Tasarım sahibi: azeliapdf
"İnsan düşmekten değil, düşerse 'hadi kalk' diyebilecek bir dost sesi duyamamaktan korkar."
-Aldous HUXLEY-
Mavinin Yeşili
Bölüm:4 -Kaybolan Umut Tohumları
Ceylin, ilaçların etkisiyle uyuyakaldığında Ege de hem yalnız olduğu hem de uykusu geldiği için İrem'in kucağına başını koymuş bir şekilde uyuyakalmıştı ve İrem kardeşinin siyah saçlarıyla oynuyordu, o huzurlu bir şekilde uyusun diye.
Bu sebepten ötürü odayı derin bir sessizlik ele geçirmişti. Dördü de geçmişe gitti. Hatırladıkları karşısında buruk bir tebessüm belirdi Derin'in yüzünde. İlk anda bağlandığı kızını her şeyden korumak istese de gerçekler kaçınılmaz bir hale gelmişti. Nerden bilebilirdi ki ansızın hayatına giren bir bebeğin onun merkezi haline gelebileceğini?
Bilemezdi.
Onu ilk yanına aldığında ellerini sıkı sıkıya kapatmıştı, kimse ona zarar vermesin diye ama şimdiyse parmaklarını hareket ettirip onu koruyup kollayamazdı, buna gücü yetmiyordu. Çaresizlik vücuduna yayılıyordu. Hızlı ve sinsi bir zehir misali...
Derin titrek bir nefes aldı, konuşulan olaylar, odaya sessizliğin ele geçirmesine vesile olmuştu. Uraz sadece Ceylin'e bakıyordu. Çok küçüktü bunca acıyı kaldırabilir miydi minicik bedeni? Aklından geçen soru içini titretti.
Eylül bu can yakan sessizliğe daha fazla dayanamadı, hemen söze girdi, "Şimdi ne olacak?" dedi. Hepsinin aklından bu soru geçmişti ama kimse buna bir cevap bulamıyordu. Bulanların ise tek bir cevabı vardı bu soruya lakin kimse bunu aklının bir köşesinden bile geçirmek istemiyordu.
Ölüm, bir insanı diğerinden ayırabilen güçlü bir etkendi. Derin buna dayanabilir miydi bilemiyordu. Kayıpları çok fazlaydı ve artık dayanacak gücünün kalmadığını hissediyordu.
Bunu düşünen Derin, nefes alamadı. Koskocaman odaya rağmen olduğu yerde küçüldüğünü, iliklerine kadar hissetti. Aklındaki fikri bir yana bırakarak gözyaşlarını sildi ve derin bir nefes aldı, yıkılmaması gerekiyordu. Yerinde dikleşti ve elini saçlarına daldırıp karıştırdı, ardından söze girdi, "Bugün doktor herkesten kan örneği alarak uygun iliğin kimde olduğuna bakacakmış," dedi. Bunları söylerken olacaklara kendi bile inanamıyordu.
Eylül "Tamam ama ya ilik bulunmazsa? Sonuç olarak..." dedi ama sözü Uraz'ın kaş göz işareti yapmasının ardından yarım kaldı. Uraz ona Derin'in halini anlatmaya çalışıyordu.
Derin ağlamamak için dudağını dişlese de teker teker düşüyordu gözyaşları. Kızını kaybetme ihtimali bile canını yakıyordu.
Eylülse bunun farkındaydı ama zamanı iyi değerlendirip Ceylin'i bu hastalıktan kurtarmaları gerekiyordu, bu yüzden duygularını bir kenara bırakıp çözüme odaklanmıştı. Elini Derin'in omzuna koydu ve destek olduğunu belli etmek adına sıktı. Derin'in yerde boş boş dolanan bakışları ona döndüğünde konuşmaya başladı, "Bak bardağın boş değil dolu tarafına bakalım tamam mı? Hem biz ne zaman düştüğümüzde kalkamadık ki? Şimdi de kalacağız ama ayağa kalkmak biraz daha zor o kadar. Bu sefer de ayağa kalkacağız merak etme sen," dedi umut dolu sesiyle. Ellerini Derin'in yaşlarla dolu yanaklarına koydu ve ardından yaşlarını yavaşça kuruladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)
General Fiction(İki kitap tek bir kitap içerisinde yer almaktadır. Ek olarak bir başka kitap paylaşmak yerine buradan devam ettim, keyifli okumalar dilerim ^^) Bir kelebek geçti üstlerinden sonra da aşkın tohumlarını kadının kalbine düşürdü. Kelebek anlaştı topra...