12 ✎

3.2K 330 476
                                    

"ara beni, öptüm seni seni" whatsapp grubu:

han:
canım arkadaşlarım 🤠
ben geldim eve
bekliyorum sizi

felix:
tamam, geliyoruz biz.

jeongin:
arabanın benzini bitti de
chan ile seungmin ittiriyor
benzinlik arıyoruz

woojin:
aynen :D

chan:
kapa çeneni sen
kolum koptu burda haberiniz var mı
içeride oturmuşlar hanım hanımcık
arabayı kim ittiriyor araba nasıl gidiyor umurlarında değil

han:
sen aynı an da arabayı ittirip aynı an da nasıl yazıyorsun kardeş?

chan:
LAAAN
ARABA GİTMİŞ BİLE BEN KALMIŞIM BURADA
iki dakika mola vereyim demiştim
yok olmuşlar

seungmin:
kanka bi an yokuşa gelip indi kendi kendine
aşağıda bekliyoz gel
yine kaldık

chan:
keşke han ile gitseydim ya ben sizinle ne arıyorsam
😭

-

Han Jisung, abisinin evine kucağında tuttuğu çiğ köfte malzemeleri ile girdi. Anahtarı çıkarıp arkasından kapıyı örttü ve mutfağa yöneldi. Malzemeleri masanın üzerine yığdı. Sonra da etrafına bakınmaya başladı. Abisinin evine uzun zamandır gelmemişti. Abisi üç haftadır şehir dışındaydı ve evi şu an boştu. Evet, arkadaşlarını buraya çağırdığından kimsenin haberi yoktu ama arkalarında delil bırakmadığı sürece sorun olmayacağını düşünüyordu.

Malzemeleri buzdolabına koyup sandalyeye oturdu ve diğerlerinin gelmesini beklemeye başladı. Birkaç dakika geçti ki zil çaldı. Hızlı adımlarla girişe gitti ve kapıyı açtı. Kendisine gülümseyerek bakan, her yerlerinden kültür akan Felix, Minho ve Changbin ile karşılaştı. Kendi arkadaşlarını beklediği için önce şaşırdı ama sonra kendine geldi.

"Hoş geldiniz canlarım benim!" diye haykırıp fazla samimi bir şekilde onları karşıladı. Felix kollarını açmış, kendisine doğru gelince ona ayak uydurdu ve sarıldı. Normalde arkadaşlarının sırtına küt küt vuran bu gencimiz Felix'in sırtını okşamış, yanaklarını öperken şap şup sesleri bile çıkarmıştı. Diğerleriyle de sarıldıktan sonra onları içeri buyur etti. 

Arkalarından derin bir nefesi dışarı verdi. Yanaklarını tiksinirmiş gibi sildi. "Her şey Siyeon için..." diye mırıldandı ve Felixgilin arkasından salona girdi. Karşılıklı koltuklara oturdular. Üçü birden önünde dizilince gerilmişti. Boğazını temizledi ve hal hatır sordu. 

Minho gülümsedi ve "İyiyiz canım benim. Sen nasılsın?" dedi.

"Ben de iyiyim, saol," dedi ve soracak başka bir şey aradı. Sonra aklına neden bu kadar az oldukları geldi. "Siz bu kadar mıydınız ya? Geçen buluştuğumuzda da soracaktım ama unuttum. Sanki başka biri daha vardı."

Felix başını salladı. "Hyunjin de bizden biri ama Busan'a gittiği için gelemedi."

Han kaşlarını çattı. Tam onlarda da Hyunjin adında biri olduğunu söyleyecekti ki zil çaldı. Kapıya abanıp art arda zili çaldıklarına göre onunkiler gelmişti. Sevinçle kapıya koştu. Kapıyı açtı ve en büyük baş belaları ama aynı zamanda da en büyük neşe kaynağı olan kardeşlerine baktı. Jeongin kendini içeri attı. Elindeki BIM poşetlerini koymak için mutfağa gitti. Onun ardından söylene söylene Chan içeri girdi. Sonra da bileğini ovuşturan Seungmin, ardından da her zaman sırıtan Woojin girdi. 

