21

3.6K 265 48
                                    

Taehyung'tan;

Jinin evinin önüne geldiğimde derin nefes alarak kapıyı çaldım ona ne diyecektim ki alt taraflatım fena durumda sahip çıkamadım affet mi demeliyim?

Peki jin  bu durumu nasıl karşılardı? İşte bunun hakkın da gerçekten bir fikrim yoktu. O hep yalandan ve ihanetten nefret eden bir insandı.

Kesinlikle herşeyi yanlış anlamıştı ve ayrılmak isteyecekti. Ama onu bırakmaya niyetim yoktu daha sevgili olalı kaç gün olmuştu ki tanrı aşkına?

Kapı açıldığın da karşımda jungkook vardı o da uyumamıştı belli ki . gözleri kıpkırmızıydı ve gözünün altında ufak çizgiler vardı. Fazlasıyla dağılmış ve uykusuz gözüküyordu.

"Hele şükür geldin hadi gir içeri senin ismini sayıklayıp duruyor."

Bana kızgın olmasına rağmen yine de bana ihtiyacı var işte gerçekten biz bir bütündük onunla ayrılamazdık ki.

Üstelik birbirimizi yeniden bulmuşken.

Ne ben onsuz yapabilirdim ne de o bensiz bunca yıldır hep yanyanaydık 5 yıldan beri beni kardeşi olarak görmesine bile onu kaybetmemek için izin vermiştim. 

"Manitan seni benim evde bekliyor git hadi"

"Önce başka bir yere gitmem lazım sonra uğrayacağım."

Pek umursamadan evden içeri girdim. Salonda yere oturmuş dizlerini kendine çekmiş çocuk gibi ağlayan jine bakıyordum

Bir süre beni fark etmedi o kadar öksürmeme rağmen. Gerçekten dalgın ve kırgın olmalıydı.

"Jin. "

Sesimi duymasıyla kafasını kaldırdı. Gördüğüm görüntüyle kafamı duvarlara vurmak istemiştim. Gözlerinin şuan kıpkırmızı olmasının sebebi bendim. Her zaman özenle taradığı ve bakım yaptığı saçlarının darma dağınık olmasının sebebi bendim ve beni seven o küçük kalbinin yine benim yüzümden kırılmasının da sebebi bendim.

"Ne işin var burada? O kızı becermen kısa sürmüş anlaşılan."

Derin nefes aldım. Sakin ol . sadece kızgın. Sakin tae. Sakin ol. Sende aynı tepkiyi verirdin sadece kıskanç ve sinirli biri o sakinleş.

"O kızdan etkilendin değil mi taehyung?"

Üzerime adımlamaya başladığın da sadece durup onu izledim beni sertçe itip koltuğa oturmamı sağladı. Daha sonra o da kucağıma oturdu ve sürtünmeye başladı.

"Ah aman tanrım!! Nefes aldığın da bile etkileniyorum ben zaten sen şuan ne yapıyorsun?"

Jinden kesinlikle böyle bir hareket beklemiyordum o gerçekten utangaö birisiydi ve şuan kıskançlıktan böyle bir şey yapmasını çok saçma bulmuştum. Aynı zamanda da hoşuma gitmişti.

"Noldu taehyung o kız kadar iyi değil miyim?"

Bunu demesi ile onu kucağıma aldım ve yatak odasının yolunu tuttum. Evde sadece ikimizin seslerinin olması jungkookun evden gittiği anlamına geliyordu.

Kesinlikle jin kaşınmıştı önceden beni dinlemesi gerektiğini ona öğretmeliydim. Kesinlikle iyi bir dersi hak ediyordu.

"Ne yapıyorsun?? İndir beni çabuk! Hey burası benim yatak odam! Nasıl yani? Hey tae sakin ol sadece-ah"

Yatağa fırlatmam ile sözü kesildi üzerimdeki kot ceketi çıkartıp odanın bir kenarına attım daha sonra jinin üzerine eğilip dudaklarını öpmeye başladım.

İlk karşılık vermese de dudağını ısırınca o da beni öpmeye başladı. Öpüşmemiz hızlandığın da jinin üzerinde ki tişörtü çıkarttım o da elini kemerime attı ve pantolonu çekiştirmeye başladı.

