uzun zaman oldu...bölüm gerçekten uzun tam tamına 1 4 B İ N kelime. yani aslında bölüm atmadığım zamanların özürü niyetinde, bir bölüm üç bölümü içerecek uzunlukta umarım hoşunuza gider çiçeklerim.
not bitince size bir hediyem var aslında benim hediyem değil, yetenek abidesi clara hanımın bana hediyesi olur kendisi fakat sizde görün çünkü öyle güzel ki...
CLARA SENİ ÇOK SEVİYORUM HEM DE ÇOKKKK ÇOKKKKK ÇOKKK!
ha bir de, uzun zaman olduğu için hatırlatma notu bırakıyorum buraya.
biliyosunuz jungkook jimin'i aldı, hoseok'un evindelerdi ve son yaralarından öpmüşlerdi birbirlerini.
Joon Hyuk, Jimin'in babası
Jihyun, Jimin'in kardeşi
Jung Su, Jimin'in ablası
Ma Ri, Jimin'in annesi.
Kang Dae hikayeye yeni giren bir karakter, hatırlarsanız Ma Ri'yi arayıp tehdit edercesine bir şeyler demişti iki bölüm önce. Pekala şimdilik diyeceklerim bu kadar, yorum yaparsanız çoook mutluş olurum iyi okumalar ♥bölüm ithafı, onun yaptığının yanında çok değersiz ancak, evet ithafım clara'ya! biraz da şimdi sevgi kusayım sana çünkü napayım çok seviyorum!!!! @iluvia_rain
jin-tonight
Bazen öyle bir noktadasındır ki ya zaten yapabileceğin hiçbir şey yoktur ya da artık yapabileceğin hiçbir şey kalmamıştır.İşte tam o noktada sırtını zamana yaslamak zorunda kalırsın. Bütün çaresizliğinle zamana güvenmekten başka yapabileceğin hiçbir şey, çalabileceğin hiçbir kapı yoktur çünkü.
Ya senin için her şeyi düzeltmesini istersin ya da artık seni uyuşturmasını, alıştırmasını ve kabullendirmesini beklersin. Ki zaman çoğunlukla güvenilirdir. Bazen hiçbir şeyi düzeltmez ama biraz beklersen, acını geçirmese de seni o acıya alıştırır. Güçlendirir.
Ve bazen sana bambaşka yollar verir.
Elbette Jimin'in istediği başka yol falan değildi. Sadece kendi yolundan çıkmak istemiyordu ve bu yolda elini tutan birisinin olmasını özellikle istiyordu.
Ve o ikisi, bu noktada... zamana bırakmak zorundalardı.
Konuşarak çözemeyecekleri şeyler olmuştu Jungkook ile onun arasında. Yaralarının, kırgınlıklarının ve solgun bakan gözlerinin zamana ihtiyacı vardı. Sarsılmış bir güven, tazelenen bir travma, yarayla dolu bir beden ve hala usul usul kan sızdıran bir kalp vardı ve bunların hepsi artık zamana açmıştı kollarını.
Çünkü yolları ısırgan otlarıyla doluydu ve şimdi yolu temizlemeden öylece yürüyüp gidemezlerdi. Dikenlerin temizlenmesi için emek gerekiyordu ve bütün bu dikenlerle uğraşırken, birbirlerinin ellerini eskisi gibi sımsıkı tutmak için zamana ihtiyaç duyuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
duende
Fanfiction❥ jikook Jungkook derin bakışlara, artık ıslanamayacak kadar yorgun gözlerle bakarken ''Ben senden vazgeçtiğimi hiç söylemedim ki.'' dedi burukça. ''Ben senden vazgeçemem ki.'' ''Benim yüzümden canın yakılsa da mı vazgeçmezsin?'' Jimin masumca sormu...