0.4

10.5K 625 508
                                    

İyi okumalar...

𓍯

Ayağımı gergince sallayarak, Jimin'in atacağı mesajı bekliyordum. Jihyung, eve geldiğinde, ona şirkete geldiğime dair en ufak bir şey söylememiştim. Aksine ona daha fazla ilgili davranmış ve ilacını vermiştim.

Akşam yemeğinden sonra bana film izleriz demişti. Ben de bunun salonda mesajlaşmamdan rahatsız olması için uygun bulmuştum. Üstümde bir beyaz gömlek, altımda ise siyah bir etek vardı. Yine siyah topuklu ayakkabı giymiştim.

Jihyung geldi ve televizyonun karşısına, benim yanıma oturmuştu.
Onu denemek için bir şey sormalıydım.

"Jihyung, aklıma geldi de, ne zamandan beri sevişmiyoruz. Artık benden soğudun mu?" dedim yapmacık bir üzüntüyle.

Bana baktı ve sırıttı.

"Senden nasıl soğurum? Senin kadar iyi sevişeni bile görmedim." dedi.

Eğer bu gün o odada biri ile sevişmişse, ilacın etkisi ile ikinci bir birlikteliğe gücü kalmamıştır.

"O halde bu gece.." diye başladım söze ancak o devam ettirdi.

"Olmaz, yorgunum. Belki başka bir zaman." dediğinde kaşlarımı belli belirsiz çatıp kalktım ayağa ve diğer koltuğa oturdum.

"İyi o halde." dedim. Film başladığında beni boşverip kısa süre içinde filme odaklanmıştı.

O sırada bildirim geldi telefonuma. O da bildirim sesi ile bana vermişti dikkatini.

Sevgilim💜:
Telefona bakarken gülümse.

Rosé:
Bu konularda usta olman beni şaşırtıyor.

Sevgilim💜:
Neyse, sana bir konum atacağım. Hemen bir şeyler uydur ve oraya gel. Eve geri döndüğünde sen de gördüğü şeyler, kesinlikle daha çok şüphelenmesine sebep olacak ;)

Sevgilim💜:
*konum*

Rosé:
Peki.

Yüzüme bir gülümseme yerleştirmiştim. Ve telefonu kapattığımda gözlerim Jihyung ile buluştu.

"Kimdi o?" diye sordu.

"Ablam, Alice. Biliyorsun hamileydi. Ultrason resimlerini atmış. Bak." dedim ve ablamın bana iki-üç ay önce attığı ultrason fotoğrafını gösterdim.

"Anladım."

"Ben gitmeliyim. Lisa, sana bir şey göstereceğim dedi ve bir konum attı. Geç olmadan gelirim."

"Nereye?" diye sordu.

"Bilmem, konum neresiyse. Ama bir cafe gibi duruyor."

"Tamam hadi git. Ama geç kalma."

"Pekâlâ."

Hemen gidip üstüme bir mont aldım ve çantamı alıp evden çıktım. Bana izin vermesinin tek sebebi beni takip ettirmesiydi.

Adamlarından birine mutlaka takip ettirecekti.

Arabaya bindim ve telefonumu önüme koyup, adresi açtım. Dağ evi gibi bir yer olmalıydı. Ama yol kenarında kalıyordu muhtemelen.

Arabamı olabildiğince hızlı bir biçimde verilen yere sürüyordum. Aynı zamanda aynalardan arkamdaki adama bakıyordum. Beni takip eden adam ile aramızda 100 belki 150 metre aramız vardı. Ondan kurtulmak istemiyordum. Onun yerine Jimin'i aradım.

"Evden çıktın mı?" diye sordu hemen.

"Evet, kolay izin verdi. Ama peşime adam taktı." dedim.

that bitch | jiroséWhere stories live. Discover now