🍂Güç🍂

1.1K 127 18
                                    

Yorum:)

Yapsanıza:)

Yanlış anlamayın, dilenci değilim ama yorum görmeye de hayır demezdim:(

Oylayıp yorum yapanlar covide yakalanmıyormuş! İyi okumalar/*

*Düzenlenmiştir.*
——————-
Lumos

Umut etmek, bir şeyler dilemek veya geleceğe dair belirli planlar yapmak, bir süre sonra yapmayı ve düşünmeyi bıraktığım şeylerdi. Hayal kırıklığına uğramaktansa, bu şeylerden vazgeçmeyi tercih etmiştim. Bu sebepten ötürü, 'Tatilden sonra her şeyin mükemmel olacağına eminim!' dememiş, gerektiği gibi olayları akışına bırakmıştım.

Lakin deseydim bile muhtemelen çok da hayal kırıklığını uğramazdım. Şaşırtıcı bir derecede tatilden sonra hayatım oldukça huzurlu ve aksiyonsuz geçmişti. Her zaman olduğu gibi James tekrardan Lily tarafından reddedilmiş, Çapulcular çokça cezaya kalmış ve Mensis ona bolca para verdiğim minderinde yatmaktansa, başımın üstünde yatmaya devam etmişti. Kısacası her şey olduğu gibi devam ediyor, Lucas, Severus ve ben bu monotonluktan sıkıldığımız için kimsenin aklına gelmeyen şeyler üzerinde çalışıyorduk.

Bu uğraşa, kimsenin aklına gelmeyen şeylere kitaplarda Zihinbend ve Zihinfend deniliyordu. Severus, karşısına çıkan bir kitapta tesadüfen denk geldiği bu iki büyüyü bize anlattığı için minnettardım. Hem kendimizin hem de başkalarının zihinlerini yönetme fikri ilk başlarda son derece cazip gelse de, sonradan çalışmaların zorluğu adeta bizi yıkıp geçmişti. Lakin dönüşümlü olarak sürdürdüğümüz çalışmalarımız. az da olsa bize meyvelerini veriyordu.

Severus'un çocukluğuma dair bir anıya ulaştığı ve benim onu geri püskürttüğüm vakit, bu işi kaptığımızı açıkça görebiliyorduk. Fakat büyü de ne kadar ustalaşırsak ustalaşalım daha çok çalışmamız ve zihin duvarlarımızı güçlendirmemiz gerekiyordu.

Bu gizli uğraşımızın dışında üstünde durduğumuz bir konu daha vardı elbet; sınavlar. Tıpkı şu an da olduğumuz tılsım sınavı gibi, üçüncü sınıf öğrencileri olarak dönem sınavlarından iyi notlar almamız gerekiyordu. Özellikle Dumbledore, en yüksek sınav ortalamasını alan binaya elli puan vereceğini söylediğinden beri, herkes deli gibi ders çalışmakla meşguldü. İtiraf etmeliydim ki, yaşlı adam bizi gaza getirme konusunda ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Şimdiki zamana geri dönmem gerekirse, söylediğim gibi bir tılsım sınavının tam ortasındaydık. Sorular oldukça kolay olduğu için sınavı bitirmem on beş dakikamı almıştı. Geri kalan zamanımı ise etrafımdaki öğrencilerin acı dolu ifadelerini zevkle izlemek için kullanıyordum. Biraz ötede, ön sıralarda oturan Benjamin'in kafasını çıkardığı 'pat' sesiyle sıraya gömmesine az kalsın kahkahalar atacaktım.

Sağımda, birkaç sıra ilerimdeki James bana yardım çağrıları gönderiyor, Peter ise dolan gözleriyle sessizce sınava küfrediyordu. Remus'dan çılgınlar gibi kopya çeken Sirius'un aksine, bu zavallı ikili tek yardım alabilecekleri kişiye -yani bana- yalnızca duygu yüklü gözlerini kırpıştırabiliyorlardı.

Onlara yardım edebilirdim. Elbette bunu yapabilirdim ancak yapmadım. Tüm sene boyunca yatmalarının karşılığını kopya çekerek almalarına elbette izin veremezdim. İçimdeki kötücül Slytherin ve Hufflepuff adaleti birleşip, bunun üstüne binamızın ekstradan elli puan kazanabileceği düşüncesi de kendini gösterince, onlara kopya vermem imkansızlaşmıştı.

Sınav çıkışında notları konusunda rahat olan kişilerden birisi olarak keyfim oldukça yerindeydi. Geri kalanları ise ya derse sövüyor ya da tüm umursamazlıkları ile akşam yemeğinde ne olacağını tartışıyorlardı.

𝑳𝑼𝑴𝑶𝑺 | 𝒎𝒂𝒓𝒂𝒖𝒅𝒆𝒓𝒔 [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now