2.5

5.3K 533 277
                                    


Nayeon eve geldiğinde, mutfakta kek yapıyordum.

"Bu saatte ne yapıyorsun?" diye homurdandı yanıma geldiğinde.

"Sıkıldım."

Kendini sandalyelerden birine attı. "Ya da moralin bozuk."

Güldüm. Beni tanıyordu, bu yüzden hiçbir şey söylemeden keki fırına atıp, iki kupa kahve doldurdum ve onun karşısına oturdum.

Kahvesini ellerinin arasına alıp, "Seni dinliyorum." diye fısıldadı.

"Lavaboların önünde karşılaştık." Anlatmaya başladığımda gözlerimin içine bakıyor ve dikkatlice beni dinliyordu. "Neden ondan uzak durduğumu sordu. Onu geçiştirdim Nayeon. Daha dikkatli olacağımı söyledim ama sonra arkadaş olduğumuzu söyledi." Güldüm neşeden uzak bir şekilde. Nayeon yüzünü buruşturdu. "Ona bilinmeyen numara olup olmadığını sordum ve o olduğunu kabul etti."

"Sonunda." diye bağırdı Nayeon gülerek. Gözlerimi kaçırıp, "Önemli olmadığını söyledim." dediğimde ise gülümsemesi yüzünde solmuştu.

Kafasını arkaya atarak, "Neden?" diye homurdandı. "Neden?!"

Kahvemden bir yudum alarak, "Yapamazdım Nayeon." Sesimdeki hüzün Nayeon'un kaşlarını çatmasına ve ciddileşmesine neden oldu. "Bir sevgilisi var. Nasıl önemli olduğunu söyleyebilirim? Şu an bile onu düşünmemem gerekiyor..." Derin bir nefes aldım. "Hem ben söylemeseydim, o söyleyecekti eminim."

"Bunu bilemeyiz." diye mırıldandı. "Onun neler hissettiğini bilemeyiz."

"Evet ama..."

Ayağa kalkıp, hemen yanımdaki sandalyeye oturdu ve bana sarılıp, "Kendine bu kadar yüklenme Chaeyoung." diye fısıldadı. "Biraz bencil ol."

"Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum."

"Öğreneceksin." Benden ayrılıp yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. "Junhoe ile direkt eve mi geldiniz?"

"Evet?" diye sorarcasına mırıldandım. "Ne yapacağız başka?"

Gülerek omuz silkti. "Ne bileyim? Seninle ilgileniyormuş gibiydi."

Kafamı iki yana sallayıp, onu kenara ittim ve kekin kıvamına baktım. Daha olmasına vardı.

"Aslında çok mantıklı."

"Hayır, değil." diye homurdandım anında. Neyden bahsettiğini çok iyi biliyordum.

"Neden olmasın?!" diye bağırdı peşimden salona gelirken. "Yakışıklı ve çok iyi bir çocuk." Durdu. "Sadece sinirlenince biraz sorunlu olabiliyor ama bu sorun değil."

Yerdeki yastıkları koltuğun üzerine atıp, salonu toplamaya başladım. "Onu tanımıyorum bile!"

"İyi işte tanışırsınız!"

Pes etmeyeceğini anladığımda durdum ve oflayarak ona döndüm. "Ne yapmamı bekliyorsun?"

"Onunla konuş." Bana yaklaşıp, kollarımı tuttu. "Senden etkilendiği belliydi. Jungkook'u düşünme, hayatına birilerini al."

shinobi naku Where stories live. Discover now