2.0

1.5K 163 71
                                    

Fazla tanıdık bir geceydi: annemle kavga etmiş evden kapıyı çekip çıkmıştım, yağmur yağıyor ve canım yanıyordu. Saat on ikiyi geçiyordu ve hava soğuktu. Üzerimde aynı mont vardı, aynı botlar hatta aynı pantolonu giymiştim.

Ara tatilin yarısı çoktan geçmişti. Okul koridorunda karşılaştığımızdan beri Arin'den haber alamıyordum ve hayatım Arin'den öncesi gibiydi. Okula gidip geliyor, ders çalışıyor ve annemle tartışmak dışında hiçbir şey yapmıyordum.

Bir de Kim Arin'i özlüyordum, bu Arin'den öncesi gibi değildi tabii.

Gözyaşlarımı ıslak montumla silmeye çalışırken hep gittiğim parka doğru yürüyordum. Dolunay vardı, aydınlık bir geceydi fakat içim hiç olmadığı kadar siyahtı. Başım feci ağrıyordu, çok yürümeden direkt parka gelmiş olsam da fazla yorgun hissediyordum.

Parka vardığımda hep oturduğum banka oturmuş ve kafamı yine bankın başlığına yaslayıp yine yüzüme damlayan yağmur damlalarını umursamadan gözlerimi kapatmıştım. Ellerimi montumun ceplerime sıkıştırırken derin bir nefes aldım.

O kadar çok uykum vardı ki birazcık uyuyakalmış olabilirdim, gözlerimi araladığımda boynum ağrıyordu. Yüzüm sırılsıklam olmuştu, kapüşonumun kapattığı saçlarım da nemliydi ama yağmur durmuştu. Cebimden telefonumu çıkararak saate baktığımda uzun süredir orada olduğumu gördüm, saat bir buçuğa geliyordu.

Sırtımı dikleştirerek gerindim ve birkaç kere esneyerek ayağa kalktım. Uykulu görüşümle parkın çıkışına doğru ilerlerken siyah bir silüet gördüm parkın karşısındaki kaldırımda, eli montunun ceplerinde ve tekrar boyadığı koyu renkli saçları açıktaydı.

Tanıdık bir gece olduğunu söylemiştim.

İki şeritli yoldan tek tük arabalar geçerken birbirimize bakıyorduk, yüzünü pek seçemiyor olsam da emindim ki Kim Arin'den başkası değildi. Kalbim küt küt atarken "Arin?" diye sordum ama seslenişim yanıtsız kalmıştı.

Bir adım atıp hareket ettiğimde o da durmayı kesti ve kaldırımda sol tarafa doğru yürümeye başladı. Karşıdan karşıya geçtikten sonra hızlı bir şekilde siyaha bürünmüş bedenin arkasından ilerlerken "Kim Arin!" diye bağırdım bu sefer.

Sesim boş caddede yankılanırken duraksasa da ilerlemeye devam ettiğinde adımlarımı iyice hızlandırdım ve koşar adımlarla yetiştim ona. Elimi koluna atarak bedenini durduğumda gücüme karşı koymamıştı.

Kollarımı arkasından bedenine dolayıp başımı boynuna bıraktığımda Arin'in mükemmel kokusu başımı döndürdü, ona sıkıca sarılırken sadece durdu ve tepkisizdi.

"Korkuyorsun." diye fısıldadım omzuna doğru. Oysa sert bir şekilde "Hayır." diyerek itiraz etti. "Yalnızca seni korumaya çalışıyorum, Na Jaemin."

Cevap vermemiştim, o da başka bir şey söylememişti zaten; yalnızca bir süre öylece sokağın ortasında sarılarak dikildik. Daha sonra, Arin karnını saran elimi tuttuğunda kalbim küt küt atıyordu. Bedenini bana çevirdi ve ellerini sırtıma götürüp o da bana sarıldı.

Başı tam göğsüme denk gelirken kalp atışlarımı duyabilecek olması daha çok heyecanlanmama sebep oluyor, aldığım her nefeste ciğerlerim yanıyordu. Kollarımla bedenini iyice sarmalarken hiç ayrılmayacakmış gibi tutunmuştuk birbirimize.

