üç

5.5K 290 45
                                    

Kaşlarım, kime olduğunu bilmesem de yakalanma korkusuyla çatılmıştı. Karanlık olduğu için belli olmayan yüzüne daha dikkatli baktım karşımdakinin.

Gece gibi saçları vardı. Gözlerinin içine bakınca kim olduğunu anlamıştım hemen. Tam yanımızdan sesler geliyordu. Kalbim çıkacak gibiyken telefonumun melodisi duyulmaya başladı. Sesleri duyacaklar korkusuyla önce Baekhyun'a sonra Baekhyun'un şarkı söylemesine sonunda da Baekhyun'u şarkı söylerken kaydeden kendime küfrettim. Sonunda telefonun sesiyle beraber onların da sesi kesilmişti.

"Benim sesim miydi o?" Kafamı eğip gülümsedim.

"Bilmiyorum."

"Onlar senin peşindeydi değil mi? Neden?" Soruma cevap bile vermeyerek giden Baekhyun içimdeki umursanmama hislerini çıkardı. Dudağımı büzüp ara sokaktan çıktım.

Önümdeki siyah saçlıya bakarken telefonum çaldı. Bu sefer ilk kelimelerinde açtım.

Konuşmama müsade etmeden konuşmaya başlayan Chanyeol'e göremese de bıkkınlıkla göz devirdim.

"Neredesin?"

"Eve gitmeme az kaldı."

"NE! ŞİMDİYE KADAR VARMAN GEREKMİYOR MUYDU SENİN!?"

"AH! Bana bağırma serseri! Kulaklarım acıdı!"

"SORUMA CEVAP VER PARK JU-"

"Sadece bir yere uğramam gerekti tamam mı salak!?"

"Benimle düzgün konuş. Senden büyüğüm demiştim ben!"

"Benden birkaç dakika farkla doğman senin salaklığını almıyor demiştim ben de Park Chanyeol." Ne söyleyeceğini pek umursamadan telefonu suratına kapattım. Telefonla konuşurken farketmediğim bir şey vardı. Baekhyun sağımdaydı! O karşıya bakarak yürürken ben ona bakıyordum. Sırıtıyordu, sanırım salakça konuşmamdan dolayıydı.

"Yüzümü eskitmeye mi çalışıyorsun? Önüne dön, kızım."

"Baekhyun, konuşmadığımızı biliyorum fakat bunu söyle en azından. Neden senin peşindeydi onlar?" Yine cevap yoktu. Aynı soruyu birkaç kere tekrar edince sinirle bana döndü.

"Onlar, senin yüzünden ağzına sı-" Birden ağzına vurdum. Gözlerini kapatıp iç çektikten sonra devam etti.

"Çocuğun erkek kardeşleriydi tamam mı?!" Dudağımı ısırdım.

"Baekhyun, son sorumu soruyorum. Sen onunla neden kavga ediyordun?"

"Nedenini cidden bilmek istiyor musun?!"

"İstemesem sorar mıydım aptal!"

"Unut gitsin." Daha fazla konuşmadık. Jimin'in evinin önündeyken son kez konuştum.

"Konuşmamak, görüşmemek üzere Baekhyun. "

"Konuşmamak, görüşmemek üzere Juri." Kapıyı tıklattım. Kapıyı açan Jimin bana bakarken gözü yan kaydı ve gözleri kocaman oldu. İçeri girerken seslendim.

"Neden öyle baktın sen?"

"Az önce Baekhyun'u gördüğüme eminim. Bu tarafa bakarken birden geldiği yerin aksi yerine dönüp yürümeye başladı."

Sırıtmaya başladığımda içeri geçtik ve hızla odasına çıktık. Beni omuzlarımdan tutup yatağa oturttu.

"Neler oluyor? Hemen anlatıyorsun." Jimin'e telefonumun gerizekalı kulaklığının gevşemesinden bu ana kadar her şeyi anlattım.

"Film mi izlesek, dramatik olsun."

"Teksas Katliamı'nı izliyoruz!" Korku filmlerinden çok korktuğumu bildiği için yapıyordu bunu.

"Seni öldürürüm Jimin."

"Kararımız belli olduğuna göre ışıkları kapatalım."

▪ ▪ ▪ ▪ ▪ ▪

"Sana inanamıyorum! Dün gece neredeyse ağlıyordun. Korkunç bile değildi." Cevap bile vermedim yanımdaki benimle eğlenen Jimin'e. Okula yaklaşmıştık. Ona sinirle bakarken çığlık attı.

