16. BÖLÜM

5.6K 241 49
                                    

Sanma ki ismini bir başkası silecek, seninle başladım seninle bitecek.
- ADEN DEMİR -         

🥀🥀🥀🥀🥀

"Benim sevgilim sadece sen olabilirsin. Sen benim ilk aşkımsın, ve sonum olmanı istiyorum. Sen benim Cennet Bahçemsin."

Hâlâ ağzım açık bir şekilde şaşkınlıkla ona bakıyordum. Tek bir kelime bile dökülemiyordu ki dudaklarımdan. Bir gün onun bana aşk itirafı yapacağını hiç mi hiç tahmin etmemiştim ki. Ama evet, bu hayalimdi. Fakat benim için rüya bile olamayacak kadar gerçek olmuştu bugün. Oysaki rüyalarım da gerçekleşmişti. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmiyordum. İlk defa birine ne söyleyeceğimi hiç bilmiyorum. Herkese laf yetiştirebilen ben, Toprak'a karşı bu huyum işlemiyor. Rüyada olmaktan o kadar çok korkuyorum ki. Ama gerçek olduğunu da biliyorum. O da beni seviyor işte. Beni seviyor...

Onu hâlâ çok kıskanıyorum. Artık Toprak'a karşı hiç bir şey hissetmediğimi söylüyordum ya, unutun o söylediklerimi. Sadece kendimi kandırıyordum. Bununda farkındayım. Şu an hiç bir tepki veremiyordum. Öylece yüzüne bakıyordum. Etraftakilerin bizi izlediğinin farkındaydım ama yine de tepki veremiyordum. Hatta bazıların 'affet, affet' diye bağırmalarını da  duyabiliyordum.

Uzun zamandır sessizdim. Hâlâ da öyleyim.

"Lütfen bana bir şans ver. Seni doya doya, kimseden saklamadan sevmeme izin ver. Dışarıda yanında benden başka bir erkek gördüğümde kıskandığımı belli etmeme izin ver. Çünkü böylesi inan çok kötü. Yanında ne zaman bir erkek görsem kıskançlıktan ne yapacağımı bilemiyorum. Ama yanına gelipte, 'bu kız benim sevgilim. Bir daha ona yaklaştığını görmeyeceğim.' diyememek öyle kötü bir durum ki. Ya da sana uzaktan da olsun bir erkek baktığında bir sevgilin olduğunu göstermek için kolunu omzuna atarak seni sahiplenememek... Bunlar öyle kötü bir durum ki, ben artık dayanamıyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki. Lütfen bana bir şans ver. Sana söz veriyorum, o şansımı çok iyi kullanacağım. Seni değil isteyerek, istemeyerek bile üzmeye kıyamıyorum ben." dedikten sonra daha kısık bir sesle;

"Lütfen bana bir şans ver. Lütfen." diye ekledi yalvarır gibi bir tonda.

Koskoca Toprak Yüksel, resmen bana yalvarıyordu ona bir şans vermem için. Koskoca erkek mafyaların başı olan Ecel, yalvarıyordu etrafındakileri umursamadan. Ama hiç buna gerek yoktu ki. Ben zaten onu seviyorum hâlâ. Yine üzüleceğimi bilsem de Toprak'a bir şans verecektim. Üzülürsem üzüleyim, ama bu Toprak tarafından olsun. Ona da razıyım. Yeter ki biraz da olsun ben de mutlu olayım sevdiğim adamla.

Ona hafiften gülümsemeye başladım. Ve sonradan üzüleceğimi bildiğim halde, yine de hiç pişman olmayacağım bir şey yaptım. Etrafımızdakileri umursamadan büyük bir cesaretle dudaklarına yapıştım. Aynı zamanda da, sanki bunu yapmamı bekliyorlarmış gibi etraftan alkış ve ıslık sesleri duyulmuştu.

Toprak'ta beklemediği için bedeni kaskatı kesildi. Öylece kalakaldı. Tam geri çekilecekken, birden beni kendine daha fazla çekti ve bu sefer de Toprak beni öpmeye başladı. Bir süre sonra ben de karşılık verdim. Etrafta ki alkış ve ıslık sesleri çoğalmıştı. Bir dakika kadar sonra yavaşça ayrıldı dudaklarımız. Ama onun elleri hâlâ benim belimdeydi, ve benim kollarım da onun ensesinde. Bana içten bir şekilde gülümseyince, ben de gülümsemeye başladım.

"Bu 'evet' demek mi oluyor?" diye sordu sırıtarak. Yüzümde ki gülümsemeyle başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım. Gülümsemesi yüzüne yayıldı ve birden sımsıkı bana sarılması bir oldu. Gözüm cafe girişine takıldığında Berke ve Asmin bize gülümseyerek bakıyorlardı. Onların arkalarında bize sinirli ve kıskanç bakışlarını gönderen o sürtüğü görünce sırıtıp göz kırptım. Daha da sinirlenmişti.

CENNET BAHÇESİ (İNTİKAM SERİSİ 1) Where stories live. Discover now