2.0

5.1K 503 175
                                    


Jungkook gidecekti.

Bu onun için çok iyi bir şeydi ama canım yanmıyor desem yalan olurdu. Daha ondan yeni hoşlanmaya başlamıştım ve o şimdi gidiyordu... Bu haksızlıktı. Daha önce gitmeliydi. Ben ondan hoşlanmadan önce. Bana bunu yapamazdı.

Saatlerdir tavanı izleyerek yatıyordum. Hafta sonu olduğundan okul yoktu ki zaten okul olsaydı bile gidebileceğimi sanmıyordum. Hareket edecek gücüm yoktu. Büyükannem beni çağırsa da kalkamamıştım yataktan. Her şey daha yeni olsada canımı yakıyordu. Hatta en çok yeni olması yakıyordu canımı.

Hem onun bana karşı ne hissettiğini de bilmiyordum daha. Beni öpmüştü. Bir şey hissetmese öpmezdi, değil mi? Elimi de tutmuştu... Aramızda bir şeyler geçmişti işte ve bunun hakkında bile konuşamamıştık. Çok hızlı olmuştu her şey. Şimdi gitmesi haksızlıktı. Gitmemesini isterdim.

Hayır, bencillik yapıyordum. Bunun onun için ne kadar zor bir karar olduğunu unutuyordum. Neler hissettiğini, ne kadar zorladığını hiç düşünmüyordum. Böyle düşünemezdim. Onu da düşünmem gerekiyordu. Bencil olamazdım.

Yorganı kafama kadar çekip, ayaklarımı sinirle yatağa vurdum. Bunları düşünmek canımı yakıyordu.

Masanın üzerindeki telefonum titrediğinde, yorganı ittim ve uzanıp, telefonumu aldım. Tekrar yorganın altına girip, mesajı açtım.

bilinmeyen numara: selam

bilinmeyen numara: sana son kez bir şey söylemek istedim

Kaşlarım çatıldı. Son kez. Ne diyordu bu?

chaeyoung: son kez mi?

bilinmeyen numara: evet

bilinmeyen numara: seni daha fazla rahatsız etmek istemiyorum

chaeyoung: ama bana daha kim olduğunu söylemedin

bilinmeyen numara: bunu hiçbir zaman söyleyemem

chaeyoung: saçmalama

bilinmeyen numara: üzgünüm

chaeyoung: olma

chaeyoung: hiçbir zaman kim olduğunu bilmeyecek miyim yani

chaeyoung: bu saçmalık

chaeyoung: kim olduğunu söylemek zorundasın

bilinmeyen numara: lütfen bunu daha fazla uzatmayalım

bilinmeyen numara: küçük bir şey söyleyeceğim

bilinmeyen numara: özür dilerim

bilinmeyen numara: sana bazen yalan söyledim

bilinmeyen numara: kim olduğumu anlamandan korktum

bilinmeyen numara: ve lütfen güçlü ol chaeyoung

bilinmeyen numara: kim ne söylerse söylesin onları düşünme

bilinmeyen numara: canın ne yapmak istiyorsa onu yap

bilinmeyen numara: kimsenin canını yakmasına izin verme chaeyoung

chaeyoung: seni niye dinleyeyim ki

chaeyoung: gidecek olan birini niye dinleyeyim

chaeyoung: bana ismini söyle

bilinmeyen numara: hayır ismimi söylemeyeceğim

bilinmeyen numara: ama ismimin baş harfini söyleyebilirim sanırım

chaeyoung: hayır direkt ismini söyle

bilinmeyen numara: j

chaeyoung: jongin

chaeyoung: hayır bu saçma oldu

bilinmeyen numara: biraz

bilinmeyen numara: gitmem gerekiyor

bilinmeyen numara: kendine iyi bak

chaeyoung: hayır bekle

Mesajım görüldü oldu ama cevap vermedi. Hızlıca düşündüm. J? Jungkook?

Hızlıca doğruldum. Her zaman onun olma ihtimalini saçma bulmuştum ve bir süre sonra bilinmeyen numaranın kim olabileceğini düşünmeyi bile bırakmıştım. Çünkü daha çok Jungkook'u düşünüyordum ve aslında bilinmeyen numarayı da.

Aslında dikkatli düşününce çok da kolaydı. Sıcak çorba ve büyükannesinin evinin bu mahallede olması. Beden dersinde nerede olduğunu yalan söylemesi. Beni öpmesi. Aynı ortamda olduğumuz zamanlarda da ben ona bakmadığım zamanlarda mesaj atmıştı hep. Yalan söylemişti, kendinden hep üçüncü kişi olarak bahsetmişti. Onu düşünmememi istemişti. Korkmuştu anlamamdan. Jungkook olma ihtimali hep çok mantıklıydı aslında ama ben hep bunu düşünmekten kaçmıştım. Jungkook çok yükseklerdeydi gözümde ama değildi aslında. Şimdi anlıyordum.

chaeyoung: jungkook

Mesajım iletilmemişti bile. Hemen onu aradım ama telefon kapalıydı. Hızla yataktan kalktım ve ayakkabılarımı giyip, koşarak evden çıktım. Onaylaması gerekiyordu. Buna ihtiyacım vardı. Bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Büyükannesinin evinin önüne geldiğimde, nefes nefese kalmıştım. Ama durmadım. Hemen zile bastım. Sabırsızdım. Kalbim hızla atıyordu.

Kapının açılması sanki saatler sürmüş gibiydi. Sonunda açıldığında ise, "Jungkook," dedim nefes nefese. Büyükannesi karşımdaydı. "Nerede?"

"Jungkook gitti." dedi.

Jungkook gitti.

shinobi naku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin