gülümseme

1.8K 223 223
                                    

John, iki gündür Simon'dan mesaj almıyordu. Sebebini iki şeye bağlıyordu; ya sonunda bu saçmalıktan vazgeçmişti ya da ikinci cezası için gerçekten güzel bir plan yapıyordu.

O kara kara düşünedursun, içeri dün sabah konuştuğu ve çok önemli bir görev verdiği çocuk girdi. Çocuk John'ın sırasının önünde durup boğazını temizledi dikkat çekmek için.

"Kunhang, gelmişsin." dedi John dikkatini bir alt sınıftaki siyah saçlı oğlana verirken. "Gel, dışarıda konuşalım."

Koridorun ucunda tenha bir köşede durduklarında ona konuşması için izin verdi.

"Bana verdiğin iki numaranın da adresini ne ettiysem de bulamadım. Anlaşılan o ki bilişimde benden daha iyi. Her kimse kendini çok iyi gizlemiş namussuz. Daha profesyonel birileri lazım bulmak için."

Genç çocuk John'ı hayal kırıklığına uğratarak orada tek bırakırken John'ın aklında 'daha profesyonel' biri vardı: Nakamoto Yuta. Fakat arkadaşlarından hiçbirine Simon ile ilgili bir şey anlatmamıştı, anlatmayı da düşünmüyordu. Bu kendi başına halletmesi gereken bir sorundu. Eğer Yuta'dan bu numaraların kime ait olduğunu bulmasını istese mutlaka soru soracaktı. Bu yüzden onu son seçenek olarak varsaydı.

Derken müdüre denk geldi. Müdür Lee iki gündür Taeyong'u bıçaklayan kişinin kim olduğunu bulmaya çalışıyordu. John'ın arkadaş grubu ve Simon dışında okuldaki herkes hatta Taeyong'un ailesi bile o şahsın Taeyong'u sadece iterek düşürdüğünü sanıyordu, ayrıca bıçaklandığını bilen sayılı kişi vardı yani ve müdür bunu olduğunca saklı tutmaya çalışıyordu kendi itibarı için.

"Tuvalette bulunan eşyalar inceleniyor polis tarafından." dedi Müdür Lee. "Daha sonra okuldaki herkesle karşılaştırılacak bulunan bilgiler. Şüphelediğiniz biri varsa bulmamız daha kısa sürer tabii."

"Var." dedi John düşünmeden.

"Lee Donghyuck, Kim Dongyoung, Kim Jungwoo."

"Onlardan şüphelenmene sebep olan şey ne?

"Çok basit. Bizden nefret ediyorlar."

"Hiçbir şey söyleyemem oğlum. Bekleyip göreceğiz. Sen de çok oyalanma burada, dersine git."

John sınıfa dönerken koridorda denk geldiği Mark'ı aniden kolunun altına aldı. Mark kendinden uzun bedeni ittirmeye çalışsa da başaramadı, en sonunda kabullenip bir şey demeden onunla birlikte yürümeye başladı.

Sınıflarına girmeden önce yolları tanıdık bir yüz tarafından kesildi.

"Konuşmayalı uzun süre oldu başkanım." dedi kısa boylu çocuk alay eder gibi.

Mark, "Bizi rahat bırak Donghyuck." diyerek onu takmadan gitmeye çalıştı fakat John onu durdurdu. Düşmanından asla kaçmazdı.

"Sessiz ol Kanada, büyüklerin konuşuyor. Dostuma selam vermeme izin ver." Donghyuck son cümleyi söylerken sesinden duyulan bariz kinaye, ortamı soğuttu.

"Ben de seni özledim eski dostum." diyerek elini dostça gibi davranıp abartılı bir güçle karşısındaki çocuğun koluna vurdu John. Donghyuck, canı yansa da belli etmedi.

"Taeyongie'nin başına gelenler için çok üzüldüm. Duydum ki okulda, okul başkanının sevgilisini bıçaklamaya cesaret edecek kadar gözünü kin bürümüş biri varmış."

Mark konuşmanın daha fazla uzamamasını istiyor gibi John'ı çekiştirmeye başlamıştı ama uzun çocuk yerinden oynamıyor ve karşısındakinin söyledikleri karşısında sakin kalmaya çalışıyordu. Bunun gizli olması gerekiyordu, söylediğim gibi; bunu bilen çok az kişi vardı.

"Lütfen o kişiyi bulursanız beni bilgilendirin. Onu kendi tarafıma çekmeyi çok isterim."

Donghyuck yüzünde fevkalade sinsi bir sırıtışla yanlarından ayrılınca John yumruklarını sıktı. Artık Taeyong'a bunu yapan kişinin Donghyuck ya da onun tanıdığı biri olduğundan emindi, yoksa nereden bilecekti ki gerçeği?

Burnundan soluyarak sınıfa girdi, Gözü ilk olarak cam kenarındaki sıralarında oturan Jaehyun ve Yuta'ya, sonra da duvar kenarında tek başına oturan Youngheum'a takıldı. Güzel çocuk John'ın ona baktığını fark edince gülümsedi. Kendisine bahşedilen gülümsemeyle sinirinin hafiflediğini hisseden John ona geri gülümsedi. Kendi sırasına ilerlerken aklına okuldan sonra Youngheum'la ödev için buluşacakları gelince midesinde nedenini bilemediği bir kasılma hissetti.





Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
simon says ㅅ johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin