one

1.1K 107 164
                                    

Kitaba başladığınız tarihi buraya bırakın 🦀

"Hyung, uyanmışsın."

"Kaç saattir buradayım?"

"Şey...Dün geceden beri."

Namjoon bir kez daha gözlerini yeni bir sabaha açtığı için kendine lanet etti. Göğsünde ve karnında hissettiği doluluk ne kadar büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını bir kez daha hatırlatmıştı ona.

Çıplak ayaklarını beyaz örtünün altından çıkarıp yataktan çıkardı. Sol bileği hala yatağa bağlanmış kelepçelerden birinde şişmiş ve morarmış halde duruyordu. Acı hissetmiyordu. Hedeflerine ulaşamadığında yaşadığı en büyük korkuya bağlı olan hayal kırıklığı duygularını zihninden çekip almıştı.

"Hyung, iyi misin?"

"Harikayım."

Alaycı sesi küçüğünün içini titretmişti. Hastane önlüğünün kısa kolundan Namjoon'un bileğindeki derin jilet izleri kendini belli ediyordu. Esmer damarlı kollarında daha açık renkli neredeyse yarım santimetre kalınlığında onlarca kesik... Dolan gözlerini zapt etmek adına yüzüne çevirdi gözlerini. Ancak Namjoon başını eğmişti.

Jimin uzun süre başını eğmiş, büyük bir kinle kendi bedenini süzen büyüğüne baktı. Kendinden ve yaşadıklarından, varlığından ve karakterinden bu denli nefret etmesi her seferinde onu kısa süreli depresyona sokacak kadar incitiyordu.

Geçmişi iyi hatırlıyordu. Namjoon'u bu hale getiren olayları, hayatına girip duygularını tek tek alıp kaçan insanları, başarısına göz dikip atikifobi başlangıcına sebep olan büyüklerini çok iyi hatırlıyordu.

"H-hyung..." Kırık çıkan sesini düzeltmek için boğazını temizledi. Kucağındaki çantayı hemen yanındaki sandalyeye bırakıp Namjoon'a yaklaştı yavaşça. Saçlarının arasında kalan gözlerine bakmak için dizlerinin önüne çöktü.

"Buradan çıkışta gidip et yiyelim mi? Hem... Hem bazı şeyleri unutacak fırsatımız olur,ha?"

"Bana acıyorsun."

"H-hayır, asla. Sadece..." yutkundu. Gözleri sürekli yeni kesiklere kayıp durduğundan ağlamamak için çok çabalıyordu. "Bazı şeyleri unutmak için zihninine yeni anılar doldurman gerekir."

Namjoon anjukatlı sağ eliyle sildi gözlerini. Jimin'in kelepçeyi çıkarılışı izlerken kafasında dönen düşünecekler başını döndürmüştü.

Sefildi. Ölüm arzusuyla bu kadar yanıp tutuşurken bu denli basit bir tutkuyu gerçekleştiremeyecek kadar sefildi. Denemişti. Defalarca denese de hayat onunla inatlaşıyordu sanki. İnsanlardan, ayaklarını bastığı topraktan nefesiyle bedenini dik tuttuğu ağaçlara kadar, hepsinden, her şeyden nefret ediyordu.

Korkaktı. Geçmişiyle yüzleşip gelecek anılarına yön veremeyeceğini düşünüp başarısız olacağına kendini inandırmıştı. Korkaktı çünkü kaderini çizememekten korkuyordu.

Bunca denemeye ve gırda rağmen biraz olsun kaybetmemişti o arzu hissini. Hala bedeninin göğüs kısmında sıkışıp kalmış o korkmuş çocuğun ruhunu serbest bırakmak için ölmek istiyordu.

Önce zehirlenmeyi denedi. Ağır antibiyotikleri tek seferde içti ancak arkadaşlarının bunu fark edip müdahale etmesi uzun sürmemişti. Kendini asmayı denedi. Ancak ağır bedeni ipin en fazla 10 saniye dayanmasını sağlamıştı. Kalın halat dahi hayatın tarafını tutmuştu. Bileklerini kesti. Yaşaması imkansızdı ancak Jimin onu kurtarmıştı. Kolunu eskisinden de güçlü hissediyordu Ve bu onu kahrediyordu

yuanfen || namjinWhere stories live. Discover now