3

98.2K 3.9K 645
                                    

Ayaklarım titrerken yabancısı olduğum evde küçük adımlarla birlikte Eriz'in peşinden ilerlemeye devam ettim. Ev o kadar büyüktü ki nerdeyse beş dakikadır yürüdüğümüze yemin edebilirdim. Üstelik bu beş dakika bana beş asır gibi gelmişti. Korkuyordum galiba. Ani bir şekilde verdiğim kararın sonuçlarından çok korkuyordum. Allah aşkına ben bunu nasıl yapmıştım? Ben nasıl hiç tanımadığım bir adama kendimi teslim etmiştim?! O aşağılık amcam beni nasıl bir hale sokmuştu ki ben onun yerine hiç tanımadığım bir adamı tercih etmiştim? Kahretsin! Belki de yanlış yapıyordum! Belki de geri dönmeliydim. Gerçi bu saatten sonra bu mümkün değildi.

"Elis, yani kızım uyuyor. Seni onunla tanıştırmak isterdim ama bu sanırım sabah mümkün olabilecek." Eriz aniden durup bana doğru dönerken korkuyla bir adım geriledim fakat sonra yaptığım şeyin yanlışlığını fark ederek sessizce özür diledim. Ona artık bunu yapamazdım. Artık kocam olan bu adamdan kaçamazdım. Sonuçta buraya geliş amacım ona bir çocuk vermekti nereye kadar ondan kaçabilirdim ki.

"Tisya, korkma. Biliyorum daha iki gündür tanıdığın bir adamım ama ben bir kız babasıyım. Kimsenin kızına zarar vermem. Sana da vermem. Derdimi biliyorsun. Senden istediğim tek şey kızıma bir kardeş. Seni korkutmak ya da hayatını kısıtlamak istemiyorum." Eriz bana yavaş yavaş yaklaşırken geri çekilmemek için büyük bir çaba harcadım. En sonunda dibime girdiğinde ise gözlerimi gözlerine diktim. O ise gözlerini gözlerimden çekip peçeme odakladı ve hafifçe gülümsedi.

"İlk önce şu peçeden kurtulalım olur mu? Yüzünün yanık olması umrumda bile değil çünkü." Eriz'in yüzümün yanık olduğu için peçe taktığımı sanması beni gülümsetirken biraz olsun rahatlatmaya çalıştığım bedenimi harekete geçirip elimi peçeye götürdüm fakat Eriz elimi tutarak beni durdurdu ve peçeyi kendi yüzümden yavaşça çekti. Peçe ortadan kalktığında ise şaşkınlıkla bana bakıp gözlerini gözlerime çıkardı. Şaşkınlığı o kadar belliydi ki gülmeden edemedim ve o esnada kaç yıldır gülmediğimi fark ettim "Ama.. senin yüzün..."

"Yanık değil." Eriz bana şaşkınlıkla bakmaya devam ederken kafasını iki yana salladı. Onun kafasını iki yana sallamasıyla kaşlarım çatıldığındaysa bu sefer o gülümsedi.

"Çok güzel diyecektim." Eriz gülümsemesini artırıp kafasını iki yana sallarken gözlerimi ondan kaçırdım. Benim rahatsız olduğumu anladığındaysa yanımızda duran kapıyı açtı ve içeriye girdi. Onun içeriye girmesiyle bende peşinden ilerledim ve yatak odasına girdiğimizi anlayarak aniden gerildim. Hemen miydi? Bunu hemen yapmak zorunda mıydık? En azından bana bir gün vereceğini düşünmüştüm ama anlaşılan o kadar bile vaktim yoktu. Anlaşılan görevimi hemen yerine getirmem gerekiyordu. İyi de nasıl yapacaktım? Nasıl dayanacaktım? Midem daha şimdiden kasılmaya başlamıştı nasıl yapardım?!

"Be..n yani... hemen..." sesim oldukça kısık çıkarken Eriz'in elindeki valizi köşeye bırakıp bana dönmesiyle birlikte yine istemsizce geriledim. Ani hareketim yüzünden sırtım aralık kapıya çarptığındaysa acıyla inledim. Sırtımdaki yaralar sızlayarak varlığını hatırlattığındaysa gözlerim doldu. Eriz karanlığa rağmen dolan gözlerimi görüp hızla yanıma geldiğindeyse iç çekerek gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Daha sonra da yakınlığı yüzünden kafamı yere eğdim. Benim kafamı yere eğmemle Eriz eliyle birlikte çenemi tuttu ve kafamı kaldırarak onu bakmamı sağladı. Ardından da bana hafifçe gülümsedi. Gülümsemesi gerçek değildi ama yapmacıkta değildi. Sanki bana iyi hissettirmek için kendini gülümsemeye zorluyor gibiydi. Onu da kendim gibi rahatsız hissettirdiğimi fark etmiştim ve bu kendimi kötü hissetmeme sebep olmuştu.

"Titriyorsun, ağlıyorsun, ne dersem diyeyim bana inanmıyorsun Tisya. Oysa ben her şeyi en başından açık açık konuştum seninle. Sende kabul ettin ama şuan seni buraya zorla getirmişim gibi davranıyorsun." Eriz çenemi okşayıp dikkatle gözlerimi incelerken yanağımda hissettiğim sıcak yaşla birlikte dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Haklıydı. Karşımdaki adam sonuna kadar haklıydı. Ben kabul etmiştim. Ben onaylamıştım onu. Şimdi böyle davranmaya hakkım yoktu.

Tisya +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin