Büyük Özlem

15.3K 586 340
                                    

Sabah telefonun sesine küfür ederek kalktım. Ne vardıki bu kadar çalıyordu. Zor olsada yataktan kalktım arayan kişiyi görünce sıkıntılı nefes verdim arayan tabi ki de başbela arkadaşım taetae di.

Chimchim

-Sabah sabah ne oldu Taetae?

Teatae

Ne mi oldu? Jimin okul var okul.
sabah zor kalktım. Saate bir
baktım okul başlamış, aldı başını
gidiyor ve sen bana "ne oldu? " diyorsun
kalk hemen okula gel.

Yüzüme kapanan telefon ile hemen kalktım okula gitmek istemiyordum. Bu zamana kadar çok çalışıp tıp fakültesini kazandım. Tek amacım çok çalışmaktı fakat bu hissim üvey kardeşim okumak için Fransa ya gittiğinde başlamıştı. O gittiğinden beri derslere konsantre olamıyorum.
Aklımda ki fikirleri bir kenara atıp, üstüme yırtık bir kot ile beyaz bir gömlek giydim. Sarı saçlarıma şekil verip son kez kendime baktım aynadan.
Evden çıkacağım sırada annem, kahvaltı etmiyeceğimi sordu. Anneme geç kalacağımı söyleyip evden çıktım.

....

Dersten çıkıp bahçede çimlerin üzerine oturan Tae nin yanına gittim.
Yanına oturup karşımızdaki manzaraya bakmaya başladım.
Dalgınlığıma onun sesi bozdu.

" Ne oldu chim. Ne zamandan beri soruyorum ve beni geçiştirip duruyorsun. Jungkook gittiğinden beri böylesin gözümden kaçmadı ama üstelemek istemedim."

"Nerden çıkardın bunu Taetae, öyle birşey yok sadece biraz dersler zorluyor."

Tea bir süre bakıp iç çekti

" tabi canım bu zamana kadar severek girdiğin derslerin ne tesadüf Jungkook gittikten sonra zor gelmeye başladı. Jimin bak, Jimin diyorum yani ciddiye al, sen onu seviyorsun, üvey kardeşine aşık olmuşsun, niye  anlamamakta zorlandın kii"

" Tae o benim üvey kardeşim, ona nasıl aşık olabilirim ki. Onunla büyüdüm onunla yattım, kalktım yani ne olabilir aramızda. Diyelim oldu ailem ne diyecek buna demezler mi? 'siz kardeşsiniz, olmaz böyle diye' tanrı aşkına mantıklı konuş biraz "

" ya tamam sende haklısın ama sen hislerini açamasana kabul etmezsen jk elinden kayıp gidecek artık düğününde dans etmek kalır sana da başka birisi ile."

Tam ağzımı açacaken telefonum titredi arayan annemi.

Jimin

-Efendim anne

Mom

Oğlum desin bitti mi? Bitti ise eve gelirken birşeyler al sana bir sürprizimiz var bizde 2 saate döneriz eve zaten

Jimin

-Anne ne sürprizi tanrı aşkına, merak ettirmeden söylermisin. Zaten yorgunum-


Mom

Ya birde mızmızlanma geldiğimizde göreceksin niye bu kadar naz yapıyorsun ki be civcivim. Bak babanda selam söylüyor ve evde kahve bittiğini onuda almanı söylüyor. Hadi kapa evde görüşeceğiz bay bay.

Yine yüzüme kapanan telefon ile kalakaldım. Bu aralar kaçıncı defadı bu kapamalar sayamadım.

Tae bana ne oldu der gibi bakarken sadece kafamı salladım ve yanında kalktım. Eve giderken markete uğrayıp annemin bana sonradan mesaj attığı listeye baktım tek tek alıp sepete eklerken bir yandan da Tae ile konuştuklarımızı düşünüyordum. Gerçekten ben ona aşık miydim?

Düşüncelerim ile birlikte aldıklarımı ödedim ve marketten çıktım. Tam evimin olduğu sokağa girecektim ki büyük bir korna ve fren sesi ile olduğum yerde kalakaldım. Ne olduğunu anlamadan yanımda bir adam belirdi.

Daha kendimi toparlayamadan adamın bana "İyi misin, bir şeyin var mı? Kendine geliniz lütfen! " demesi ile kafamı kaldırdım. Adam benden biraz uzun esmer ince yüzlü biriydi.
Hemen kalkmama yardım edip, beni süzdü.

"Sanırım iyi görünüyorsunuz ama ben pek emin değilim. Sizi hastaneye götüreyim, yoksa aklım sizde kalır. Gerçekten özür dilerim."

"Hiç gerek yok ben iyiyim gerçekten. Zaten kendimde doktor sayılıyorum birşey olsa hissederdim. Asıl ben özür dilerim dalıp önünüze çıktım birden."

" Hayır ama nasıl hem suçsuzken hemde özür dilersiniz bu yüzden daha çok mahçup oluyorum size karşı."

Jimin gülümseyip başını iki yana salladı

" Bu arada ben Minho şey yani mmm yani telefonunu versen bana, seni merak etmemek için küçük rapor versen olur mu çünkü gerçekten aklım sizde kalır. "

Adama gülümseyip.

" Adım Jimin, gerçekten gerek yok ama sizin meraklanmamanız  için kabul ediyorum"

Minho, Jimin e gülüp hemen arabadan kağıt kalem çıkarttı ve bir numara yazdı. Jimin i zorlada olsa eve kadar bıraktırma kabul ettirmiş.

Jimin evinin önüne gelince, Minho ya teşekkür edip arabadan indi. Minho ya arkasından bakıp eve girdi. Annesi ile babası daha gelmemişti.
Mutfağa girip elindeki malzemelerden yemek yapmaya başladı. Yemekler bittikten sonra sofrayı kurmaya başladığı sırada kapıdan ailesinin sesini duydu. Mutfaktan çıkıp salona giderken karşısında gördüğü beden ile donup kaldı. Bu neydi şimdi kalbi neden ritimsiz atıyordu,neden böyle titriyordu. Ağzından çıkan kelimeler tek şu olmuştu

"Jungkook "

#lütfen Kookmin ile kalın#
#oy vermeyi unutmayın <3#

Passionate Love (Kookmin) Où les histoires vivent. Découvrez maintenant