Herkes toplanınca oturma odasına geçtiler. Bir süre sahte samimiyetle dolu sarılma faslı gerçekleşti. Ardından Chan yakına yakına arabayı nasıl ittirdiklerinden, Jeongin'in berbat bir sürücü olduğundan, benzinliğin neden bu kadar uzak olduğundan bahsetti. Hepsi destek grubu kurmuş gibi sessizce onu dinledi. Bu kadar sessizliğe ve anlayışa şaşıran Chan duygulandı. Sonrasında Jisung içeriden malzemeleri getirdi. Yere sofra bezi sardılar. Sofra bezinin etrafına dizildiler. Chan malzemeleri hazırladı, Han yoğurdu, Jeongin ayranı yaptı, Seungmin ve Chan da salatayı hazırladı. Woojin de DJ oldu. Ne yaptıkları hakkında gram bilgisi olmayan Felix ve melekleri olayın dışında kaldı. Sessizce onları izlediler.

Çiğ köfte hazırlanınca ilk tadımı yapması için Felix'i aşağıya çağırdılar. Felix onların arasına oturdu ve korkuyla yutkundu.

"Yok artık, bu ilk seferin mi?" diye sordu Han. Felix başını sallayınca hepsi birden tch tch sesleri çıkardılar. Han en özenle hazırladığı parçayı marula sardı ve Felix'e uzattı. Felix elinin titremesine engel olmaya çalışarak marulu ağzına attı. Hepsi heyecanla vereceği tepkiyi beklerken Felix'in gözleri gittikçe ışıldıyordu. Yemeyi bitirince ayağa kalktı ve iki kolunu havaya kaldırıp "Wuhuu! Bu çok güzel," dedi. Bütün kekolar memnuniyetle gülümsedi.

Hepsi birlikte çiğ köfte yemeye ve ayranlarını yudumlayıp şarkılarını dinlemeye başladılar. Han ise ne zaman Felix'ten bilgi alacağı zamanın geleceğini düşünüyordu. Bir yandan da Jeongin ile gülüşüp yeni keşfettiği bu eşsiz yemeği yiyen Felix'i kesiyordu. Chan ile Seungmin ayağa kalkıp halay çekmeye başlayana kadar onu sinsi bakışlarla izlemeye devam etti. Sonra da Chan ile Seungmin'e katıldı. 

Böylelikle bir saat daha geçmiş oldu. Woojin ile Chan duvara tırmanıp halay çekmeye çalışırken halay grubundan çıktı. Mutfağa su içmeye gitti ve balkonda oturan bir turuncu kafa gördü. Felix'i kendi başına yakalayınca aklına planı gelmişti. Su içmekten vazgeçip sessizce ona yaklaştı. Balkona çıktı ve onun yanındaki sandalyeye oturdu. Felix düşünceli bir şekilde etrafını izliyordu, Han'ın varlığını fark etmemişti bile. Han şaşkınlıkla ona bakmaya devam etti. En sonunda bir şey demesi gerektiğinin farkına vardı.

"İyi misin, Felix?" 

Felix başını ona doğru çevirdi ve şaşkın bir yüz ifadesiyle baktı. "Sen mi gelmiştin Jisung? Fark etmemişim kusura bakma."

"Sorun değil." Han duraksadı. "Canını sıkan bir şey mi var?"

Felix başını iki yana salladı ve gülümsedi. "Yok, sadece dalmışım." 

Jisung da gülümsedi ve sonra çok garip bir şey oldu. Siyeon hakkında olan sorularını unuttu ve iki yakın arkadaş gibi muhabbet etmeye başladılar. Felix ile konuştukça onun aslında çok iyi biri olduğunu ve birçok ortak noktaları olduğunu da fark etmişti. Gerçekten de onunla konuşurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Eğer Chan "Han! Koş koş, Jeongin 'Duvara tırmanıp halay çekmek nasıl bir şeymiş gösteririm size!' diyerek gaza geldi ve duvara tırmanırken takla attı. Bayıldı lan çocuk!" diye bağırarak balkona gelmese daha fazla konuşurlardı. Ama günün sonu hastanede, her yeri sargı içinde yatan Jeongin'in başında beklerken bitmişti.

jeongin'in yapmaya çalıştığı şey buydu:

çok iyi MVDMSVAMSVMAVDMSB

bedelini ödedik içimiz yana yana; stray kidsWhere stories live. Discover now