Tisya +18

27

"Tisya, uyan birtanem lütfen." Eriz'in sesi uykuyla sarmalanmış bilincime sızarken saçlarımda hissettiğim elleriyle birlikte huysuzca mırıldanıp yüzümü yastığıma gömdüm. Öyle çok uykum vardı ki uyanma düşüncesi bile moralimi bozmaya yetiyordu o yüzden sanki Eriz'i hiç duymamış gibi davranıp biricik uykuma geri döndüm fakat tam tekrar uykuya dalacakken bu sefer yanağımda hissettiğim ıslaklıkla birlikte huysuzca gözlerimi aralamak zorunda kaldım. Mutsuz bir şekilde araladığım gözlerim babasının miniğiyle karşılaşmamla birlikte parıldarken hızla yatakta oturur pozisyona geçip Eriz'in bana uzattığı kızımızı alıp yüzünü boynuma gömdüm. Eldem babasından ayrıldığı için mızmızlansa da kokumu almasıyla birlikte sakinleşip yüzünü boynuma sürttü. Onun bu minik hareketi benim kocaman gülümsememe sebep olduğundaysa Eriz sağ elini yanağıma koyup yavaşça parlayan gözleriyle bana doğru eğildi. Dudaklarının dudaklarıma yönelmesiyle bedenim istemsizce bir tepki verirken geriye doğru çekildim. Benim çekilmemle Eriz neye uğradığını şaşırıp bir süre öylece durduktan sonra sanki ateşe değmiş gibi elini benden çekti.

"Özür dilerim. Be..n çok özlediğim için saçmaladım." Eriz utançla elini boynuna götürürken ona dolan gözlerimi çevirerek seslice yutkundum ve huysuzlanan kızımın sırtını sıvazlamaya başladım.

"Özür dilemene gerek yok Eriz ama ben olanları hala sindiremedim. Evet sana inanıyorum ama yine de gördüklerimi unutmam mümkün değil." Eriz'den gözlerimi kaçırıp bakışlarımı kızıma çevirirken odaya çöken sessizlikle birlikte bilinçsizce yine Eriz'e doğru döndüm ve onun elindeki alçıya bakarak derin bir düşünceye kapıldığını gördüm. Alçısını görmek yine canımı acıtırkense kızımın sırtındaki elimi Eriz'in alçısının üzerine koyup parmaklarımı üzerinde gezdirdim. Ufak hareketimle Eriz bana döndüğündeyse olabildiğince içten bir şekilde gülümsemeye çalıştım. Ne kadar gülmeyi başarabildiğimi bilmiyordum ama Eriz'de bana gülümsediğinde çokta kötü olmadığıma karar vermiştim.

"Ne zaman çıkacak bu?" konuyu aniden değiştirmemle Eriz umursamazca omzunu silkti.

"3 hafta daha duracakmış. Bakma öyle acımıyor gerçekten. Sen onca acına bir de benimkini ekleme birtanem." Eriz sağ elini yine yanağıma koyup parmaklarıyla yanağımı okşamaya başlarken elimle onun elini tutup dudaklarıma götürdüm ve avuç içine bir kaç öpücük kondurduktan sonra gülümseyerek boynumu emmeye çalışan kızımı kucağıma yatırdım. Eriz ise huysuzca ağlayan kızımızla durumu anlayıp hızlıca onu kucağına aldı ve dudaklarını Eldem'in küçük burnuna bastırarak gülümsedi. Eldem de babasının ilgisiyle bir anda açlığını unutup sessizleştiğinde üzerimdeki tişörtü göğüslerime kadar sıyırıp sol göğüsümü çıkardım. Benim göğüsümü çıkarmamla Eriz gözlerini kızımıza odaklayıp onu yavaşça bana uzattı ve Eldem'i kucağıma almamla bakışlarını yatağa dikti. Eriz sırf bana bakmamak için yatağı sanki ilk defa görmüş gibi incelerken bende göğüsümü kızımızın ağzına verdim. Eldem bir süre sonra huysuzlandığındaysa bu sefer sağ göğüsümü ona verdim. Sonunda ise Eldem'in sütümü emerken uyuyakaldığını fark ederek onu kendimden uzaklaştırıp yatağa koydum ve üstümü düzelttikten sonra yataktaki kızımıza aşkla bakana adama doğru döndün. Eriz parlayan mavileriyle Eldem'e bakarken o sırada aklıma gelen Elis'le birlikte gözlerimi hızla saate çevirdim ve onun uymamasına biraz daha zamanın olduğunu fark ederek Eldem'in yanına kıvrıldım. Kafamı yatağa koymamla hızla uyku beni esir almak için çabalarken Eriz'in aşkla parlayan gözleri bu sefer bana döndü.

"Çok seviyorum peri kızı. Çok." Eriz özlemle fısıldayıp gökyüzüne güneşi doğdururken içten bir şekilde gülümsedim ve mayışan vücudumu uykunun kollarına bırakmaya hazırlandım fakat tam o esnada sol göğüsümün açıkta kalan kısmına Eriz'in dudaklarını bastırmasıyla hızlıca ayıldım ve şaşkınlıkla Eriz'e baktım. Eriz ise benim şaşkın bakışlarım eşliğinde kafasını boynuma gömdü ve derince soluklandıktan sonra dudaklarını boynuna bastırdı.