1.2

1.9K 206 140
                                    

arin.kim

arin.kim:
jaemin
işin var mı

notjaemin:
saat gecenin biri olduğunu düşünürsek
yok
bir şey mi oldu?

arin.kim:
oldu
biliyorum cidden bencilim ama
yanıma gelir misin
gerçekten birine ihtiyacım var şu an
ve arayacak kimsem yok
üzgünüm

notjaemin:
saçmalama
çıkıyorum evden
neredesin

arin.kim:
geçen geceki parktayım

görüldü 1.04am

•••

Birkaç gün önce gece, sarhoş gibi kafayla gittiğim parkı nasıl tekrar bulmuştum bir fikrim yoktu fakat kaldırdımdan ilerlerken geçen sefer oturduğu yerde Arin'i görebiliyordum. Bankta başdaş kurmuş, kafasını bankın başlığına yaslamıştı; hep gördüğüm siyah kıyafetleri yerine biraz daha renkli giyinmiş, üzerinde mavi renginde mont vardı. Ayrıca grimsi saçları gitmiş yerini mor tutamlara bırakmıştı ve tamamen başka biri gibiydi.

Parka girdikten sonra oturduğu banka ilerlettim adımlarımı. Bedenimi bankın diğer yanına bırakırken Arin hala gözlerini yıldızlı geceden çekmiyordu.

"İyi misin?" diye sordum ben de onun gibi, kafamı bankın başlığına yaslayıp yıldızlara bakarken.

"Harikayım."

Derin bir nefes alışını duymuştum, ardından yüzünü birkaç saniyeliğine bana çevirdi fakat ben gökyüzüne bakmaya devam ettim ve sordum: "Neler oldu?"

"Seni buraya çağırdığım için kızgın mısın?"

Soğuk havayı ciğerime doldururken "Hayır." diye cevapladım sorusunu. "Anlat artık çünkü endişelenmeye başlıyorum."

"Donghyuck yalan söylüyor." Tekrar derin bir nefes alarak dudakları arasından bıraktığı nefesin soğuk havada buhar oluşunu izlerken devam etti; "Tekrar Jeju'ya gidecek ve bunu söylemek yerine benim ondan ayrılmamı sağlamaya çalışıyor sanırım."

"Nasıl anladın peki?" diye sordum başımı sağa yatırıp ona bakarken. O da bana baktığında gördüm hüzünlü gözlerini. Ağlamıyordu ama üzgündü ve bu çok açıktı.

"Annesi ağzından kaçırdı."

"Neden gideceğini biliyor musun?"

"Hayır."

Bir süre sustuk ikimiz de, ne diyeceğimi bilmiyordum çünkü. Yıldızları izledik, ayı, karanlık geceyi; hatta birkaç yıldız bile kaymıştı.

"Arin," dedim, sonunda ne diyeceğimi kafamda toparlamışken ama "Bir şey söylemek zorunda değilsin." diyerek kesti sözümü. "Sadece anlatmaya ihtiyacım vardı."

"Bir şey anlatmadın bile."

Söylediğimi es geçerek "Sarılır mısın bana?" diye sorduğunda gözlerimi Arin'e çevirdiğim sırada bana bakmıyordu. "Sadece gerçekten.." Havaya bırakıtğı buharı izledi yine. "Gerçekten yalnız hissediyorum." derken bana baktığında dediklerini kavramaya çalışıyordum.

"Canın acımayacak mı?" Başını iki yana sallarken beklemeden bana yaklaştı ve kollarını belime sarıp başını omzuma yasladı. Yakınlığımızdan dolayı kalp atışlarım hafifçe hızlanırken bunu hissetmemesi için dua ederek kollarımı etrafına sardım ben de. Tatlı bir koku burnuma doldu ve tek düşündüğüm uzun zamandır ilk defa bu kadar huzurlu hissettiğimdi.

"Ne olacak bundan sonra?"

"Gerçekten bilmiyorum Jaemin."

Başını rahatsızca omzumdan çekip montumun açık bıraktığı çıplak boynuma yüzünü gömdüğünde bir an kalbim teklemişti. Daha önce birkaç kızla çıkmıştım fakat hiçbiriyle çok fazla temasta bulunmamıştım, gergin hissediyordum çünkü Arin bu kadar yakın olduğum ilk kızdı.

