Merhaba güzel ballarım. 🍯
Yeni bir bölüm ile karşınızdayım ve bu bölümü yanımda olan ve her an mesajlarıyla beni motive eden güzellerime ithaf ediyorum.
Bu bölümü onlar için yazdığımı belirtmek isterim. Uzun süredir (yaklaşık 3 hafta olmak üzere) bölüm yayınlayamadım. Bir çoğunuz bunun nedenini biliyor, en azından beni instagram'dan takip edenler çok iyi biliyor.
Bana, "BATAKLIK" ile ilgili o kadar çok soru sorup ilgilendinizki... Bu
bazen beni tedirgin etse de sizlerin ilgisi beni inanın çok mutlu ediyor. Yalnız olmadığımı ve benim yanımda olduğunuzu hissettirdiğiniz için her birinize minnettarım.Sizleri çok çok seviyorum.
Bu bölümü onlar için ve tüm acı çeken insanlar için yazıyorum.
Sizleri çok çok seviyorum.
Lütfen oy vermeyi ve satır aralarına "LM" yazmayı unutmayın. Bölüm sonunda bir anket var sizler için, katılırsanız çok mutlu edersiniz beni.
Yeni Bölüm sınırı; 1300 Vote, 4000 Yorum! 🍒
O zaman hepinize muazzam okumalar.... Çok seviyorum... ❤
🍷 LM 🍷
Diri diri gömülmüştüm ben.
En kuytu köşelerdeki; korkumun da beraberinde getirdiği vahşi bir mezarlığa, diri diri gömülmüştüm.
Bedenim ortadan ikiye ayrılmış gibi hissediyordum, cılız ve güçsüzdüm.
Ona, ne istersen demiştim. Ne istersen...
Hiç düşünmeden, "Ne istersen yaparım!" demiştim.
Benden neler isteyebileceğini bir an bile olsun düşünmeden.
Ölüm fermanımı kendi ellerimle hazırlamıştım da, mühürü ona nasıl kaptırmıştım peki?
Bir can almamı teklif etmişti bana. Alt tarafı bir can...
Dünyam mı başıma yıkılmıştı yoksa ben mi küçülüp büzülmüştüm bir ceset gibi.
Nefesim mi kursağıma tıkanıp kalmıştı yoksa içimde ki bütün havayı o mu solumuştu ciğerlerine?
Zaman mı durmuştu yoksa ben mi donup kalmıştım bir buz kütlesi gibi.
Eriyordum. İçin için eriyordum, içimde bir ateş yanıyordu ve ben üzerimde bir ceset soğukluğu taşırken damla damla eriyordum.
"Öyle bakmaya devam edecek misin" Kızıltuğ'un gözleri benden cevap bekleyen bir şekilde dikkatle kısıldı. "Ne istersen yaparım dememiş miydin?" Tek kaşı kendinden bağımsız bir şekilde çatılırken, beni sorgulayan bakışları bir an önce cevap vermemi bekliyordu. "Ben mi yanlış hatırlıyorum?"
Demiştim. Lanet olsunki, demiştim. Çünkü her ne olursa olsun, onun bile bu kadar iğrençleşebileceğini ve gaddarlaşabileceğini düşünmemiştim. Bu tamamen benim aptallığımdı.
Nabzım göğsümü yoklarken, nefesimi tutarak gözyaşları içerisinde, "A-ama bu...." diye fısıldadım, ne söyleyebileceğimi henüz kestiremeden. Zihnimdeki bütün kelimeler bir mürekkep gibi dudaklarıma akmış ve bir mıknatıs etkisi göstererek, kurma ihtimalim olan bütün cümleleri içine çekmişti. "Bu..."
Aksi bir tavırla sözümü kesti.
"Bu ne?"
Tehditkâr siyahları, bana inanamaz bir şekilde hayretle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK TUTKU +18
Teen Fiction"Soyun." Gözleri kin dolu bakıyordu. Kin ve Nefret dolu. Duyduğum kelime beynime bir mızrak gibi saplandığında ceketimin cebinden çıkardığım bıçağı hızla ona doğrulttum. Her ne kadar bunu yapmaya cesaretim olmasa da; onun gözünü, korkmayacağını bild...