Nekro/Ölü

21 2 4
                                    

Ertesi gün, gökyüzünden bir ceset düştü. Çırılçıplak bir ceset...
Hayatında bir hiç uğruna devletler için kölece çalışmak dışında hiçbir şey yapmamış, hiçbir şey hissedememiş belki de hiç şaşırmamış bir adamın evinin tam önüne...

Adam kapısının önünde bulduğu cesede karşı hiç şaşkınlık belirtisi göstermeden bir grup belediye yetkilisini çağırmış. garip ve gizemli bir şekilde asla bu cesedin neden adamın evinde olduğunu neden gökyüzünden düştüğünü, oraya nasıl geldiğini ve neden çırılçıplak olduğunu öğrenememişler.
Ceset beraberinde getirdiği onlarca soruyla artık defnedilmek zorundaymış.
bir defin işlemi her zaman için geride bıraktığı soruları da kendisi ile birlikte toprağa götürmez. Belki de bu yüzden bu ceset yakılmalıymış.

bütün bu olanlardan sonra bile hayatında hiçbir şey değişmeden yaşamaya devam eden bu adam sonraki gün işe gitmek üzere evden çıktığında yine aynı cesetle ve aynı manzara ile karşılaşmış.bir önceki gün görevliler tarafından defnedilen ceset tekrar aynı adamın kapısının önünde tam olarak aynı yerde duruyormuş.

İşte bu sefer belki de hayatında ilk defa şaşırmıştı bu adam. Bu seferki gerçekten şaşırtıcıymış. o güne kadar bu olayı neden yaşadığımı hiç merak etmemiş olan bu adam artık yaşadığı şeyin bir tesadüf olmadığını düşünmeye başlamıştı.
Kim bilir, belki çırılçıplak gökyüzünden düşen cesedin kendisiyle henüz kapanmamış bir defteri veya anlatacak bir hikayesi vardı.belki de sadece canı sıkılan bir adamın kötü bir şarkısıydı bu ve kurban olarak kendisi seçilmişti. Ama hayır. Bu yaşadığı çürümüş kentin çürümüş insanları tarafından yapabilecek türden bir çılgın şaka değildi. Bu bu şehir de diğer tüm şehirler gibi her zaman boğuk bir havaya sahip, gri, sessiz ve gürültülüydü. Sessizdi evet, fakat artık tüm canlıların hayvanların belli alışmak mecburiyetinde kaldığı sürekli bir mekanik gürültü hakimdi tüm şehre. Sürekli hareket halinde olan bu şehir asla canlı değildi. insanlar mecbur kalmadıkça konuşmaz neredeyse hiç gülmez ve hiçbir şey için tepki göstermezdi. Bir şekilde, her bir birey kendi benliklerini belki de ağır çalışma koşullarından ötürü başka bir şeye teslim etmek durumunda kalmıştı. Geriye bir ben dedikleri bir şey kalmayana kadar çalışmış ve sonuç olarak kendileri de dahil olmak üzere her şeyden soyutlanmışlardı. Sonuç olarak bu çürümüş kentin insanları birbirleri ile temas etmediklerinden bu cesedinde kendisi ile kapanmamış bir deftere olamazdı. Ve yine aynı sebeplerden ötürü bu bir şaka da değildi. işte tam da bu yüzden cesedin gömülmüş olmasına rağmen neden tekrar kapısının önünde yattığını ; baş edemeyeceğini düşündüğü bir cevapla karşılaşmaktan korkarak merak ediyordu. İstemsiz bir şekilde önce suratında çirkin, sinsice bir gülümseme oluştu. Daha sonra bütün şehir adamın uzun nevrotik kahkaha krizi ile yankılandı. Bu kentin insan kaynaklı ve insan sesi desibelinde uzun zaman sonra duyduğu ilk kahkaha sesiydi.

şehrin insanlarına artık hiçbir şeyin eskisi gibi kalamayacağı akılalmaz olayların tüm kenti sirayet edeceğinin alarmını , yaklaşan ve başlamakta olan felaketin ilk haberini vermişti bu kahkaha.
Ve o ana kadar hiç kimse bunu bilmiyordu.

NECROPOLİSOnde histórias criam vida. Descubra agora