"Üzgünüm.." Kırılmış sesiyle söylediğinde ağladığını anlamam pek uzun sürmemişti. Kalbimin üzerine bir ağırlık çökmüş gibi hissediyordum, daha sıkı sarıldım ben de. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın bırakamazdı beni böylece.

"Her şeyi seni korumak için yaptım." Dudaklarından küçük bir hıçkırık koptuğunda "Şşş.." diye mırıldandım ve bir elimi saçlarına götürerek tutamları yüzünden çektim.

Yüzünü göğsümden çekerek bana baktığında elimin tersiyle yanaklarını sildim. "Üzgün olmanı istemiyorum, Arin-ah." Gözlerini kırpıştırarak bana bakarken ne yapacağımı bilememiştim ama o diliyle dudaklarını ıslattı ve gözlerime bakmaya devam etti.

"Jaemin.." Elini sırtımdan çekerek benden uzaklaştı. Parmaklarını yüzüne götürüp yaşları silerken hala ağlıyordu. O ağladıkça içimde bir şeyler kopuyordu ve ben dayanamıyordum. Kim Arin mutlu olmayı herkesten çok hak ediyordu.

"Özür dilerim.. b-ben.."

Ona adımladım ve yanaklarından tuttum. "Yeter artık Arin, özür dileme." Başparmaklarımla yanaklarını kurularken siyah gözleri hala dolu doluydu, yaşlar süzülmeye devam ederken eğildim ve gözyaşlarından öptüm Kim Arin'i. Elmacık kemiklerine birkaç öpücük bıraktığım sırada küçük elleri montuma tutunuyordu.

Sıkıca yanağımı tutup yüzünü yüzüme yaklaştırarak alınlarımızın çarpışmasını sağladığında gözlerimi yumdum ve burnuna küçük birkaç öpücük daha bıraktım. Dudaklarından sızan titrek nefesi çeneme çarptığında "Her şeyi anlatacağım." dedi.

"Hmhm.." Sol elimi yanağından çekip belini sardım ve bedenini kendime çekip sıkıca sarıldım. Yüzlerimiz o kadar yakındı ki teninin sıcaklığını yüzümde hissedebiliyordum.

"Seni hep sevdim." Arin soğuktan kızaran dudakları yanağım hizzasındayken fısıldadığında gözlerine baktım. "Sen beni tanımıyorken de." Kalbim ağzımda atarken ciğerlerimin yandığını hissettim.

Elini yanağımdan saçlarıma götürüp yüzüme dökülen tutamları yavaşça geri ittirdi. "Beni hep kararsızlıkla suçladın Na Jaemin ama ben seni hep seviyordum." Parmakları saçlarım arasında dolaşırken kalbim küt küt atıyordu ve yalnızca Arin'i izliyordum.

Sıcak dudaklarını dudaklarımın köşesinde hissettiğimde ciğerlerim daha çok yandı, buz gibi havada o kadar sıcak olmuştum ki kızardığıma emindim.

Daha fazla dikilmedim ve ben öptüm bu sefer onu. Dudaklarım nazikçe dudakları üzerindeyken karşılık veriyordu öpüşüme. Öpücüklerimiz tamamen bir öpüşmeye döndü ve sıkıca öptüm dudaklarını.

İnce parmakları ensemde, saçlarımın arasında dolaşırken diğer eli omzumu kavradı. Kalp atışlarım iyice bozulurken Arin dudaklarını daha çok aralayarak dudaklalarımı daha derin öptüğünde kalbim ağzımda atıyordu.

Bir süre daha nadir arabaların geçtiği sokağın ortasında öpüştük ve beni öpmeyi kestiğinde dudaklarını tamamen çekmemişti yine de, sıcak dudakları benimkilere hafifçe dokunurken nefesi yüzüme çarptı. "Seni seviyorum Na Jaemin, düşünemeyeceğin kadar çok."

Lütfen okumaya devam edin, fic henüz bitmedi. (birçok kişinin fici buraya kadar okuduktan sonra bırakması nedeni ile not düşülmüştür. )

bo0om bunu beklemiyordunuz

hellö bebislerim yorumlar niye bu kadar az hatta oylar da öyle 18 bölümde 76 oy varmış.. üzülüorum.

sınır: +45

02.02.2020

angel on fire :: na jaeminWhere stories live. Discover now