-1-

1.1K 74 59
                                    

Her zamanki gibiydim. En azından şu kıyamet olayından sonra. Dipper bana bencilsin demişti. Kötüymüşüm, Northwest adını taşıdığım için.

Evet, o zamanlar öyleydim. Ve eskiye geri dönmeyi hiç mi hiç istemiyorum. Zaten malikane az kalsın elimizden gidiyordu. Yani... Ah, Dipper ve Mabel Pines ailesinin Gravity Falls'a geldikleri zaman hariç. Dört gözle geri dönmelerini bekliyorum. Ve dönecekler. Soos öyle dedi.

Her yaz geleceklerine dair söz vermişlerdi. Ama sözlerini tutmadılar. Bütün sevdikleri onlara kırıldı. En çok da ben. Dipper geri dönmeyecek mi!? Diye her yeri yıkmıştım. Çok iyi hatırlıyorum. Bana susayım diye oyuncak bir midilli almışlardı.

Aradan 4 yıl geçti. Bugün lisenin bitiş zamanı. Ve gelecekler! Hem de Stanley'i veya onun garip ikizini görmeye değil, bizi görmeye!

Arabanın fren yapması ve öne savrulmam dolayısıyla düşüncelerimden kurtuldum. Ne olduğunu şaşırdığım için etrafıma bakındım.

"Geldik, Pacifica, inebilirsin."

Bu müjdeli haberi duyunca gülümseyerek arabadan aşağı atladım. Son model saatime baktım. Tam zamanında yetişmiştik. Gelmelerine 5-10 dakika vardı.

Bizden önce gelenlerle selamlaşarak ben de beklemeye başladım. Önümde duran Grenda ve Candy'nin coşkusunu görebiliyordum. Hatta Grenda öyle heyecanlanmıştı ki bağırarak etrafındakileri sarsıyordu. Kıkırdadım.

Gözlerim Wendy'i aradı. Dipper'ın şapkası ondaydı nasıl olsa. Onu göremeyince sırıttım. Bu sırıtış Candy'nin gözünden kaçmamıştı.

"Ne oldu Pacifica?"

"Ah, yok bir şey, sen Grenda ile ilgilen."

Bağırarak elindekileri yere fırlatan kızı gösterdim. Güldü.

"Peki o zaman"

Stanley ve Stanford artık Gravity Falls'ta değildi. Çocukluk hayallerini gerçekleştirmek için denizlere açılmışlardı. Dipper ve Mabel da olmadığı için doğal olarak gizem de yoktu. Bir değişiklik, garip şeyler falan. Çok sıkıcıydı.

Gizemli kulübeyi yöneten Soos'un pek de başarılı olduğu söylenemezdi. Sadece eskileri özleyenler uğrardı. Eskilerin anısına açılmış kısma.

Yine düşüncelerim bozulmuştu. Ama bu sefer bozan şeyler çığlıklar, alkışlar ve otobüsün korna sesiydi. Ben de birden heyecanlandım ve kalabalığın içini yararak geçmeye çalışan Dipper ve Mabel'a odaklandım.

Sonunda nefes nefese kalabalıktan kurtulan Mabel bu sefer ise arkadaşları Candy ve Grenda'nın gazabına uğradı. Ama mutluydu, yüzünde güller açıyordu.

Arkasından gelen Dipper'ı görünce gülümseyerek ona doğru koşmaya başladım. Ama Dipper'a doğru yürüyen Wendy'i görünce duraksadım. Dipper Wendy'i gördüğünde ise tamamen durup uzaktan izlemeye başladım.

Wendy'i gören Dipper gülümsedi ve ona doğru yürümeye başladı. Wendy ile artık nerdeyse aynı boya gelmişti. Yine eskileri hatırlamıştım.

Wendy taktığı şapkayı çıkardı ve Dipper'ın taktığı şapkayı çıkararak eskisi gibi saçını karıştırdı ve şapkasını verdi. Dipper ise duygulanarak mavi çam ağaçlı şapkasını geri aldı. Wendy ise güldü.

"Büyümüşsün ama hala aynısın."

Dipper ise Wendy'e özel o eski garip gülüşünü yaptı. Sonra ise beni farketti ve el sallamaya başladı.

"Pacifica!"

Güldüm ve ben de el sallamaya başladım. Arkadan biri beni ittirince öne doğru yalpaladım ama Dipper hızla yetişti.

"Eski sakarlığın hala üstünde, ha?"

Üstümü çırptım.

"Ha, ha, senin de eski ukalalığın hala üstünde Dipper Pines."

Güldü.

"Eee, görüşmeye nasılsın?"

Suratımı buruşturdum.

"Sıkılmış, zengin, biraz da üşümüş"

Kahkaha attı.

"Eski Pacifica."

O sırada yanlarına gelen habercilerle ilgisi dağıldı ve onlarla konuşmaya başladı.

"Ne demezsin..."

Gravity Falls'ta neden bu kadar ünlüler? Heykelleri bile yapıldı. Ne kadar garip değil mi? Daha on iki yaşında bütün kasabayı, hatta bütün dünyayı kıyametten kurtardılar ama bu kasabadan başka kimse bunu bilmiyor!

FRIENDSWhere stories live. Discover now