20. Bölüm: Güneşin Sözleri

179 4 0
                                    

İhanetin en üzücü yanı, asla düşmanlarımız tarafından gelmemesidir.

Herakles Krallığının başkenti, Kiira ve Guren'in, evlenme haberi ile yankılanıyordu. Kahraman olarak gördükleri kişiyi, kral olarak görmek istiyorlardı. Halk, Guren'i o kadar çok seviyordu ki bütün meydanlarda onun sesi duyuluyordu. İnsanlar, acılarını unutmuşlar, prenses ve Guren için dedikodulara başlamıştı. Alaylı Saray'ın etrafında ki muhafızların sayısı artmıştı. Ana salon ise kalabalıktı. Evlenme haberini duyan generaller Alaylı Saray'a gelmişti. Alkor Kalesi generali Untoxi, ayağa kalkmış bağırıyordu.

" Böyle saçmalık olamaz! 21 yaşında olan, hemde soylu olmayan birisi kral olamaz. Bu tamamen delilik. Hayatında saraydan dışarı çıkmamış biri kral olacak. Ben buna karşı çıkıyorum. "

Diğer generalleri sakinleştirmeye çalışan Solstiem Lordu Nuguri, ihtiyara seslendi.

" Hey ihtiyar! Biz buna karışamayız. Bu prensesimizin istediği bir şey. Kimse bunu reddetemez. Ayrıca kraliçenin ne dediğini hatırlıyormusunuz? Kızının kararına saygı duyacağını söylemişti. Boşuna çenenizi yormayın."

Dikenli Hisar'ın sadist generali Antery elini masaya vurdu.

" Demek öyle ha! Şimdiden yalakaya başlamışsın Nuguri! 16 yaşında ki bir kız çocuğun sözlerini kim takar? Aruzen beyimin kızı bizim için daha önemli. Erken yaşta onu bu işe sokmak aptalca olur."

Bütün generallerin, birbirlerine girmeleri an meselesiydi. Altın Ordunun 2. Generali Merida yüksek sesle bağırdı.

" Beyler artık susun! Şuan bunları konuşmamız bile krallığa ihanettir. Kendinize gelin ve sakin olun!"

Generaller biraz sessiz kalmışlardı. Merida'nın son savaşta ki başarısı diğer generaller de kendisine olan bakış açısını değiştirmişti. Bu suskunluğun ardından Antery ayağa kalktı.

" Sahi, Ustan ve onun sümsük amcası nerede? Yine mi kaçıyor. Altın ordunun liderine ihtiyacımız var. "

Merida, sinirli sinirli iç çekti.

" Ustam ve efendi Maru, kraliçenin yanında. Düşman bu durumdan istifade ederek kraliçemize heran saldırabilir. O yüzden aramızda olamayacaklar."

Generaller, birbirlerine baktılar ve başlarını eğdiler. Çoğu general artık bu durumu kabullenmekte zorluk çekiyordu. Yaşanan onca şeyden sonra bunu tahmin etmemişlerdi. Kum saatinin, altın kumları ters çevrilmişti.

                                   ***

Altın bahçede, Kiira ağlayarak annesini ikna etmeye çalışıyordu. Kendisini yerden yere vuruyordu. Altın bahçenin güllerini, elleriyle koparıyordu. Annesi, sakinleştirmeye çalışsada kendisi de sakin kalamıyordu. Yaşlı Maru, yeğeni Arkadya'nın kulağına fısıldadı.

" Halka, prensesin Guren'le evleneceği haberini, birisi bilerek yayıyor. Halkı, galeyana getirmek isteyen birisi."

Arkadya, amcasına doğru döndü. Sert bir tavırla amcasının kulağına eğildi.

" Kim amca? Guren mi? Bunu gerçekten yapmış olabilir mi? 21 yaşında ki bir çocuktan bahsediyoruz."

Altın Ordunun 3. Generali Maru, biraz sessiz kaldı. Prensesin annesiyle tartışmasını izliyordu.

" Bilmiyorum evlat! Belki olabilir. Planlanarak yapıldığı çok belli. Ayrıca yaşların artık bu çağda pekte önemi kalmadı."

Bağırışları duyunca sohbetleri yarıda kaldı. Hızlıca kraliçe ve prensesin yanına doğru ilerlediler. O vakit aralarında ki tartışma, şiddetlendiği için olaya müdahale etmek zorunda olduklarını düşündüler. Kraliçe yalvarır bir şekilde kızının dizlerinin önünde duruyordu. Tehorin'in, ağlamaktan göz yaşı kalmamıştı. Son gücüyle konuştuğu her halinden belliydi.

Gölgelere HükmedenWhere stories live. Discover now