letter7 //

511 67 7
                                    

27.10.2014
" Merhaba Ashton,

 Daha iyi hissediyorum. O lanet olası ilaçları birkaç gündür kullanmıyorum ve şimdiden her şey daha iyi. Dün Michael bizdeydi, onunla uzun uzun konuştuk. Aradan sonra onunla konuşmak iyi geldi. Her derdimi dinliyor ve hep bana en iyi gelecek tavsiyeleri veriyor. O da ilaçları kullanmama fikrimi onayladı. Annem ise hala bu fikre yanaşmıyor. Beni Dr. Rickard ile görüştürmeye çabalıyor ama hayır, bunu yapmayacağım. O kadın bana deli muamelesi yapıyor. Görmüyor mu? Ben gayet sağlıklıyım. Sadece biraz üzülüyorum o kadar.

Mektuba damlayan göz yaşlarım lütfen seni yanıltmasın, gerçekten daha iyiyim. Beni soktuğun bu halden ne kadar nefret etsemde seni hala seviyor ve özlüyorum.

Kırık kalbimden sevgilerle,
Melanie "

 " Bazen,
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan
Güneş kucağındadır, bilemezsin
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun,
Anlamazsın uçar gider, koşsan da tutamazsın " bir elim ile mezar taşından destek alarak kalktım ve derin bir nefes aldım. 

" Ne güzel demiş değil mi Shakespeare? Tüm insanların körlüğünü anlatmaya çalışmış. Sen bu şiiri severdin Ashton. Nasıl olurda koşmaya hiç çabalamazsın, nasıl olurda bu denli körleşirsin? " bir süre boyunca boş gözlerle mezara ve henüz üzerine bıraktığım kağıda bakmaya devam ettim. Daha sonra ise gözlerimde biriken yaşları geri gitmeye zorlayarak mezarlığı terkettim.

Onun yanımda değilde bu toprakların altında oluşu canımı yakıyordu. Bedeninin beni bir daha asla saramayacağı gerçeği kahrediyordu yüreğimi. Ve onun öpüşüne susamış dudaklarım kavruluyordu.
Ben, onun olmadığı her gün yanıyordum. 

 Adımlarım yavaşça Ashton'ların bahçesinden içeri girdiğinde küçük Harry'i verandadaki salıncakta otururken bulmuştum. Ona en içten gülümsemelerimden birini gönderdiğimde bana sıcak bir şekilde karşılık verdi.

" Annen içeride mi? " diye sorduğumda kafasını olumlu anlamda sallayarak yanıt verdikten sonra beklememi mırıldanarak içeri gitti. Bir kaç dakika sonra elinde mutfak bezi ile Anne Marie dışarı çıkmıştı.

" Melanie, hayatım, seni buraya hangi rüzgar attı? "

" Nasıl olduğunuzu sormak için gelmiştim. " ona gülümsemeye çalışsamda emindim ki dolmuş gözlerim beni ele veriyordu. Sıkıntıyla iç çektikten sonra bana içeri geçmemi işaret etti. 

" Ben iyiyim, sen nasılsın? " ardımızdan kapıyı kapattığında büyük bir gürültü çıkmıştı. Yolunu ezberlediğim salona geçerek koltuklardan birine oturdum. " İyiyim. " diye mırıldandım. Sesim oldukça titrek çıktığında tekrar iç çektiğini duydum. Hızlı adımlarla gelerek yanıma oturduktan sonra bir eli ile sırtımı sıvazladı. Beni rahatlatmak istiyor gibiydi. 

" Doktor randevuların nasıl gidiyor? " diye sordu hiç beklemediğim bir anda. Herkesin doktora gittiğimi bilmesini istemiyordum. Yine de Anne Marie, herkes sayılmazdı. O ailedendi. 

" Gitmiyor. Daha doğrusu artık ben onlara gitmek istemiyorum. "

" Neden? " sesi gerçekten bu olaya üzülmüş gibi çıktığında iç çekme sırası bana gelmişti. 

" Dr. Rickard'ın verdiği ilaçlardan ve bana deli muamelesi yapmasından hoşlanmıyorum. " bu sözlerim sonrasında derin bir sessizlik salona hakim oldu. Sırtımda duran eli, ileri geri hareket ederek beni rahatlatmaya devam ederken sordum;

" Şey, acaba Ashton'ın tşörtlerinden birini almam mümkün mü? " Bu sorum karşısında ilk başta kaşları çatılsada daha sonra anlayış içerisinde başını salladı. Hızla oturduğum koltuktan kalkarak merdivenlere ilerledikten sonra yukarı, onun odasına, çıktım. Bütün odaya hala onun kokusu hakimdi. Yatağıda odanın geri kalanı gibi dağınık durmaktaydı hala. Sanki o gitmemiş gibiydi her şey. Yanaklarımdan süzülen yaşlara engel olamıyordum. Onu özlemiştim ve burada olmak bana kesinlikle iyi gelmiyordu. Dolabından aldığım bir tşörtü üzerime geçirdikten sonra yatağına uzandım. Gözyaşlarım yastığını ıslatırken ilk kez ölmüş olmayı diliyordum. 

Onun bana kazandırdığını söylediğim tüm güç sanki bedenimi terketmiş gibiydi. Geride sadece zayıf ruhum kalmıştı. Ve onun istediği tek şey artık bu dünyadan ayrılmak ve ona kavuşmaktı. 

insane + a.iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin