Bölüm 3

529 27 0
                                    

Sahneye çıkmıştım. Artık geri dönüşü yoktu. Arkaya gidip söyleyeceğim şarkıyı dedikten sonra kendimi öne attım ve gözlerimi kapatıp şarkıya başladım.

"Bambaşka bir halin vardı, birden bire beni sardı,
Benliğimi benden aldı."

Gözlerimi açtığımda artık onunla göz gözeydik, tekrardan. Bu sefer rengini anlamıştım, onun gözleri görüp görebileceğim en güzel kahverengiydi.
  
   Pür dikkat odaklanmıştı. Artık şarkıyı oradakilere değil sadece ona söylüyordum. Sanki bu benim ilk söylediğim şarkıydı da ilk dinleyicim oydu. Delicesine heyecanlıydım.
   
   "Bu kalp seni unutur mu, bu kalp seni unutur mu,
   Kalbim seni unutur mu?"
  
   Son sözlerimi de tamamladıktan sonra mikrofonu yavaşça yerine bıraktım. Bir kaç saniye sonra duyduğum alkışlar adeta salonu inletiyordu.
   
    Herkes alkışlıyordu. Onun olduğu yere baktım. Şuan onun da beni alkışladığını görmek istediğim tek şeydi.
    Oraya bakınca onu yerinde görememek uğradığım en büyük hayal kırıklıklarından biriydi.
    Teşekkürlerimi iletip sonda da gülümseyip hızlıca sahneyi terk ettim.

    Berivan'ın yanına attım kendimi.
"Berceste, sen mükemmel bir detaysın. Herkes ağzı açık dinledi. Farkında mısın acaba?"
    "Herkes ağzı açık dinlese nolur Allah aşkına, O gittikten sonra."
     "Kim?"
     "Bişey yok. Hadi ya ben çok yoruldum. Eve gidelim"
  Tam Berivan "Ali nerde?" derken
Ali geldi. İlk odağına aldığı kişi bendim. "Sen az önce ne yaptın öyle ya?" Dedi.
    Gülümseyip teşekkür ettikten sonra Berivan'ı gördü. Bakışları parladı.

    Berivan gülümsemekle yetindi."N'aber?" ,"İyidir. Senden?" Onlar birbiriyle çekingence konuşmaya devam ederken benim aklım çoktan başka yerdeydi.
     
  Az sonra yanımıza birileri geldi. Kafamı kaldırıp bakınca onun arkadaşları olduğunu gördüm.
Kendisi hariç hepsi buradaydı.

Ali "Oo nerelerdeydiniz siz ya?" Diye sorunca cevap gecikmedi."Buradayız işte" bunu söyleyen diğerlerine göre daha uzun olandı. Saçları kömür gibiydi. Sanırım biraz asabi bir yapısı vardı.

  "Naber Ali?" dedi sarışın olan. "İyi, iyi de Sercan nerde?","Birden telefonuna mesaj gelince ayrılmak zorunda kaldı"dedi tekrardan, sarışın olan. Sercan dedikleri kişi sanırım oydu.
   
   Bakışlar Berivanla bana dönünce hemen "Ali bizimde gitmemiz lazım, görüşürüz" deyip Berivan'ı tuttuğum gibi dışarı çektim.

    "Ya kızım sen neden bu kadar yabanisin ya, ne güzel duruyorduk işte içeride" dedi
      Onu takmadım. Zaten dolmuşta gelmişti hemen binip oturduk.

     Başımı cama yaslayıp su gibi akan yolu izlerken bu akşam olanları düşündüm.

   O insanın içine içine işleyen kahverengi bakışlar, her göz hareketiyle titreyen uzun, kıvrık kirpikler.
   
    Kendime kızmaya başladım. Adım gibi emindim ki şuan umrunda bile değildim.

   Ayrıca ben sadece dış görünüşten etkilenmezdim. Bence onun çok soğuk bir yapısı vardı. Yani en azından bakışları bu kanıya varmamı sağlamıştı.
  
    Daha fazla düşünmeyi kendime yasaklayıp gözlerimi kapattım.
   
    Zaten birkaç durak sonra da eve varmıştık
     Eve girer girmez Berivan'ın "O sonradan yanımıza gelenler neydi öyle ya?" Demesi sinirlerimi bozmuştu.
    "Ne varmış onlarda?"
    "Ne mi varmış onlarda, sen çocukların tiplerini görmedin herhalde. Neyse ki benim ilgim başka yerde" son cümlesini yarım ağız söyledi.
      "Neyde senin ilgin neyde, duyamadım?"
     Odaya girip kapıyı kapattı. Bu onun en iyi kaçma yöntemiydi.
  Neyse ki bende yorgundum da çok üstüne gitmedim.
     Yatağıma girip yorganı kafama kadar çektim ve sadece Sercan'ı tekrar görmeyi diledim.

    
  

SergüzeştKde žijí příběhy. Začni objevovat