Kayıp Hatıra

Mutlu Bir Gün Hazırlığı

Biraz sohbet biraz yürüyüşten sonra kendimi yatağa attım. Çok yorulmuş ve hafiflemiş hissediyordum. İlk birine kendimi anlatırken bu kadar rahat hissetmiştim. Biraz dinlendikten sonra aşağı indim. Annemi görünce
- hoş geldin anneciğim
- hoş bulduk. Ne zaman geldin?
- bunu benim sormam gerek aslında
- sen uyuyordun bende eksikleri almaya gittim. Eve girdim yoktun bende arka bahçede biraz oturup kitap okudum. Sen neredeydin ben geldiğimde odanda yoktun.
- biraz parka yürüyüşe çıktım. Yoongi'yle karşılaştık oturduk sohbet ettik. Beş dakika önce de geldim.
- Temiz hava iyi geldi mi?
- çok iyi geldi. Babam gelmedi mi?
- bu akşam geç gelecek yarın için izin istedi de. Arkadaşı bu akşam benim işim var sen çalış yarın ben senin yerine çalışırım demişte.
- yarın babam evde mi olacak
- evet, güzel planlarımız var.
- Oley babam sonunda bir Pazar günü evde. Ne planımız var
- Piknik yapacağız
- Müthiş bir fikir bu
- Evet. Bu arada baban çocukları da çağırsın dedi bende bir tanışayım bu okul arkadaşlarıyla dedi.
- Tamam söylerim. Bak JuRa da gelebilir mi?
- gelsin o da arkadaşın sonuçta.
- o zaman gidip çocuklara bir sorayım yarın bizimle pikniğe gelebilirler mi diye
- bende yemekleri hazırlayayım da yemek yiyelim.
Üstüme hırkayı takıp evden çıktım. Çocukların kapısını tam açarken birden bacağıma biri dokunmuştu. Korkup bacağıma baktığımda kedinin bana sürtündüğünü gördüm. Küçük bir tatlı şey korkutmuştu beni. Onu kucağıma almak için onu yakalayacakken hemen yanımdan kaçmıştı. Onu yakalamak için peşinden giderken taşa takılıp tam düşmek üzereyken biri beni tutmuştu. Kapamış olduğum gözlerimi açtığımda karşımda Jungkook u gördüm.
- Dikkat et Kyung tim önüne hiç bakmıyorsun.
- AA beni kurtardığın için teşekkür ederim. Bir dahakine daha dikkatli olurum.
- ne arıyorsun burada. Tehlikeli buralar akşamları.
- Size geliyordum da kedi gördüm tutacaktım da kaçtı bende peşinden giderken ayağım takıldı da gerisini zaten biliyorsun
- bize niye geliyordun.
- sır. Gidelim de öğrenirsin.
- tamam gidelim.
Her düştüğüm de karşımda çocuklarda biri çıkıyordu. Kader mi şans mıydı? Onlara hiç kimseyle yakın olmadığım kadar yakınmışım gibi hissediyorum. Tuhaf şeylerdi. Beni önemsemeleri bile tuhaftı. Hayatlarında ki ilk gördüğü kıza böyle güven olur muydu? Çok garipti. Yüzlerindeki gülümsemeye her baktığımda ben onlar için iyi bir arkadaş mıyım diye kendime soruyordum. Halen de soruyorum. Eve yanına gelince
- Kyung Rim sen önden gir içeri. Benim küçük bir işim var.
- tamam Jungkook. Çabuk gel de herkes sırrı öğrensin.
- Tamam.
İçeri girdiğimde herkes masanın başında oyun oynuyorlardı. Sessizce yanlarına yaklaşıp
- çocuklar ne oynuyorsunuz?
- Hiç tombala oynuyoruz
- bende oynayabilir miyim?
- Oynayabilirsin Kyung Rim.
Çocuklar birden şaşırıp korktular. Onların bu suratını görmek beni gülme krizine sokmuştu. Beni gülerken gören çocuklar şoktan çıkıp onlarda gülmeye başlamıştı. Ortamı birden gülücükler basmıştı. Biz gülmekten yarılırken dışarıdan Jungkook geldi.
- çocuklar iyi misiniz?
- iyiyiz Jungkook
- ben pek emin değilim Hoseok. Gülmekten yarılacaksınız.
- Jungkook sende seokjin gibi amca şakaları mı yapmaya başladın.
- hayır, da size ne oldu böyle gülüp duruyorsunuz
- Kyung Rim e gülüyoruz. Birden yanımıza gelip bizi korkutup sonra da gülmeye başladı bizde ona gülüyoruz.
- Hoseok en çok sen korktun değil mi?
-evet de niye sordun ki
- hala yüzündeki korku ifadesi var da.
- olabilir. Bu arada Kyung Rim sen niye geldin?
- yarın pikniğe gideceğiz de babam sizleri de çağırmamı istedi.
- bizi çağırmanı istedi.
- korkmayın babam yemez sizi.
- yemez de bizden başka kimse yok mu?
-Var. Bak JuRa 'yı da çağıracağım. Yarın müsait misiniz?
- Namjoon' a soralım yarın boş muyuz?
- Boşuz jiminciğim.
- o zaman yarın pikniğe geleceğiz. Kyung Rim yapmamızı istediğin bir şey var mı?
- varsa söyle seokjin her şeyi yapar.
- Gerek yok seokjin. Siz gelin yeter.
- yoongi niye bu kadar sessizsin
- uykum var taehyung
- her zaman ki halin. Lakin sakın yarın pikniğe giderken uykum var deme.
- demem korkma. Kyung Rim yarın kaçta hazır olalım.
- 10 da olun dedi annem.
- tamam öyleyse. Yarını iple çekiyoruz.
- söylediğime göre şimdi ben eve gidip yemek yiyip anneme yardım edeyim hazırlıklar için. Herkese iyi geceler
- iyi geceler (hep beraber)
Herkesle vedalaştıktan sonra koşa koşa eve gittim. İçeri girdiğimde mis gibi yemekler kokuyordu. Yarın çok güzel geçeceğine inanıyorum. Yemek yiyip annemle birlikte yarın için bir şeyler yapıyorduk. Sarma, tatlı vb. yaptıktan sonra yarın erken kalkacağımız için direk yatmaya gittik. Yarının çok çabuk gelmesini istiyordum. Mutlu bir Pazar pikniği nasıl geçecekti acaba. Tam yatacakken aklıma bak JuRa gelmişti. Az daha onu aramayı unutmuştum.
- JuRa ya seni uyandırmadım değil mi?
- yok, Kyung Rim. Ne oldu?
- yarın pikniğe gideceğiz de sende gelir misin?
- ben fazlalık olmayayım.
- olmazsın merak etme. Babam arkadaşlarımla tanışmak istiyordu da. Çocuklara da söyledim. Heyecandan sana söyleyemedim.
- bir anneme sorayım bekle.
JuRa annesine sormaya gittikten sonra onu beklerken onun gibi bir kız hiç tanışmamıştım. Onunla tanıştığım için çok mutluydum. Acaba onlar da benle mutlular mıdır? İnşallah mutlulardır.
- Kyung Rim annem izin verdi. Sabah kaçta sizin orda olayım.
- sabah onda bizim oradaki piknik alanı var ya oraya gel. Bizde orada olmuş oluruz.
- Tamam. Hadi iyi geceler.
- iyi geceler.
JuRa ya da söyledikten sonra yatağıma yatıp güzel bir uyku vakti gelmişti. Yarın artık benim günümdü.

