《4》

2.4K 101 33
                                    

"Hassiktir!"

Yaklaşık 10 metre ilerimdeki sokak lambasının altında elindeki bira şişelerini yudumlayarak aralarında şakalaşan 3 kişiyi,sokak lambaları kesilip durduğu için henüz yeni farkediyordum.

İçlerinden uzun olan diğer arkadaşını (?) itti ve adam yalpalayarak yere düştü. Yerde sırtüstü uzanan adam delicesine kahkaha atmaya başladı.

Kafalarının güzel olduğu buradan bile belliydi. Neyse ki beni henüz farketmemişlerdi.

Siyah hırkanın şapkasını kafama çekerek arkamı döndüm ve ağzımda atan kalbimin sakinleşmesi için derin nefesler aldım. Hayır. Beni farketmemelilerdi. Beni farketmezlerse bir sorun çıkmaz. Altı üstü 3 zararsız sarhoş adam.

Sessiz olmaya özen göstererek son hızla yürümeye başladım. Tam bu sırada telefonumdan yükselen melodiyle boku yediğimin farkına vardım.

Arayan Berk'ti.

Aramayı reddetmeye çalışıp bir yandan da koşarcasına yürürken, ayağıma takılan sert bir cisim yüzünden resmen yere çakılmıştım.

Telefon zili arkamda bıraktığım adamların dikkatini çekmiş olacak ki bir hareketlenme hissettim.

Dizlerimdeki sızıya bakarak küçük bi inilti bıraktım. Aynı zamanda bileğimi de burkmuştum. Fakat aldırmamaya çalışarak doğruldum ve elime batan cam kırıklarını temizledim. İçki şişesi kırıklarıyla dolu bir yoldu resmen burası. Dizlerimden aşağı yavaşca süzülen kanı hissettiğimde içim titredi. Yanıma geliyorlardı.

"Defne? İyi misin?" Telefonumdan gelen ses Berk'e aitti.

Yine hızla arkama bakmadan, bileğimdeki sızıya aldırmamaya çalışarak yürümeye başladım fakat adım sesleri gittikçe yaklaşıyor, boş sokakta ve beynimin içinde yankılanıyordu.
Telaşla yerden aldığım rastgele bir taşla koşmaya çalıştım.

Bileğim o kadar acıyordu ki bir süre sonra koşmayı bırakıp topallayarak yürümeye başladım. Fakat korkudan titreyen dizlerim bana hiç yardımcı olmuyordu.

"Kaçıyor!"

Hemen arkamdan gelen adım sesleri daha da hızlanırken kendime engel olamayıp merakla arkama baktım. Sakin ama hızlı adımlarla hemen arkamdan geliyorlardı.

Fakat kafamı çarptığım gövdeyle durmak zorunda kaldım. Muzipçe bana sırıtarak bakan başka bi ayyaşı görmemle buradan kaçamayacağımı anladım.

Bitmişti işte benim için her şey, yolun sonundaydım. Burnumun direği acıyla sızladı ve çaresizlikle ağlamaya başladım. Stresten ve susuzluktan boğazım kurumuş, boğazıma oturan yumru yüzünden ağladığımda canım yanıyordu.

Şu an kendisine çarptığım herifle beraber tam 4 kişi olmuşlardı.
4!
İşim bitmişti.

"Defne orada mısın?" Berk... Keşke şu an yanımda olsaydın.

Keşke sana seni sevdiğimi söyleyip duygularımı itiraf edebilseydim. Keşke sana deli gibi aşık olduğumu itiraf edebilecek cesareti kendimde bulabilseydim.

En azından sevgili olabilirdik ve ben seninle olma duygusunu tatmış olarak ölebilirdim.

Ensemde hissettiğim alkol kokan pis nefesle çığlık attım. Belimi kavramış masum olmayan şeyler fısıldayarak kalçamı sıkıyordu.
Dördü de çevremi sardığında elimde sıktığım koca taş aklıma geldi. Ve biraz da olsun gücümü toplayıp ağlamayı kestim.

Diğer yandan da tepiniyordum.

Sakin tutmaya çalıştığım güçsüz ses tonumla fısıldadım"Bırakın beni" Dördü de kahkaha attığında bi başkası elini yanağımda gezdirdi.

|BİLİNMEYEN NUMARA|✔Where stories live. Discover now