Ona yardım etmek amacıyla ayağa kalktım ve iç çamaşırımla birlikte pantolonumu indirdim. Jinin ağzı şaşkınlıkla aralandığın da kıkırdadım.

"Taehyung saçmalama ben onu istemiyorum hayır hayır gelme öyle!"

Tch 'ladım ve üzerine yürüdüm onun da pantolonunu çıkarttım ve iç çamaşırının üzerinden aletiyle oynamaya başladım.

Kısık kısık inlerken kendimi boyun girintisine soktum ilk önce kokusunu içime çektim vanilya  kokusu ile iyice kendimden geçtiğimde boynunu emmeye başladım.

Bir yandan da ileri geri yaparak aletlerimizi birbirine  sürtüyordum. Bir yandan ise jinin kısık inlemeleri sayesinde daha fazla dayanamayacağımı anladığım da aramızdaki kumaş parçasından kurtuldum ve jinin dudaklarını öpmeye başladım.

Bir yandan dudaklarını öperken  sol höğüsünü parmaklarım arasına alıp oynamaya başlafım bu işlemi yaparken boşta olan elim ile beceriksiz bir şekilde pantolonu ile birlikte baksırını da çıkartıyordum.

  Dudaklarımızı ayırıp ilk önce jinin şişmiş dudaklarını izledim bir süre daha sonra bana bakan o küçük gözlerinde gezdirdim gözlerini bana hafif tebessüm ettiğin de verdiği izni anladım.

Bedenimi biraz aşağı kaydırıp sol göğsünü emmeye başladım sağ elim ile jinin sol elini birbirine kenetledim. Sol elimle de jinin penisini avuçladım. Çekiştiriyor okşuyor ve toplarıyla oynuyordum.

"T-taehyung yeter artık d-dayanamıyorum lütfen."

Jinin yalvarışıyla hafif tebessüm edip kafamı kafasıyla aynı hizaya getirdim. Bir yandan gülümseyip bir yandan alnında ki saçları yukarı doğru parmaklarım ile tarıyordum.

"Seni aldatmadım jin. Bu kalpte beden de sadece sana ait. Bana güvenmelisin."

Gözlerimden bir yaş onun yanağına düştüğün de onun da gözlerinden bir yaş düşmüştü sağ eli ile  sol yanağımı avucu içine alıp göz yaşlarımı sildi ve yanağımı okşadı.

"Sana güveniyorum ve sana inanıyorum taehyung-ah"

Tebessüm edip dudaklarına küçük bir öpücük koyup parmaklarımı ağzına doğru yolladım. Ağzını açıp parmaklarımı emmeye başladığın da gözleri ile gözlerime bakıyordu. Kahretsin ki bu çok tahrik ediciydi. İnlememek için alt dudaşığı dişlerim arasına aldım.

İyice ıslandığından emin olduktan sonra parmaklarımdan bir tanesini içine yolladım gözleri sımsıkı kapanmışken ağzı da bir karış açılmıştı. Ona detek olmak için  yay gibi gerilen beline boşta olan elimi koyup okşadım.

İkinci parmağımı da yollayıp makas hareketleri yapmaya başladım.  Bir yandan ikimiz de inliyor ve ikimiz de zevkten dört köşe olmuştuk. Gözlerimin karadığına emindim.

Daha fazla beklemeden kendimi içine ittim ilk başta çığlık atsa da daha sonra alışmaya başladı ilk seferi olduğu için ne kadar yavaş olmaya çalışsam da gerçekten zorlanıyordum.

"Taehyung -ahh daha h-hızlı"

Güldüm ve daha da hızlandım yarın sabah kesinlikle yürüyemeyecekti.

Jinin penisini okşadım ve çekiştirmeye başladım. İki taraftanda zevk almak onu çıldırtmış olmalıydı ki beni yan tarafa iti kendini kucağıma oturdu ve zıplamaya başladı.

Bende onu belinden tutup zıplamasına yardım ettim gerçekten o bir ilah gibiydi onun benim olması o kadar güzel hissettirmişti ki.

Bir iki tur daha attıktan sonra jin yorgun bir şrkilde göğsümde uyuya kalmıştı ve bende onun saçlarını koklayarak kendimi uykunun huzuruna bırakmıştım.

Your Picture | JikookWhere stories live. Discover now