08

426 83 40
                                    


Sonbahar arka bahçemizden –ve pencereli tavandan zemine kadar uzanan salonumuzdan– görüldüğü kadarıyla son günlerini yaşıyordu. Fakat etkileri, doğa üzerinde bıraktığı hediyeler hâla etkindi. Ağaçlar hastalıklı gibi kupkuru ve sarıydı mesela. Fakat kurumuş yapraklar eskisinden daha hızlı bir şekilde dallarından kopuyor, acıklı bir şarkının kırık notalarını anımsatan kahverengi, sarı ve mor renkli ölü yapraklar pencerimizden süzülüp havada döne döne antremize düşüyordu.

Bu sabahta yaprakları süpürmek zorundaydım.

Elimdeki fırça sağa sola hareket ediyorken kafam düşüncelerle kaynayan bir kazan gibiydi. Birisi gelip bir kez dokunsa, kafamın fokurdayan düdüklü tencere misâli havaya uçacağını hissediyordum.

Pikniğin üzerinden iki hafta geçmişti. Son Chaeyoung'ın sarf ettiği kelimeler zihnime iki haftadır işkence ediyordu. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin o günü unutmam imkansızdı. Geçen zaman hikayenin dekoru gibiydi sanki. Onu yaşayan bizler için bile anlamını kaybetmesine neden olacak kadar sık anlatılan hikayenin.

Ettafımdaki tüm sessizliği bıçak gibi kesen bir çığlık duymamla süpürge parmaklarımın arasından kayıp yere düşmüştü.

Sarmal merdivenleri koşarak tırmanmaya başladım. Bu Bayan Son'un çığlıyıydı.

"Bayan Son!" Kahverengi kapı görüş alanıma girdiğinde elim bakır rengi pirinç kapı kolunu kavradı. "Bayan Son iyi misiniz?!"

Odasına girdiğimde onu pencere kenarındaki tek kişilik koltuğunda gördüm. Elleriyle ağzını kapamıştı. Gözlerinden yaşlar akıyor ve sadece önündeki sehpanın üzerine saçılmış fotoğraflara bakıyordu. "Bayan Son?"

Kafam karışık bir şekilde yanına ilerledim. Masanın üzerindeki fotoğraflar her adımda biraz daha netleşiyordu. Kanlı insan bedenleri. Boğazları kesilmiş, kimisinin gözleri oyulmuş, bir başkasının ise ağzına dikişler atılmıştı. Hepsinin ortak noktası alnında bir şeytan figürünün çizilmiş olmasıydı. Bu katillerinin aynı kişi olduğunu kanıtlardı.

"Bayan Son bunlarda ne böyle?"

"Mina.." çatlak sesi kurumuş dudaklarından fırlayıveriyor. "Mina o.. o, Chaeyoung, o gerçek bir kâtil."

silahlar eller içindir » michaeng ✓Where stories live. Discover now