(8)

11.9K 947 125
                                    

Babamın uzattığı eline baktım. Bu güne kadar bir kez olsun bana uzanmayan eline. Bana sadece vurmak için dokunan ele.

Bakışlarımı Mahir'e çevirdiğimde, tepkisiz bir şekilde bizi izliyordu. Gitsem, itiraz etmeyecekti, kal demeyecekti. Adımlarım babama doğru giderken babamın, zafer kazanmış gibi gülümsediğini farkettim.

"Gerçekten beni bu hayattan kurtaracak mısın baba? İstediğime verecek misin beni?"

"Tabi kızım. İstediğin hayatı yaşayacaksın. Bu adama katlanmak zorunda değilsin."

"Kaça satacaksın beni baba? Serdar'a şimdi daha ucuza verirsin. Ne de olsa dul sayılırım değil mi? Hasret kaçınca zararlı çıktınız değil mi? Sana yalvardım baba, beni verme diye. Duymadınız feryadımı. Abime feda ettiniz beni. İlk kez bana "Kızım" diyorsun. İlk kez vurmak dışında elini uzatıyorsun. Artık senin kızın Fatma yok baba. Mahir'in karısı Fatma var."

Son cümlelerimi bağırarak ve Mahir'i işaret ederek söylemiştim. Babamın yaşadığı hayal kırıklığı, yüzünden belli oluyordu. Öfkeden gözleri kızarmaya başlamıştı.

"Senin dilin çok uzamış görmeyeli. Kimden yüz buldun bu kadar. Ahlaksız!" Diyerek elini kaldırıp vuracakken kendimi korumak için yüzümün kolumla kapattım.

"Sakın!" Diyen sese başımı çevirdiğimde yanımda tekerlekli sandalyesiyle duran Mahir'i gördüm.

"Sakın karıma dokunma. Hasret bu evden gelinliğiyle çıktı. Gelininize sahip çıkamadıysanız bu sizin utancınız. Fatma bu evin gelini, benim karım. Bu evde olduğu sürece kimsenin ona karışmaya hakkı yok. Ne sizin ne de benim. Şimdi gidin burdan."

"Bizi kandırdınız. Şerefimizi ayaklar altına aldınız."

"Şerefi olan bir adam, evli bir kadını koca evinden alıp başkasına satmaya çalışmaz."

Kolumu tutan kişiye başımı çevirince Hatice anneyi gördüm arkamda.

"Biz içeri girelim kızım. Onlar kendi aralarında hallederler."

Birlikte içeri girdiğimizde odama girip yere oturarak ağlamaya başladım. Canımın acısından ağlıyordum. Günlerdir görmediğim babamı hiç özlemeyişime, kendi menfaati için beni kullanışına, sevmeyi bilmeyen bir adama mahkum edişine.

"Fatma." Diyen Mahir'in sesini duyunca yüzüne bakmadan başımı kaldırdım.

"Burda kimse sana bir şey yapamaz. Sen, buna izin vermeyecek kadar güçlü bir kızsın."

"Bir adam, evladına bunu nasıl yapar anlamıyorum. Neden babam evime geldiğinde sevinemedim? Neden kızım diye ziyaretime gelmek yerine böyle bir rezalet çıkarmak için geldi."

Ağlayarak konuşurken başımı Mahir'in dizine  koydum. Bir dosta ihtiyacım vardı. Konuşup yüreğimdekileri dökebileceğim bir dost. Mahir'den başka kimse yoktu yanımda.

Mahir'in dizinde ne kadar kaldım bilmiyorum. İkimizde sessizdik. Ben babamı düşünüyordum. Bir kez olsun bana sevgiyle yaklaşmayan adamın bana uzattığı el yine kendi menfaati içindi. Böyle bir babam olduğu için utanıyordum. Yeni ailemin, eşimin karşısında rezil etmişti beni.

"O adam.. sevdiğin miydi?" Sözünü duymamla öfkeyle gözlerimi yumdum. Mahir'e değildi öfkem. Utanmadan evli bir kadının kapısına gelen Serdar'a. Ve onu buraya getiren babama.

Başımı kaldırıp gözlerimi Mahir'in gözlerine diktim. Utanması gereken kişi ben değil, kapıma gelenlerdi.

"Bu eve adım attığım an her şeyi geride bıraktım. Senden öncesi bitti. Babam şerefsizlik yapıp kurcaladı. Aynısını sen de yapma. Ben senin karınım. Adımıza leke getirecek bir şey yapmam asla."

DİĞER YARIMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora