı.
Hayır...hayır bu o olamaz olmamalı yanlış görüyor olmalıyım.
Gözlerimi bir kaç kere kırpıştırdım hayır oydu tam karşımdaydı.Görmemiş gibi yapmak için arkamı döndüğümde sesini duydum:
-Görüşmeyeli uzun zaman oldu Cas özledin mi beni?
Tanrım gelmesin,gelmesin.
Elbette gelmişti omuzuma dokunduğunda panikle geri çekildim:
-Hannah.
-Castiel tekrar görüşmek ne güzel oldu değil mi?
Cevap vermedim ama hiç güzel değildi.
Ardından aldığım kitapları poşete koyup dışarı çıkacağım anda yağmuru fark ettim.
-Bu yağmurda çıkma istersen sırılsıklam olursun.

Başımdan defolması için ne yapabilirim fikir verin nolur şu an çok ihtiyacım var...

-Benden sonra toparlanmış gibisin Cas.
-Bana bir daha asla öyle seslenme bana öyle seslenenler sadece yakınlarımdır ve sen artık benim için hiç kimsesin.
-Aaa ama kalbimi çok kırıyorsun Cas aldığın kitaplar bebek eğitimi...evlendin mi?

Parmağımdaki yüzüğümü gösterdim:
-Hemde harika biriyle.
-Kız için sevindim.
-Kız olduğunu kim söyledi ki.
Duraksadı:
-Erkek mi?
-Evet.
-Vay be böyle açık yüreklilikle söylemen de çok güzel.
-Neden söylemeyeyim ki,bu utanılacak bir şey mi?
-Değil mi?
-Senin gibi insanlara bunu açıklamak iğrenç bir durum ama biz iğrenç olduğumuzdan değil ön yargılı kafan almayacağı için.

Kitapları da alıp oradan ayrıldım.
Hannah bir zamanlar eski bir hikayenin eski bir yaprağı.
Tabi ayrıldıktan sonra asla görüşmedik o ayrı.
Ki yaptığından sonra görüşmememiz iyi olmuştu.Dean'in meraktan öldüğünü tahmin ettiğimden eve hızla dönmeye başlamıştım ki telefonum çaldı:
-Cas hayatım.
-Evet benim küçük tatlı bal arım söyle.
Utandığından Dean'in sesi bir süre çıkmadı:
-Kahvaltılık satan yere yakın mısın?
-Evet de saat-
-Kapanmasına 1 saat var yetişebilir misin?
-Evet.
-O zaman bana küçük salatalık turşusu alır mısın?(sessizlik)lütfeeen.
-Tabi de saat çok geç değil mi?
-Çocuğun yüzünde kocaman salatalık resmi mi çıksın?
-Tamam bebeğim alıp geliyorum hemen.