Ayın ve yıldızların uyumla parladığı o gecede ne kadar sarılarak o bakta oturmuştuk hiçbir fikrim yoktu fakat Arin'in parfümüne alışmıştım bile. Yüzünü boynumdan, kollarını de belimden çekip hafifçe dikleştiğinde ben de ellerimi üzerinden çekmiştim.

"Teşekkür ederim."

"Etme." Derin bir nefes alıp eski pozisyonum, kafamı bankın başlığına yaslayıp gökyüzüne bakmaya başladığımda Arin beni izliyordu.

"Üzgünsün." dediğinde göz ucuyla ona baktım. "Hep benimle ilgilendin ama sen de üzgünsün."

"Değilim." diyerek cevapladığımda kıkırdadı. Aramızda mesafe yokken o da benim gibi gökyüzüne baktı, bu sefer omuzlarımız ve bacaklarımız çarpışıyordu.

"Bana yalan söyleyemezsin, Na Jaemin."

"Söyledim bile."

"Yalan olduğunu biliyordum." dedi başını omzumun ucuna yaslarken. Sessiz kaldığımda o da sustu ve derin bir nefes alarak gözlerini kapattı.

Bir süre sonra "Donghyuck yokken iyi olacak mısın?" diye sordum başı omzumda, rüzgarda uçuşan saçları boynuma kadar ulaşıyordu. "Bilmem," diyerek cevapladı sorumu. "olurum sanırım."

"Ona kızgın olduğun için böyle söylüyorsun."

"Konuşmayalım bu konuda."

"Hayır, konuşalım." dedim bende. Sıkılmıştım çünkü sürekli konuyu kapatmaya çalışmasından, hiçbir şey anlatmak istmemesinden ve özellikle yalan söylemesinden. "Birine ihtiyacın olduğunu söyledin ama bir şey anlatmıyorsun bile."

"Yalnız hissettiğim için birine ihtiyacım vardı, hatırladıkça üzüleceğim olayları anlatmak için değil." Benim aksime sakin bir şekilde konuşurken hiçbir şey söylemedim. Sustum çünkü yine aynı şeyi yapıyordu: konuşmayı reddediyordu.

Kim Arin sırlarla dolu biriydi, kimseye anlatmadığı sırları insanlara karşı ördüğü duvarlardı. Ne kadar yakın olduğumuzun ya da o anda sarılıp oturuyor oluşumuzun da hiçbir önemi yoktu, duvarları aşmama izin vermiyordu.

Ama yine de hiçbir şey söylemedim. Susmak, aklımdaki yüzlerce soruyla oturmak beni çıldırtsa da konuşmadım.

"Üşüdün mü?" diye sorduğumda başını iki yana sallasa da kucağına bıraktığı soğuk elini tuttum. Elleri o kadar soğuktu ki kendi ellerimle kıyaslayacak olursam Arin kutuplarda oturuyordu sanki. "Üşümüşsün Arin-"

"Jaemin," Başını omzumdan çekmeden gözlerini araladı ve tuttuğum eline baktı. Ceplerime sıkıştırdığımdan dolayı sıcak elim Arin'in ince parmaklarını ısıtmaya başlamıştı bile. "Yapma." dedi ardından, başını omzumdan kaldırdı ve gözlerime baktı.

"İstemezsin bunu, emin ol." Elini parmaklarım arasından çekip ayağa kalktığında hala gözlerine bakıyordum.

"Sadece yardım etmeye çalışıyorum."

"Bunu hak etmiyorum, yapma."

Ben de kalktım ve karşısında durdum benden oldukça kısa kalan bedeninin. "Gerçekten aptalsın, Kim Arin."

"Biliyorum."

"Eve gidelim." dedim onu beklemeden parkın çıkışına ilerlerken, arkamdan gelen adım seslerini duyabiliyordum. "Üzgünüm." dediğini de duydum aynı zamanda.

19.8.19

geç geldiği için üzgünüm <9

bu arada sınır falan koymak istemiyorum ama okunmalara göre oylar bayağı düşük en azından 40 oy yapabilirim sınırı?

çok şey istiyorum ama yorum yaparsanız da mutlu olurum eheh

angel on fire :: na jaeminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora