EYLÜL (Tamamlandı)

58. Bölüm

Medya: BEYONCE - HALO

Bana güneş ışıkları gibi vurdun
En karanlık gecemde yandın
Tek istediğim şey sensin
Galiba senin ışığına bağımlı oldum

Tekrar düşmeyeceğime yemin etmiştim
Ama bu düşmek gibi değildi
Yerçekimi unutulmazdı
Beni yeryüzüne tekrar çekti
Sanki uyanmış gibi

Yaktığın bütün kuralların
Bu benim alabileceğim bir risk
Seni asla dışarıda bırakmayacağım

Keyifli okumalar 🦋

••••••••••

(+18 sahneler mevcuttur. Rahatsız olacak okurlarım o kısımları geçebilir)

2 GÜN SONRA

EYLÜL

Havaalanında korumalar eşliğinde hızlıca uçağa doğru ilerlediğimizde bakışlarımı Melis'e çevirdim. Heyecandan yerinde duramıyor, neredeyse zıplayarak yürüyordu. Melis'in heyecanlı hallerine gülümserken kapılardan geçtik ve bizi bekleyen uçağa doğru ilerlemeye devam ettik.

Uçağa bindiğimizde ise Poyraz yanımızdan kısa bir süreliğine ayrılınca Melis'le uçakta baş başa kaldık. Heyecanının benim sesime de yansımasına izin vererek, "Çok heyecanlı görüyorsun." dedim.

"Evet, çok heyecanlıyım nihayet Kanada'ya gidebiliyoruz."

"Hmm orayı çok mu seviyorsun bakalım?"

Melis ağzı kulaklarında, "Hem de çok... Oradaki evin çok güzel dağ manzarası var. Oraya gittiğimiz zaman amcam beni hep o dağa götürüyor, orada harika vakit geçiriyoruz." dedi ve birden aklına gelen düşünceyle omuzlarını düşürdü.

Gözlerimi merakla kısıp, "N'oldu tatlım?" diye sordum. "Neden boynun büküldü?"

"Ben seninle de o dağa gitmek istiyordum ama biz gittiğimizde orada gece olacak ve yarın da sizin düğününüz olacak. Ayrıca düğünden sonra babamla o evde kalmayacakmışsınız. Neden bizimle aynı evde kalmıyorsunuz ki?"

Melis'in beklemediğim sorusuyla bir an için ne diyeceğimi bileyip etrafa kaçamak bakışlar attım. Diyecek mantıklı bir yalan bulamayınca da ağzımın içinde gevelercesine, "Düğün boyunca yorulacağımız için biraz sessiz bir yerde dinlenelim istedik." dedim.
Melis'in başını salladığını görünce ona belli etmeden nefisimi verdim. En azından daha fazla terletecek sorular sormayacaktı.

Melis keyifsizce, "Evet o ev çok sessiz. Orada kimse yaşamıyor, çalışanlar da yok sadece ara ara babam kullanıyor o evi." dediğinde bu defa, beni terletmek yerine şaşırtmıştı. "Yalnız mı gidiyor o eve, neden ki?"

Melis bilmiyorum anlamında ellerini iki yana açıp, "Amcam söylemişti babam yalnız kalmak istediği zaman hep o eve gidermiş." Deyince başımı salladım.

Az çok Poyraz'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıştım.
İçimin hüzünle kıyıldığı sırada Poyraz yanımıza gelince Kanada'ya uzanan yolculuğumuz başlamış oldu.

*****
Ertesi sabah erkenden konsoloslukta nikâh işlemlerimiz halledilirken evin büyük bahçesi ise kapatılıp Melis'in özel isteğine göre kar temasıyla hazırlanmaya başlamıştı. Dışarıda yoğun hareketlilik de son sürat ediyordu.

Aynada kendime baktım. Poyraz'ın özel olarak getirdiği moda ekibiyle odada da gelinliğimin son provası yapılıyordu. İlayda yanımda mutsuz bir şekilde somurtmaya devam edince ona doğru dönüp, "Demir'le hâlâ aranız düzelmedi mi?" diye sordum.