27

3.8K 260 124
                                    

Jungkook

Her insanın kusuru vardır.

Bu kusurlar görünüş, boy, kilo değil. Hadi ama her insan güzeldir,bunlara kusur diyen insanlar kusurludur.

Ben de kusurluydum. Bazen olmadığım biri gibiydim. İnsanların gözünü boyamak zorundaymış gibi hissederdim. Güzellik önde gelir sanardım.

Eğer böyle olsaydı Yoongi kusursuz olurdu. Gerçekten çok yakışıklıydı ama bir o kadar içi kötüydü.

Yoongi...her şeye Yoongi'den örnek veriyordum.

Unutamıyordum, onun bana yaşattıklarını unutamıyordum. Ancak onun yakışıklı yüzünü de unutamıyordum.

Acaba sevgili olsaydık iyi olur muydu? İkimizde birbirimize aşık olsaydık, Eros'un okları bizi hedefleseydi...her şey daha güzel olur muydu?

Gerçek bir aşk evliliği güzel olur muydu?

"Uyuyamıyor musun Kook?"

Hoseok hyungun sesiyle düşüncelerimden ayrılmıştım. "Uyanık kalmak zorundaymışım gibi hissediyorum." Bana döndüğü zaman bende ona döndüm.

"Şuan güvendesin biliyorsun değil mi? Arkanda 5 tane hyung var."

Gülümsedim. "Tabii ki biliyorum. Ama yinede içimde bir tedirginlik oluyor hyung."

"Olmasın işte o tedirginlik. Bir şey olursa illa ki duyarız."

Kafamı olumlu anlamda salladım ve ona sarılıp uyumak için gözlerimi kapattım.

Başımı yastığa koyduğum zaman düşüncelerim durmaz, çoğalırdı.

Şimdi gelse alsa beni ne olacak? Bir daha hyunglarımı görecek miydim? Onlara bir şey yapar mıydı? Beni cidden odaya hapseder miydi?

Bunları düşününce bile sinirleniyordum.

~♥~

Sabah olmuştu.

Beraber kahvaltı yapıp köpeklerin olduğu bir barınağa gelmiştik.

Etrafta bir sürü köpek vardı. Hepsi bizim yanımıza geliyordu ya da yemek yiyip yatıyordu.

Şimdi Jimin hyung ile beraber köpekleri bekliyorduk. Diğerleri başka yerlerdeydi.

"Jungkook şuna bak ya! Çok tatlı, hepsini sahiplenmek istiyorum."

"Şu yaşlı bekâr nineler gibi mi olacaksın?"

Güldü. "Hayır, onlar kedi besler."

İkisi de aynı şey. Hayvan. Gerçi bizde hayvan kategorisindeyiz- neyse tamam kafanı yorma Jungkook.

Omzumu silkip çömeldiğim yerden kalktım. Kalktığım gibi gözüm bir erkeğe takılmıştı. Arkasına dönüktü.

Yoongi?

Buraya döndüğü zaman Yoongi olmadığını anlamıştım.

Gerçekten çok benziyordu.

"Jungkook? Ne oldu? Yüzün sararmış."

"Ha? Hayır yok bir şey sadece yakışıklıymış işte."

Yoongi'ye benzettiğimi söylersem yine uzun uzun konuşacaklardı.

Beni cimdikledi. "Gönül işi desene."

"Hyung o sadece yakışıklı. Tanımıyorum bile."

"Tanışırsın elbet."

Gözümü devirdim.

Cidden bazen acayip boş konuşuyor ama onu seviyordum. Sonuçta arkadaşlar böyle olmalı. Boş konuşmalı.

Tae hyung bize elinde bir ufaklıkla gelmişti. "Karavanımıza yeni bir üye getirdim!"

Jimin hyung sevimli bir şekilde gülümseyip onu Tae hyungun kucağından aldı. "Çok tatlı~ adını ne koyacaksın?"

"Ne olmasını isterdin?"

Kızarmıştı.

Bunlara çıkma teklifi falan gerek yoktu. Böyle de sevgililerdi.

"Yeontan? Tanie~"

Jimin hyungun kucağındayken onu sevmeye başladım. "Kulağa hoş geliyor."

"Bende sevdim." Bu Namjoon hyung ile buraya gelen Jin hyungtu.

"Güzel. Şimdi Tan'ın ihtiyaçlarını almalıyız."

~♥~

Herkes flörtüyle takılınca Hoseok hyung ve bende sevgililerimize (oyun konsollarımıza) sarılmıştık.

"Hyung dışarı çıkıp Tan'ı gezdireceğim."

"Çok uzağa gitme. "

Bunlarda beni iyice ilkokula giden bebe yaptı.

Tan'ın tasmasını taktım ve çıkıp sahilde ki banklara doğru gittim.

Lanet pislikler gözümün önünde yiyişiyorlar.

Neyse en azından burada sadece ben ve Tan vardı.

Sonunda yalnız kalabildik diyip Tan'ı kaçırıyormuşum falan.

Kahkaha tufanı, çok komik.

Jin hyung sağol.

Tan birden havlayıp etrafta koşuşturmaya başladığı zaman arkama döndüm. (kapıyı açamıyorm yarram)

Daddy!/Yoonkook ✔Where stories live. Discover now