Telefonu kapatınca bir şey keşfettim...Dean iyi şantaj yapmaya başlamıştı.
Yada benim bebeğe olan hassasiyetimi fark etmişti bilmiyorum ama bu hali bile çok sevimli şimdi düşünüyorum da üzerinde koyu yeşil saten karnını belli eden gecelikle bebeğimizle konuştuğunu...ah çok sevimli kalbim dayanmayacak.
Tabi önce şu turşuyu götüreyim.Aşermeler de birbirini tutmuyor ki cinsiyet tahmini yapayım.
Ah benim tutarsız bebeğim.
Turşuyu aldım ve eve hızla yürümeye başladım yarı yolda hızlı olmak için otobüse bindim evin tam önünde bıraktı.
Anahtarı kapıya sokar sokmaz içeriden çıtırtılar gelmişti.
Kapıyı açtım ayakkabılarımı çıkarttım ve içeri geçtim:
-Cas aşkım sonunda gelebildin senin için endişelendim.
-Hım (yaklaşıp alnından öptüm) yokluğumda birileri aradı mı?
-Hayır Sam hariç yani onlar Crowley ile dışarıda biraz dağıtacaklarmış.
-Aman dikkatli dağıtsınlar biz en son dağıttık sonucu bu minik oldu.
Birden gözleri buğulandı:
-Ne yani hata mı diyorsun sen benim miniğime?
Eyvah...
Karnını tuttu hemen:
-Kulaklarını tıka babacım sen tıka duymayalım.
-Olur mu öyle şey meleğim öyle demek istemedim ben.
-Tamam şu an seninle küsüz.
-Ama turşu?
-Kalsın o zaten yeme isteğim kaçtı.
Turşuyu tezgaha bıraktım.
Dean bu sırada kollarını tripli şekilde birleştirdi ve televizyona odaklandı.
-Dean.
Dedim sakince ve yanına geldim başucuna oturdum.Bana kesinlikle bakmayı reddetiyordu.
-Bebeğim bana bakar mısın?
Çocuk gibi dudaklarını büzdü ve hayır anlamında kafa salladı.Çenesinden tutmaya çalıştım ama izin vermedi.
-Bak şimdi üzerimi değiştirip geliyorum konuşacağız.
Dean:
Çok beklersin dememek için kendimi zor tuttum.
Bu sefer bebeğim bile bana kızgın değildi çünü önceki seferlerdeki gibi tekme atmıyor babasını korumuyordu.
Ah turşularda tezgahın üzerinde kalmış.
Karnıma mini minnacık bir tekme yediğimde ki hissetmemiş gibiydim.
Bebeğin isteğini hemen anlamıştım zaten yiyeceği küslüğe katmak olmazdı hem hamileyim ben çocuğum vitaminsiz kalmamalı.
Düşünceli ve mükemmel bir baba olduğum kadar mütevazi de olsam bu iş tamamdır.
Tezgaha parmak uçlarında geldim Cas beni duymamalıydı trip attığım adamın getirdiği şeyi yiyor gibi gözükmemeliydim dayanırdım da ama karnımdaki ufaklığa eziyet çektirmek manasız ve salakçaydı onun bir suçu yoktu sonuçta küs olan bizdik.
Tezgahtan turşuları yavaşça aldım başta tek tek alıyordum ama sonra bu çift çifte döndü tabak bittiğinde Cas'i merak ettim neden hâlâ gelmemişti?
Etrafa göz atmaya başladım banyonun ışığının yandığını gördüm yıkanıyordu.
Ses çıkartmadan gidecektim ki kapı açıldı ve çıplak göğüsüyle başım hizalandı.Bakışlarımı korkarak ve utanarak mavi gözlerine çıkarttım teninden buhar çıkıyordu.
-Ş-şey özür dilerim şey yapamayınca şey yapamamış oldum.

Bir an kurduğum cümleyi fark ettim ne de çok şey demiştim böyle.
Kaşları havaya kalktı:
-Ney yapamayınca ney yapamamış oldun Dean?
Şok içindeki bakışlarıma gülmemek için zor durduğu kesindi:
-Ses gelmedi bende korktum sonuçta orada bayılsan kaldırıp hamile halimle hastahaneye götüremem bende kapının önüne geldim sana bakınca kapı da birden açılanca yanlış anlarsın diye şey etti-aman yani öyle düşündüm.
Hâlâ gülüyor ya uyuz bu kadar gülünecek ne var ki?
-Pardon da güldüğün şey ne?
Gülmeyi kesti ve kulağıma eğildi:
-Şeyi şey etmemiz güzel olmuş.
Bu sırada eli karnıma değmişti ve ikimiz birden güçlü bir tekme hissettik.
Cas hissettiği şeyle ortaya çıkmış karnıma baktı:
-Tekmeledi o tekmeledi değil mi?
Yok ben hissetmiyorum aydınlattığın için çok sağ ol.
Ki bebeğim tekmelemeye devam etti benden çok Cas babasını seviyor sanırım bu biraz moral bozucu onu dokuz ay olmasada çünkü erken çıkacak karnımda taşıyan benim biraz saygı istiyorum efendim çok şey mi istiyorum ben?!
Cas tekmeleri daha rahat hissetmek ve belki de duyabilmek için diz çöktü ve karnıma kulağını iyice dayadı.


•1043 KELİME İLK TEKMELERİMİZİ DE ATTIK.BİR DE BU MİNİĞİN CAS BABASINA BİR HASSASLIĞI VAR TAM BİR CASCİ.
KİMSE ZAVALLI DEAN'İN ÇEKTİĞİ ACIYI DÜŞÜNMÜYOR TABİ YAZIK BABAMI YORMAYAYIM DİYEN YOK.
AYRICA HANNAH VE CAS CEPHESİ NASIL Kİ BU ÇİFTTEN AÇIK VE NET SÖYLEYEYİM NEFRET EDERİM
VOTE VE YORUM~

Minik bir Hata yada minik bir mucizeWhere stories live. Discover now