34.Bölüm

175 5 2
                                    

Gökkuşağını güzelleştiren renkleriydi.
Kalbimi güzelleştiren ise senin sonsuz aşkın.

3 ay sonra

Evliliği 3 ayını geride bırakmıştı. Rüya gibi bir hayatı vardı. Ufuk yanındaydı nefes aldığı her saniyede gözünü kırptığı her salisede gece uyurken sabah uyandığında yanındaydı. Meva için bunun düşüncesi dahi harika hissettiriyordu. Meva hayalini kurduğu duyguları birebir hatta daha fazlasını yaşıyordu.

Ufuk'un günden güne ona karşı artan sevdiğisi her an üstüne titremesi çocuk gibi mutlu olmasına zaman zaman şımarmasına sebep oluyordu. Bu kadar ilgiye karşılıksız kalmıyordu Meva, o da elinden geldiğince sevgisini göstermeye çalışıyordu ama yine de Ufuk'un önüne geçemediğini hissediyordu. Oysa ki ikiside birbirini ölçülemeyecek derece de seviyordu.

Şimdi Meva'yı tek huzursun eden ama daha çok heyecanlandıran bu evliliği çocukla taçlandırma isteğiydi. Evlilikleri çok yeniydi fakat Meva bu duyguyu bir an önce yaşamak istiyordu. Özellikle Deren'in hamileliği onu çok cezbediyordu. Deren'in hamilelik hormonları dolayısıyla sürekli değişen tavırları Alper'in ona ayak uydurmaya çalışma çabası çiftin yaşadığı tatlı tartışmalar Meva'yı çok özendiriyordu. Ufuk ve kendisini hayal ediyordu sürekli, onu telkinleyen tek şey evliliklerinin yeni olmasıydı. Aslında Deren evliliğinin ikinci ayında hamile kalmıştı. Fakat bu durum herkeste aynı olmuyordu.

Meva düşüncelerinden sıyrılıp koltuktan kalktı. Televizyonu kapatıp mutfağa ilerledi. Akşam Deren ve Alper yemeğe geleceği için bugün işe gitmemişti. Eslem bir aydır yurt dışında ailesinin yanında olduğu için görüşemiyorlardı. Bir hafta sonra gelecekti. Meva'nın onsuz yemek daveti yapmasına bozulsada Meva onun içinde yapacağını söyleyerek gönlünü almayı başarmıştı.

Meva mutfakta saatlerin nasıl geçtiğini anlamazken hazırlığını tamamlamanın mutluluğuyla mutfaktan çıktı. Ufuk'un gelmesine bir saat vardı. Ondan bir saat sonrada Derenler gelecekti. Meva hazırlanmaya başlama düşüncesiyle yukarı çıktı. Kısa sürede üstünü değiştirip makyajı ve saçını yapıp tekrar aşağıya indi. Mutfağa gidecekti ancak basamaklardan attığı son adım çalan kapı dolayısıyla durmasına sebep oldu. Hızlı adımlarla kapıya ilerleyip açtı. Karşısında gördüğü kurye kaşlarını çatmasına sebep oldu.

“Meva Arcan?”

Meva duyduğu soyisimle yaşadığı şaşkınlığa engel olamadı. Kim kızlık soyadına kurye göndermişti ki. Evlendiğini bilmeyen yoktu.

“Benim.”

Kurye elindeki zarfı uzatıp Meva'ya elindeki kağıdı imzalatıp oradan uzaklaştı. Meva birşey soramamıştı merakını gidermek için zarfa baktı. Cezaevinden gönderilmiş bir mektuptu. Aklına gelen iki isim kalbinin ritmini arttırdı.  Gönderen ismini okuduğunda kalbinin ritmi daha da hızlandı. Arsız bir korku içinde peyda olurkan titreyen gözbebeklerinin dolduğunu hissetti. Gönderen ‘Yalçın Ruhsar.’

Meva titreyen eliyle kapıyı kapatıp salona ilerledi. Koltuğa oturduğunda bir süre elinde tuttuğu zarfa baktı. Bir taraftan deli gibi merak ediyor diğer taraftan içindeki korkuyu yenmeye çalışıyordu.
Meva bu mektubu 3 ay önce bekliyordu. Evleneceği zaman Yalçın dan bir tepki beklemişti. Babası dolayısıyla Yalçın'ın öğrendiğini biliyordu. Fakat o zaman Yalçın dan hiçbir tepki gelmemişti. Peki şimdi neden? Neden 3 ay sonra gelmişti bu mektup Yalçın'ın amacı neydi.

Dizlerinin üstüne bastırdığı ellerinin arasındaki mektubu sıkmayı bırakıp açmaya karar verdi. Titreyen elleriyle zarfı açıp kağıdı çıkardı. Derin bir nefes alıp gözlerini kırpıştırdı. Tüm dikkatini elindeki kağıda verip okumaya başladı.

SAKLI RÜYAWhere stories live. Discover now