özel bölüm

16.6K 1.3K 990
                                    

Hellüğ!

Özel bölüm gelmeyecek deyip özel bölüm atmak mı? Bayılırım!

Ponçik Kiraz ve Şapşik Tural özlendi mi bakalım?

Bayram şekeri bunlar bayraam! Birinci günde birinci hikayesine özel bölüm atan yazarınız ikinci günde ikinci hikayesine özel bölüm atıyorsa bayramın üçüncü gününde okurları neler bekliyordur???

Sorunun cevabını boş verip şeker tadında bir özel bölüm okuyabilirsinizz!

Keyifli okumalar.💛

🍒

Kiraz Yılmaz Portal'dan...

"Kiraz ben boşanmak istiyorum."

Bir elimde tatlı kasem, bir elimde son tatlı dilimimin bulunduğu kaşıkla duraksadım. Ağzımı açmış, damağıma yapışacak o leziz tadı bekliyordum. Beklemekle kalmıştım. Yemekten mahrum kalma sebebim duyduğum cümleydi. Başımı hemen çaprazımda krem rengi berjerde oturan Tural'a çevirdim. Öyle hızlı çevirmiştim ki elimdeki sütlaç bile şaşırmıştı hızıma. Kulaklarıma varan cümle beni çokça şoka sokacak bir cümle olmuştu çünkü. Yanlış duymamıştım değil mi ben? O az önce boşanmaktan bahsetmişti? Bildiğimiz boşanmaktan? İki yıllık evliliğimizi sonlandırmaktan bahsetmişti değil mi?

Başına güneş geçti diyecektim de kapalı alandaydık, evdeydik...

Elimdekileri iki koltuk arasında bulunan boşluğundaki yuvarlak küçük sehpaya bıraktım ve çattığım kaşlarımla Tural'a döndüm. "Ne istiyorsun? Ne istiyorsun?"

Gayet ciddi bir şekilde, "Boşanmak," dedi yeşillerime baka baka. Ay yok kesin ben yanlış anlıyordum bu adamı. Yıllardır tanıdığım insanın mümkünatı yoktu damdan düşer gibi bu cümleyi bana kurmasına. Yerimde hareketlenip koltuğun iyice köşesine yerleştim, yakından baktım boşanma lafını ağzına alışına. "Sen benden ne istediğinin farkında mısın Tural? Ne boşanması? Şaka falan mı yapıyorsun?"

Umarım söylediği şaka çıkardı da az önce onun yüzünden yiyemediğim sütlacımı alıp kafasına çarpardım.

Ancak Tural şaka demedi, boğazını temizleyip, "Bildiğin boşanma işte Kiraz," dedi düpedüz. Gözlerini benden ayırıp halıya düşürdü. "Boşanalım diyorum. Bitsin istiyorum artık evli kalmamızın bir anlamı yok."

"Senin kafan mı güzel be adam?!" Ayarlayamadığım, açıkçası ayarlamak da istemediğim, ses tonumla ardı ardına sorular sordum. "Ne demek bir anlamı yok artık? Boşanmanın kelime anlamını biliyorsun değil mi? Bir daha birbirimizin yüzünü görememekten falan bahsediyorsun sen şu an farkında mısın? Tatlıyı fazla kaçırdın da aklın mı sulandı? Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?"

Rahatsızca yerinden kıpırdandı, o sırada gözleri hala üzerinde kiraz desenleri olan halıdaydı. Bana değil de halıya konuşur gibi söze girdi. "Farkındayım şaşkınsın. Tuhaf geliyor sana söylediklerim. İyi giden evliliğimizi bitirmek istediğimi kabullenemiyorsun belki bilmiyorum ama durum bu. Ben ayrılalım istiyorum, bitirmek istiyorum."

Tek düze konuşuyordu. Sanki söylediklerimi duymuyor da aklında tutuklarını dile getiriyordu. Bu durum daha da asabımı bozarken sinirimden güldüm resmen. "Bitti diyorsun yani? Sevmiyorsun artık beni?"

Alayla sorduğum son soruya cevap dahi vermesini beklemezken ben, o ciddiyetle, "Sevmiyorum," demişti.

Tek kelimesi deminden beri söylediği cümlelerden daha çok yakmıştı canımı.

Evlilikten sıkılmış olabilirdi, eski eğlenceli hayatına dönmek istiyor olabilirdi. Genç yaşta, daha 22'imizdeyken evlenmiştik içinde kalan şeyler olabilirdi. Onları yaşamak istiyor olabilirdi. Buraya kadar onu bir nebze anlardım ama bana olan o 'dev' sevgisinin bitmiş olmasını anlamazdım. Anlayamazdım. Küçükken Şikemperver'im deyip sevdiği kızı nasıl bir anda sevmekten vazgeçebilirdi? Her şey bir anda olmuştu. Daha öncesinde boşanmanın b'sini almamıştı ağzına. Biz doğru düzgün kavga bile etmezdik ki. İki yıldır evliliğimiz hep güzel geçmişti. En büyük kavgamız meyve yerken muzun büyük dilimini kendine almasında yaşanıyordu. Öyleyse sorun neydi?

DERDİMİ ALAN | Texting ✔Where stories live. Discover now