Yalan

15 2 0
                                    

Yaktığın yerde yanarsın diye bir söz vardır. Yanmıştım, ruhum külleriyle kalmıştı. Biraz zaman, dediler. Zaman geçirmedi. Küllerimin arasında bir çiçek açana kadar hiçbir şeye umudum yoktu. O çiçek Rüzgar'ın ta kendisiydi. Aşkın tanımı benim için buydu. Tüm yaralarını sevebilmek, onu izleriyle yargılamamak, acılarını güzelleştirebilmek ve bunları yaparken de hep elini tutmak...

Ve şimdi bu adamdan bir süre saklamam gereken şeyler vardı. Beni eve bıraktığında bahçe kapısından giriyor gibi yapmış ve arabası sokağı dönünce geri çıkmıştım. Neyse ki bu sırada annem ya da ağabeyimle karşılaşmamıştım.

Basbayağı yalan söylemek bu. Rüzgar öğrendiğinde çok kırılacak.

"Hayır anlayışla karşılar o bunu, endişelenmemesi için söylemiyorum. Ayrıca Boran'la görüşmeme ne tepki verir emin değilim. Sen sus!" diyerek iç sesimi susturdum. 

Boran'ı aradım ve telefonun açılmasını beklerken annemlerin beni evden bakarak göremeyeceği bir köşeye çekildim. 

"Efendim?" diyerek telefonu açtı.

"Şey," 

Ne diyecektim ben, neden aramıştım? Ben de olmasam iki gram beynini kullanamayacaksın. Hani mesaj atmıştı ya geldim diye...

"Neredesin?" diye sorabildim sonunda.

"Alaçatı'dayım. Öyle dolanıyorum, özlemişim buraları." Hafifçe gülümsediğini duydum.

Boşta olan elimle alnımı kaşıyıp olduğum yerde dolanmaya başladım. 

"Iıı, müsaitsen..." dedim. Alsancak tarafındadır diye düşünüyordum. Bu kadar çabuk buraya geleceğini kestirememiştim.

"Müsaitim." dediğinde onun da duraksadığını hissettim. 

"O zaman," dedim. İkimiz de bir buçuk yıldan uzun bir süre sonra görüşme konusunda tedirgindik, hele ki olanlardan sonra. Telaştan düzgün cümle bile kuramıyordum.

"Buluşalım." dedi benim yarıda bıraktığım cümleyi tamamlayarak. 

"Aynen. Ne taraflardasın?"

Cevabı aldıktan sonra yürümeye başlamıştım. Kendimi sakinleştirmeye çalışmakta başarısız oluyordum. İçimde doğru olmayan bir şeyler yapıyormuşum gibi bir his vardı. Etrafımı kontrol edip duruyordum, Rüzgar bir yerlerden çıkacak ve ona açıklama yapamayacağım diye. Bu buluşmayı yapmaya mecburdum, olan biten her şeyi tam olarak bilen ve olayın içinde olan birine başıma gelen tuhaf şeyleri anlatmalıydım.

Arkamda adım sesleri duyduğumda içimdeki korku büyüdü. Rüzgar kesin beni evden çıkarken görmüştü, nereye gittiğimi soracaktı. Ona yalan söylediğimi düşünecekti. Beni anlamayacaktı. Adımlarımı hızlandırdığımda arkamdaki adımlar da hızlanmıştı. Aramızdaki mesafenin kapandığını fark ettiğimde omzumda hissettiğim elle ufak çaplı bir çığlık attım. 

Tamam Rüzgar beni anlayacaktı. Sadece heyecandan saçmalamamalı ve düzgün konuşmalıydım. "Ah sevgilim, ben de seni arayacaktım birazdan." Evet ilk bunu söylemeliydim. Derin bir nefes alıp yavaşça arkamı döndüm.

"Sevgilim, ben de seni arayacak... Ne? Bo- Boran?"

"Her türlüsünü düşünmüştüm de böyle bir giriş beklememiştim." deyip gülümsedi. O da benim şu anda olduğum gibi oldukça şaşkın görünüyordu.

Ağzım istemsizce aralanmış ve gözlerim sonuna kadar açıktı. 

Boyu mu uzamıştı onun? Bayağı bir uzamıştı hem de. Ayrıca kilo da vermiş olmalıydı. Bir buçuk yıl kadar öncesine nazaran görünüşü oldukça iyiydi. Büyümüş ve çocuk yüzü yerini yakışıklı bir gence bırakmıştı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KayıpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin