30°

1.7K 131 78
                                    

'Bana sürtünmeyi kes tamam mı? Neredeyse alev çıkaracaksın.'

Jimin'in sözleri üzerine Yoongi suç üstü yakalandığını idrak etti. Lafı çevirme konusunda master yapmış sayılırdı.

'Popon bu kadar büyük olmasaydı, sen de bu kadar yer kaplamazdın..ve...ve ben de sana değmek zorunda kalmazdım.'

Jimin, iğrenerir gibi Yoongi'ye baktı. 'Resmen çamur atıyorsun.'

Jin, gözlüklerinin üstünden bir bakış atarken ekledi  'Heybetli hatalar ve terbiyesizlikler yapmakta üstüne yok Yoongi.'

'Oysaki ömrüm boyunca ebeveynlerim seni örnek almamı söyledi ve ben de bunu yaptım SeokJin.'

Jin gözlerini devirdi ve ekledi. 'Sana göz devirmekten şaşı olacağım.'

NamJoon, titreyen ellerine artık hakim olamıyordu. Jungkook sordu 'neyin var hyung?'

'O kedi pis ayaklarıyla saatlerdir çevremde dolaşıyor ve tüm yolculuk boyunca s**tı artık kusacağım...'

Jimin, kedisini kucağına aldı. 'Minyon ishal olmuşsa ne olmuş hyung?'

'Tanrım, ben kokudan öleceğim diyorum sen onu kucağına alıyorsun.'

Hoseok dalgın dalgın sordu 'Hayatında ishal olmayan mı varmış?'

'Ne olursa olsun, umurumda değil. Taehyung, lütfen Minyon'u engelle.'

'Ne bekliyorsun hyung? Kedinin kıç deliğini kapatamam ya, bu eziyet olur.'

Taehyung'un sözleri üzerine Jungkook mırıldandı. 'Eziyet etmede baya iyisin sanıyordum.'

Taehyung, cevap verecek olsa da sadece kötü bakışlarla yetindi.

'Biz hangi şehirdeydik?' kafası karışık şekilde sordu Yoongi.

Ve havalı bir şekilde cevapladı NamJoon.'İstanbul.'

'Burası başkentti değil mi?'

'ANKARA!!!ANKARA!' Jungkook heyecanına engel olamamıştı.

'Ne diyorsun küfür mü ettin sen?'

SeokJin yine ve yine gözlerini devirdi.'Yoongi bu kadar zeki olduğunu belli etme lütfen. Jungkook, başkentin Ankara olduğunu söylüyor.'

'Jungkook'a güven olmaz.'

'Uff olamaz.'

SeokJin sinirleniyordu. 'Yine ne var NamJoon?'

'Güneş batıyor işte, şu lanet limuzinden kurtulmak istiyorum.'

Jungkook hayretle sordu.'Ne yani güneş battığı için dahi mutsuz musun? E geçen gün de güneşten nefret ediyorum demiştin.'

Hoseok, NamJoon'u boğmak istercesine ellerini uzattı. 'Lanet limuzinmiş...hayatında ilk kez limuzine biniyorsun sen pis fakir. Doğrusu seni keyiflendirmenin hiç yolu yok değil mi?'

'Hey bunu nereden biliyorsun ki?'

'Biz 10 yıllık arkadaşız, neredeyse her günümüzü birlikte geçirdik..hatırladın mı?'

NamJoon, omuzlarını silkti ve pencereden dışarıyı izlemeye başladı. Güney Kore'nin aksine dev bir topu andıran yaşlı insanlar vardı. Boyları ve enleri eşit mi acaba diye düşündü NamJoon. Evet, bunun hakkında derhal araştırma yapmalı ve bir makale yazmalıydı.

Jimin, heyecanla ellerini çırptı.'Şu kızıl gökyüzüne, Tanrı'nın kuşlarına da bakın...'

'Bu şehri gezmek için sabırsızlanıyorum, hayal ettiğimden çok daha fazlası.' SeokJin gülümsüyordu.

'Galata'ya kiminle çıkarsan onunla evlenirmişsin...'

Herkes Taehyung'a baktı. 'Ne?'

'Diyorum ki; bir inanışa göre Galata kulesine kiminle çıkarsan, onunla evlenirmişsin.'

Tüm çiftlerin çaktırmadan birbirine baktığı sırada Hoseok ise yanlışlıkla Sümeyye'yle gözgöze geldi.

Hayır anlamında başını salladı, bu aşk olmazdı.

roommate I taekook + yoonmin + namjin + hoseokWhere stories live. Discover now