10| park jimin imdadınıza yetişti

290 28 14
                                    

Taehyung, Jungkook'un test kitabındaki soruyu çözmeye çalışırken Hoseok da ikisi için kahve hazırlıyordu. Kafeyi kapatmışlardı ama Jungkook çözemediği birkaç soruyu Taehyung'un çözüp çözemeyeceğini sorduğunda Taehyung onu onaylamıştı. Jungkook kendisinden bir alt sınıf olduğu için o soruları çözebileceğini düşünüyordu. Şimdi ise hatırlayamadığı kural yüzünden çözümün bir yerinde takılmıştı. Sandalyesinin kenarında duran çantasına uzanıp içinden fizik defterini çıkardı. Geçen hafta bu kuralı içeren bir soru çözmüşlerdi. Oradan formülü bulabilirdi.

Taehyung, defterini karıştırırken içinden düşen küçük kağıt parçasıyla şaşırdı. Yere eğilip düşen kağıdı aldı. Üzerinde gördüğü sayıların ne olduğunu anlamaya çalışırken alttaki küçük not dikkatini çekti.

Yeni bir graffitiye var mısın?

Notu yazanın Laina olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Notun üstünde yazan sayılarda Laina'nın numarası olmalıydı. Laina'nın bunu ne zaman koyduğunu düşünürken Jungkook'un kendisine seslenmesi üzerine kağıdı cebine attı hızlıca. Henüz gerçekten de kimseye Laina'dan bahsetmemişti, bu yüzden notu kimsenin görmesini istemedi Taehyung.

"Hyung, çözemediysen pazartesi öğretmene sorayım ben."

"Formülü hatırlayamadım Jungkook. Sen hatırlıyor musun?"

Jungkook soruya bakıp Taehyung'un hatırlayamadığı formülü buldu kendi defterinden. Taehyung, Jungkook'un bulduğu formülü de kullanarak soruyu çözdüğünde Hoseok hazırladığı kahveleri masaya bırakmıştı.

"Sınavlarınız yaklaştı değil mi?"

Taehyung ve Jungkook başıyla Hoseok'u onayladı. Taehyung'un pazar günü boş günüydü ve o gününü kimyaya ayırması gerekiyordu. Dersi dinlese de bir şey anlamadığından dolayı ikinci dönem dinlemeyi bırakmıştı. Sınavdan önce çalışıp orta halli bir not alıyordu. O not yetiyordu ona.

"Hyung, sen kimyadan anlıyor musun?"

Taehyung, Hoseok'a ithafen konuştuğunda Hoseok başıyla onaylamıştı kendisini. Kimya dersini seviyordu Taehyung'un aksine. Hatta kimyayla ilgili bir bölümde okuyordu Hoseok. Ara vermek zorunda kalmasa seneye mezun oluyordu.

"Evet, anlıyorum. Anlamadığın konular mı var?"

"Hyung ben direkt kimyadan anlamıyorum. Öğretmen sınavı organik kimyadan soracakmış ve ben, sadece alkan ne demek onu biliyorum. Konunun geri kalan kısmı yok bende."

Hoseok yüzündeki güzel gülümsemeyle Taehyung'a baktı. Ona ders çalıştırabilirdi, sonuçta en iyi olduğu ders kimyaydı.

"Hyung, peki İngilizce yapabiliyor musun?"

Bu defa da Jungkook sorduğunda başını olumsuz anlamda salladı Hoseok. Yabancı dilleri sevmesine rağmen öğrenmeye fırsatı olmamıştı. En son lisede görmüştü, o zamandan bu yana İngilizce ile arası yoktu. Sadece belli başlı kelimeleri biliyordu, o da izlediği dizilerden dolayı aklında kalmıştı.

"Ben yardım ederim sana Kook."

"Hyung, hayatımı kurtarırsın. Tüm derslerden yüksek alabiliyorken İngilizcede otuzu geçemiyorum."

Taehyung, Jungkook'un saçlarını karıştırmadan önce ufak bir kahkaha attı. Aslında İngilizce öyle zor değildi ama bazıları için ölüm gibi olduğunu biliyordu Taehyung. Mesela Yoongi hyungu. Asla sevmezdi İngilizceyi. Namjoon hyungu ise sanki Amerika'da yaşamış gibi İngilizce konuşabilirdi. Kendisinin ise orta halli bir İngilizcesi vardı. Bazen izlediği Çin dizisinde Korece alt yazı yoksa İngilizce izlerdi. Tabi anlamadığı oluyordu ama çoğunluğunu anlıyordu.

Küçük Yara BantlarıWhere stories live. Discover now