12|🍷

9.9K 753 181
                                    

İyi okumalar 🍷

Yaklaşık yarım saattir parkta sessizce oturmuş, eğlenen küçük çocukları izliyorduk.

"Ölecek misin?" sessizliği bozarak, kırmızı başa bakarak konuştuğumda, bana dönüp kaşlarını çatarak dediğimi anlamaya çalışmıştı.

"Diyorum ki; baya bir sessiz ve sakinsin." derin bir nefes verip önüne dönmüş ve çocukları izleme işine kaldığı yerden devam etmişti.

"Bazen sessizlik çok şey anlatır." kaşlarım havalanmıştı, kurduğu en mantıklı cümlelerden biriydi.

Hatta duyduğum ilk mantıklı cümlesiydi. Ciddi mânâda bir derdi vardı.

"Peki, medyum veya kahin değilim. Yani sessizliğinden ne dediğini anlayamam.

Onun yerine, anlatmaya ne dersin?" dediğimde, kollarını, dizlerine yaslayıp öne doğru eğildi.

'Hah'layarak güldüğünde, dudak büzüp kaşlarımı havalandırdım.

"Bir şeyim yok, iyiyim." göz devirip, başımı iki yana salladım.

"Peki, üstelemiyorum." kollarımı göğsümde birleştirdim ve bacak bacak üstüne attım.

"Ciddi misin?" kaşlarını havalandırıp, geriye yaslanarak bana bakmıştı.

"Evet. Sadece yanında durup, iyi hissetmen için sana sinerji yollayacağım." diyip gözlerimi kapatıp, ellerimi 'aduket' yaparmışcasına kendimden kırmızı başa doğru ittiriyordum.

Kahkaha sesi duyduğumda, gözlerimi açıp karşımda gülen kırmızı başa bakmıştım.

"Sinerji yerine ulaştı, görev tamamlandı." gülümsediğimde, dudağını ısırıp başını önüne çevirerek eğmişti.

"Sapık olduğunu düşündüğün bir insana moral veriyorsun, farkında mısın?" başımı yavaşça sallayıp, dudaklarımı ıslattım.

"Farkındayım, morali bozuk biri gördüğümde sapık olup olmamasını umursamıyorum.

Malum insanın morali bozukken, kepenkleride inişe geçiyor." gülmüştü.

"Herkesin mükemmel bir hayatı olmayabilir, önemli olan hayatını mükemmelleştirmek için pes etmeden elinden geleni yapmaktır."

Ellerimi birbirine sürtüp, öne doğru eğilerek kollarımı dizlerime sabitledim.

"Eğer pes edersen, istediğin hayatı asla elde edemezsin." omuz silktim.

"Pek tabi zorluklar çıkabilir karşına ama.." geriye yaslanıp, kırmızı başa bakmaya başladım.

"Sen sen ol; hayallerinin peşinden git, insanların değil." bana bakıp yutkunmuştu, ardından gülümseyip başını salladı.

"Teşekkürler, Mira." başını salladı. "Gerçekten, teşekkürler." omuz silkip, ellerimi bacaklarıma vurarak ayaklanmıştım.

"Teşekküre gerek yok, pes etme yeter." göz kırpıp parktan çıkarak bir taksiye atladım ve evin adresini verdim.

{Taehyung}

"Nereye gidiyorsun, Taehyung?"  başımı Souya'ya çevirip, umursamazca cevaplamıştım.

Her şeyi soruyor ve beni fazlasıyla darlıyordu.

"Babam çağırdı, şirkete gidiyorum." diyerek evden çıkmıştım.

next-door neighbor ° kth Where stories live. Discover now