03

474 115 27
                                    


Yorum yapsanız çok güzel olur.

_________________

Havada gri bulutlar tüterken verendada ki salıncağa oturmuş olan Bayan Son hırkasının cebinden çıkardığı temizlik jelini avucuna sıktı.

Havada ki koyuluk yeni bir fırtınanın habercisiyken bahçe kapısından siyah bir fordun girmesiyle, kirişleri kahverengi olan beyaz duvarlı müstakil evin çatısından kargalar gaklayarak uçuştu. Kendimi ağır çekimli bir korku filminin içinde gibi hissediyordum fakat yinede, bu güçlü hissiyat hoşuma gitmişti. Tuhaf şeylerden zevk alan bir yapım vardı.

Fordun sürgülü arka kapısı açıldı ve içinden kısa boylu zayıf bir kadın indi. Saçlarını bu sefer siyaha boyamış ve kısa kestirmişti. Şu ana kadar denediği tarzlardan en iyisinin bu olduğunu direk söyleyebilirim. İçine giydiği beyaz bluzla uyumlu bebek mavisi kumaş takımıda üzerine fazlasıyla yakışmıştı.

Beyaz topuklular ahşap verendamıza yaklaşırken Bayan Son iç çekmiş, yoyo ise asıl sahibi kendini gösterdiği için memnuniyetle kuyruk sallamıştı. Eğilip bizi selamlamadan önce yoyonun başını okşadı.

"Nasılsın bakalım genç adam?" Eceliyle arasında bir parmaklık mesafe kalmış yoyonun 'genç adam' sözü fazlasıyla hoşuna gitmişti. Oldukça mutlu gözüküyor, kuyruk sallıyor ve arada sevinçle inilti karışımı sesler çıkarıyordu. Fakat havlamıyordu. Chaeyoung'ın yanındayken havlamamaya özen gösterirdi, hiç birimizi umursamaz ama gürültüden nefret eden Chaeyoung için havlamamaya özen gösterirdi yaşlı yoyo.

"İyi misiniz? İyisinizdir umarım. "

Yorgun gülümsemesi esmer çehresine yayılırken Bayan Son Chaeyoung'a çok kısa, saliselik bir bakış attıktan sonra kısaca 'iyiyim' demiş ve ardından 'uyku vaktim geldi, ben gidiyorum.' diyerek evin içine kaçmıştı.

Evet, kelimenin tam anlamıyla kaçmıştı.

Şimdi onunla verendada başbaşaydık. Annesinin gidişini hazmetmeye çalışan koyu kahverengi gözleri gözlerime odaklandı. Ellerimle dağınık, açık kahve kahküllerimi düzeltme ihtiyacı hissetmiştim.

"Siz nasılsınız peki? Buraya alıştınız mı?"

"Bunu buraya her geldiğinizde soruyorsunuz. "

Boş bakışları tüm çehremi arşınladı. "Çok üzgünüm ben, aklımdan çıkıveriyor bazen. Ben zaten buraya pek..."

Tutarsız kelimeleri nazikçe dudaklarından dökülürken ona işkence ettiğimi fark ettim. "Sorun değil efendim. Çok iyiyim, Bayan Son'da öyle. 1 yıldan fazladır buradayım, buraya alışalı çok oldu."

Dik omuzları yavaşça çöktüğünde siyah fordun içindeki şoför bagajdaki bavulları verendaya bırakmıştı.

"Yorgun görünüyorsunuz, ilk önce bavullarınızı içeriye taşıyalım. Daha sonra akşam yemeğimizi yer ve yarın sabahta kıyafetlerinizi yerleştiririz–"

"Bavulları ben taşıyabilirim ve kıyafetlerimi şimdi yerleştireyeceğim. Siz de o esnada masayı hazır edebilir misiniz?"

Kibarlığı karşısında bir kez daha ezilmiştim. Benim görevim zaten buydu. "Elbette... Elbette hazır edebilirim."

Daha sonra gülümsedi. Gözlerim dudağının kıvrımlarındaki minik bene takıldı bir an. Ardından valizlerini alıp yanımdan rüzgar gibi geçiverdi.

silahlar eller içindir » michaeng ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin