taehyung: zil çaldıktan sonra dışarı çıkma, bir şey vereceğim.
jeongguk: göt mü vereceksin| göt mü|
pekii
|||
"emaneti getirdim"
sanki uyuşturucu satıyormuşuz gibi kulağıma doğru fısıldamıştı Taehyung. Kafamı salladığım sırada, ben de çantamda ki poşeti çıkarıp ona uzatmıştım. İkimizde kıyafet dolu poşetleri takas ettiğimizde, Taehyung poşete göz gezdirip hemen ardından tekrar bana çevirmişti gözlerini
"Penti mi?"
Omuz silkip "olamaz mı?" demekle yetinmiştim. O ise gülmüş ve kafasını sallamıştı.
ah yerim seni.
bu kaçıncı karşılıklı görüşmemiz bilmiyorum fakat hala heyecan basıyordu. Şuan karşımda gülümseyerek bana bakması heyecanımı double arttıyordu.
"Taehyung gidelim!"
Sınıf kapısından giren Hoseok ile tüm heyecanım resmen kaybolmuştu. Orospu. Onu asla sevmeyecektim.
Taehyung gözlerini benden kaçırıp yanına gelip kolunu omzuna atan Hoseok'a çevirmişti. Benim inadıma mı yapıyordu bu gerizekalı?
"Yarım saattir seni bekliyoruz. Kantine gidelim"
Hoseok neşeli bir şekilde söylenirken, kaşlarımı çatmış öfkeden kızaran suratım ile ona bakmayı sürdürüyordum
"Gelmeyeceğim dediğimi hatırlıyorum" Taehyung, sıranın üstüne yarım bir şekilde oturmuş ben ise karşısında dikiliyordum. Hoseok ise ona kolunu atmış yanında dikiliyordu.