Jungkook 'un ağzından;

Kyung Rim' in babası bizimle tanışmak istemişti. Bizi zaten tanıyordu ama şimdiden bizi görmek istemesi biraz tuhaf kaçıyordu.
- çocuklar yarın için bir şeyler hazırlayalım.
- ben düşündüm bile
- sen bir numarasın seokjin
- tatbikî ben dünya çapında yakışıklıyım
- illa bunu demen gerekir miydi?
- değil di ama ben gene de söyleyeyim dedim. Sende hep bunu söylemek zorunda mısın Namjoon
- değilim. Ne yapacaksın.
- kurabiye, kek, Rus salatası, poğaça
- ooh kimse aç kalmaz valla
- kalmaz da Hoseok malzeme var mı baksana
- bakıyorum bekle şu telefona cevap veriyim.
- o zaman Jungkook baksın
- baktım ben. Bunlar da malzemeler
- teşekkürler Jungkook
- bir şey değil.
- jimin ile taehyung nerede
- onlar yukarı çıktılar gelirler birazdan
- seokjin sence de tuhaf değil mi?
- ne tuhaf değil mi?
- Kyung Rim'in babasının bizimle tanışmak istemesi
- Kyung Rim hatırlamıyor ama bizim birbirimizi tanıdığımız
- biliyorum ama okulun ilk haftasında tanıştığı kişiler olarak bizimle tanışmak istemesi garip değil mi?
- garip ama Kyung Rim olayı garipsemiyor. Yani sorun yok.
- yok. Yarın neler olacak acaba?
- Jungkook hediye paketlerin nerede?
- ne yapacaksın jimin
- hediye paketleyeceğim. Elimiz boş gitmeyelim.
- doğru da ne hediye edeceğiz
- onu biz önceden planlamıştık.
- ne akıllı çocuklarsınız
- dimi . Lafı uzatmadan söyle artık
- dolapta
- tamam. Siz ne yapıyorsunuz?
- Bizde atıştırmalık bir şeyler hazırlıyoruz. Yoongi tamir işini bitirdi mi?
- bitirdim. Bir daha Namjoon ellemesin.
- ellemem.
- Anlaştık. Namjoon sen ne yapıyorsun?
- kulüp için kayıt yaptırmaya gittim. Haftaya bir tiyatro senaryosu istedi. Bende araştırma yapmıştım. Şimdi bir hikâye oluşturmaya çalışıyorum.
- ilk zamanda hemen mi istediler.
- eski senaryo yarışma sonuçlarımı görmüşler de. Yaz haftaya seçme tapıp kimler oynayacak kararlaştırırız dedi.
- eğlenceli bir şeyler olacak desene
- biraz öyle jimin
- iyi yazmalar sana. Sizde kolay gelsin bende hediye paketlemeye devam.
- tamam. Bende seokjine yardım edeyim.
- bence de. Sen poğaça'nın hamurunu hazırla bende kurabiyeleri yapayım. Yoongi sende bir el at.
- attım. Ne yapayım?
- sen bulaşıkları yıka.
- tamam anneciğim.
- Hoseok nerede?
- çamaşırları katlıyor herhalde.
- herkes bir şeyler yapıyor. Maşallah bize
Yarın için hazırlıkları bitirip biraz dinlendik. Yarın için güç toplamak için herkes erkenden yattı. Benim uykum birden kaçmıştı. Acaba Kyung Rim bizi ne zaman hatırlayacaktı. Onun için üzülüyorum. Niye böyle oldu acaba? O gün çok mutluydu. Sonra ne olmuştu acaba. Keşke taşınmalarına engel olaydık. O günlere dönmek ve hiç bugünlere gelmek istemiyorum. Bizi hatırlayacağı gün çok yakındır inşallah.