"ORADA!" Parmağıyla bir yeri işaret ederek korkuyla bağıran Jimin'i orada bırakıp çığlık atarak kaçmaya başladım.

"O PSİKOPAT BURADA!" Hala çığlık atarken konuşuyordum. Arkamı döndüğümde kahkaha atan bir Jimin beklemiyordum. Çığlığımı kesmiş ve Jimin'e bakıyordum sinirle.

"Çok salaksın Juri." Korkudan görmediğim ve yeni farkettiğim öğrenciler de kahkaha atıyordu. Hatta Chanyeol de oradaydı. Herkes karşımda bana bakıyordu.

Lanet olsun! Rezil oldum. Dudağımı ısırdıktan sonra Jimin'e pişman olacağına dair bakışlar attım. Olmayan gömlek kollarımı sıvadım.

"Seni geberteceğim." Jimin'i kovalamaya başladım. Jimin'i öldürecektim. Ondan sonra bana ondan küçük olduğumu söyleyen fakat beni savunmayan Chanyeol'ü öldürecektim.

Jimin'i kovalamam sınıfa kadar sürmüştü. Nefesimi yitirene kadar koşmuştum. Soluklanmak için sırama oturdum ve az önce yaşadığım olay yüzünden kafamı sıraya gömdüm. Jimin beni dürtüp dururken sinirle kalktım.

"Senin beynini moleküllerine ayırırım Jimin. Bana bulaşma." Dişlerimi sıkarak konuşurken onu korkutmayı başarmıştım. Burnunu kıvırıp önüne dönerken bende zaferle gülerek kafamı tekrar sıraya gömdüm. Beni tekrar dürtenin önümde oturan Chanyeol olduğunu düşünüyordum. Kafamı sinirle kaldırdım. Doğru tahmindi.

"Sokağı ayağa kaldırmanı korkunç film izlemene mi borçluyuz, güzelim?"

"Beni uğraştırmadan ayağı kalk." Dediğime uymasına şaşırırken bende kalktım.

"Şimdi bacağına tekme atacağım." Hızlıca konuştum ve bacağına tekmemi geçirdim. Bağırarak sırasına otururken sırıttım ve yerime geçtim.

"Kalkın kalkın kalkın!" Sınıf öğretmeni gelir gelmez bağırınca herkes tırsıp kalkmıştı çoktan.

"Yerlerinizi değiştireceğim, son zamanlarda çok fenasınız siz! Bir öğretmeninizden şikayet aldım." Gözleri beni bulduğunda şakamı hatırlatıyor ve aklınca laf sokuyordu.

"Seni nasıl bırakırım hayatımın anlamı?" Jimin'e gülerek bakarken o da devam ettirdi.

"Buna dayanamam bebeğim." Gülmemek için kendimi sıkarken öğretmen uyardı bizi.

"Park Juri, Byun Baekhyun'un yanına geç. Siz ikiniz -Jimin'le- akıllanmazsınız." Dramatik bir şekilde Juri'ye elimi sallarken o da elini kalbine götürdü ve diğer eliyle el salladı. Önümdeki sıraya yürüdüm bir - iki adım. Anın komikliğini yaşarken Baekhyun'un garip bakışlarına maruz kaldım. Baekhyun'la oturan Chanyeol bana yer açtı. Gülümsedim az önce tekme attığım kardeşime. Şuan ise neler yaşacağımı bilemediğimden biraz tırsıyordum denebilir.

"Park Chanyeol, Jung Jimin'le oturacaksın. Tabiki de oraya değil." Onları göremeyeceğim kadar uzağa oturttuğundan dolayı küçük bir küfür etmiş olabilirdim.

"Kim Jongin, Byun Yoojin. Siz beraber oturacaksınız, en arkadaki boş yere." Yoojin bana sırıtarak arkama gelirken gözlerimizle birbirimize bir şeyler anlatıyorduk.

"Kim Joonhee, Oh Sehun'la oturuyorsunuz. Senin erkek kardeşin gibi olmadığını biliyorum, yanındakini konuşturmazsın."

"Öğretmenim biz buradayız ama." Joonmyeon'la Sehun aynı anda konuştu.

"Biliyorum." Öğretmen onları umursamazken devam etti.

Hepsiyle birbirimizle konuşabileceğimiz şekilde oturmuştuk, lanet kadın ise dağıtmıştı. Huysuzlukla önüme döndüm. Artık diken üstünde olduğumu düşünüyordum. Çünkü Byun Baekhyun'un sırıtışı pek hoş değildi. Bana karşı tabii.

pay the worth | byun baekhyunWhere stories live. Discover now