Episode 16

763 63 16
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen esirgemeyin. Keyifli okumalar! Sizi seviyorum.💜

Bölüm Şarkısı: Gloria Laing - Why Can't I Have You

Park Jimin

Sarsak adımlarım ve titrek ellerimle okulun arkasına doğru ilerlemeye başladığımda tüm cesaretim yok olmuş,bedenimi saf telaş sarmaya başlamıştı. Düzgün düşünebildiğimi sanmıyordum. Hatta öyle ki yanımdan geçen bedenleri gözüm görmüyor,tüm odağım karşımdaki yoldayken olabildiğince hızlı yürümeye gayret ediyordum. Ne kadar çabuk cevaplara ulaşırsam o kadar çabuk da rahatlığa kavuşabilirmişim gibi geliyordu.

Titrek bir nefes aldım ve sağa dönerek okulun arkasına sonunda ulaşabildim. Arka kapıdan giren çok az sayıda öğrenci vardı ve bu benim için artı niteliğindeydi. Ne kadar az insan o kadar az dedikodu demekti. Bu olayın daha fazla uzamasını ve milletin ağzına sakız olmasını istemiyordum. Yoongi'nin adının böyle bir olayla duyulmasını değil,başarılarıyla konuşulmasını istiyordum. 

Evet,o başarılı bir insandı. Zekiydi,çalışkandı ve bunu göstermekten çekinmiyordu. Bu huyu ise ona imrenmeme sebep oluyordu. Onunla birlikteyken her konuda ondan olumlu yönde etkileniyordum. Hem de istisnasız her konuda. Bana iyi geliyordu. Beni daha iyi bir insan yapıyordu. Şu an bu halde olmamızın sebebini ise bir türlü kendime bağlayamıyordum. Ne kadar düşünürsem düşüneyim ilişkimiz konusunda yanlış yaptığım bir hareket bulamıyordum. 

İşte,bu yüzden de bu işin peşini bırakamıyordum. Onu bırakamıyordum.

''Gel benimle.'' dedim gördüğüm bedenin yanından yavaşça geçerken. Yüzüne bile bakmamış,sanki onunla konuşmuyormuşum havası vermiştim. Hızlı hızlı daha az insanın bulunduğu bir yere doğru ilerlerken arkamdan geldiğini biliyordum.

Okulun arka kapısından biraz uzakta kalan ağaçlık yere ulaştığımda durup nefeslendim. Burayı Yoongi'yle birlikteyken keşfetmiş,neredeyse kimsenin buraya uğramaması ise çok fazla kez işimize gelmişti. Ayrıldığımızdan beri buraya gelmemiştim. Aylar sonra ise burada Yoongi dışında biriyle bulunmak beni hiçte rahat hissettirmemişti.

''Yine ne istiyorsun?'' diye sordu Sungmin yanıma ulaşır ulaşmaz nefes nefese.

Oyuncu bir tavırla düşünüyormuş gibi biraz mırıldandım. Etrafta dolanan gözlerim hiddetle onunla buluştuğunda ise samimiyetten uzak bir gülüş savurdum. 

''Amacın ne senin? Hala neden Yoongi'yle uğraşıp duruyorsun bilmiyorum ama şu tavırlarından vazgeçsen çok iyi olur.''

Benim gülüşümden farksız bir gülüşle karşılık verdiğinde ski ciddi ifademe geri döndüm. Zorunluluktan dolayı birkaç kez aynı ortamda bulunmuş olsak bile Sungmin beni hala tedirgin ediyor ve ürkütüyordu. Garip bir insandı ve bu garipliği fazlasıyla dışarıya yansıyordu.

''Demek konu yine Yoongi.'' diye mırıldandı itici gülüşünü bozmadan.

''Başka hangi konuda seninle konuşacağım ki?''

Tek omzunu belli belirsiz silkti ve giydiği siyah dar pantolonunun arka ceplerine ellerini soktu. ''Ne bilmek istiyorsun?''

''Yine neden kavga ettiniz?'' diye sordum bir saniye bile beklemeden. Kaybedecek zamanım yoktu.

''Ne zamandan beri ettiğimiz kavgaların sebebini sorgular oldun?''

''Seninle kaybedecek zamanım yok,Sungmin. Ne kadar çabuk cevap verirsen ikimiz için de en iyisi olur.'' derken adım adım ona yaklaşıyordum.

Tek kaşı havalandı ve yüzünde alay dolu bir ifade belirdi. ''Hiç.'' dedi yayvan bir sırıtışla. ''Bu sefer kavga bizden kaynaklı değildi.''

ESCAPE -TAEKOOKحيث تعيش القصص. اكتشف الآن