son ve son'un getirileri,

5.2K 655 455
                                    

gel , ya da git.

&

Suçüstü bulmalı ölüm,
Ölürken de sevdalı kal.

Notu, kutunun üstüne yapıştırıp odama son kez baktığımı varsayarak inceledim. Ardından dolabımdan, hemşirenin getirdiği ameliyat elbisesini çıkartıp giydim.

Annem arkamdan gelip belime sarıldı ve çenesini omzuma yasladı. Aynada birleşen dolu gözlerimiz, kötü şeylerin olacağının bilincinde gibiydi.

Elimi tuttu ve kalbinin üstüne koydu. "O ameliyattan çıkacaksın," Tavana baktı ve devam etti. "Ve biz bu hastane odasından başka bir yerde yıldızları izleyeceğiz, kızım. Sana söz veriyorum."

Arkamı döndüm ve ona sıkıca sarıldım. Koltukta oturup bizi izleyen Eren'e gülümsedim ve tek kolumu açıp onu da çağırdım. Yerinden kalkıp ikimizi de kollarının arasına aldı.

"Senin daha nine olduğunu göreceğim minik. Yok öyle hemen çekip gitmek."
Gözlerimi kocaman açıp ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştım. Gayet ciddiydi. Karnına dirsek atıp geri çekildim.

O sırada içeri, iki tane hasta bakıcı girdi ve ameliyathanenin hazır olduğunu söyledi. Derin bir nefes alıp getirdikleri sedyeye uzandım.

Baktığım tavanda bu sefer yıldızlarım yoktu. Bir şeyler şimdiden değişmeye başlamıştı.

Ameliyathaneye vardığımızda, annemin elini zor da olsa bıraktım ve onlara el salladım. Eren'e gülümsedim ve önüme döndüm. Gözlerimi kapattım ve içeri girmeyi bekledim.

Birkaç dakika sonra gözlerimin önüne onun güzel yüzünün hayali serildiğinde huzurla gülümsedim. Her şeye rağmen, kırık bile olsam mutluydum. Mutluluk, benim çok zor elde edebildiğim hazinemdi.

Doktor, eldivenleri ellerini havada tutarak yanıma yaklaştı ve bana gülümsedi. "Hazır mıyız küçük hanım?" Titrek bir nefes alıp onu onayladım. O da kafasını sallayıp hemşireye işaret verdi ve tekrar bana döndü. "Küçük bir uykuya dalacaksın. Sonra da daha sağlıklı bir şekilde devam edeceksin hayatına." Derin bir nefes aldı ve çok kısık bir sesle, 'umarım' diye mırıldandı kendi kendine.

Yüzümün üstüne bir maske yerleştirildi ve 10'dan geriye saymaya başladım.

10.

9.

8.

7.

6, 5, 4, 3, 2 ve 1.

Her şeyin bir zamanı var mıydı, bilmiyorum. Tek bildiğim, herkesin bir zamanı vardı.

Bilindiği üzere, kendime en büyük haksızlığı, ben yapmıştım.

Güneş ışığıyla yeşeren umutlarım yoktu. Benim, yağmurlarla büyüttüğüm acılarım vardı. Güneş, benim olduğum yere doğmuyordu.

Son hissettiğim şey, göğsümün üstündeki baskıydı. Ardından birisi, 'ölüm saati, 12:01' diye fısıldadı. Sonra fişleri çektiler. Karanlık, ilk defa bu kadar belirgindi.

Onunla başlayan hikayem, onsuz bitmişti.

Yazar anlatımıyla,

Doktor, yüzündeki maskeyi çıkartıp ameliyathaneden çıktı.

Koridorda gergince dolaşıyordu annesi. Eren ise, kafasını elleri arasına almış, öylece bekliyordu.

Doktorun çıktığını gören annesi, koşarak onun yanına gitti. "Kızım nerede?" Gözlerini kaçırmakta olan doktor, bu haberi verecek gücü kendinde bulamıyordu.

"Sana soruyorum! Kızım nerede?" Kadının sessiz koridorda yankılanan çığlığını duyan Eren, koşarak onların yanına geldi. Doktor gözlerini, önünde kendisine acıyla bakan kadına çevirdi. "Üzgünüm." dedi sadece. Hızla ilerleyip gözden kaybolan doktor, arkasında 2 ölü daha bıraktığının farkında değildi.

"Eren ne demek üzgünüm? Üzgünüm ne demek? Kızımı getirsinler bana!" Hıçkırıklara boğulan kadın duvar dibine çöküp dizlerini kendine doğru çekti ve sallanmaya başladı.

"Korkar o tek başına. Ellerini tutmam lazım. Saçlarını okşamam lazım. Buradayım, diyip onu yatıştırmam lazım."

Şoku atlatamayıp öylece ayakta dikilmekte olan Eren, olanlara inanamıyordu. Onun kansızlığı vardı. Toprağın altında üşürdü. Orada uyuması imkânsızdı.

Cebinde titremekte olan telefonu hipnoz olmuş gibi çıkartıp ekranını açtı.

arvensaygin: Ölmedi değil mi?

arvensaygin: Yaşıyor?

Görüldü atıp o da sırtını duvara yasladı ve karşısındaki duvara boş boş bakmaya başladı.

Annesi, ilk defa kızına verdiği sözünü tutamamıştı.

Ve Eren, ilk defa yanılmıştı.

Bazılarının ilkleri, bazılarının sonu olabiliyordu.

&

ölüm sahnelerini beceremem. onu tatmadan, ne hissettirdiğini asla öğrenemeyiz. elimden geldiğince size hissettirmeye çalıştım. hissettiremediysem de, bu konuda tecrübesizim. dediğim gibi.
üzgünüm.

ve,

veda etmiyorum.

şira'nın bıraktıkları,
ve geride kalanlar var.
size göstermemiz gereken şeyler var.

renksiz bir kadın | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin