SUÇLU ANATOMİSİ

15 2 0
                                    

Tom yerinaltında bulunan hücrenin geniş koldorundan içeri bakmaya başladı duvarların üzerindeki meşaleler kolidoru andınlatmaya çalışıyordu ayrı zamanda ortama ürpertici bir tablo ortaya koyuyordu.Tom derin bir nefes alarak yerin altındaki iç bölmeye dogru indi.duvarda azgın bir şekilde yanan meşaleyi alarak hem kendisi korubilmeyi hemde önü görmeyi saglıcaktı.Korkutucu kolidordan geçerken kalbi adeta vücundan fırlıcak şekilde atıyordu.Bir yandan geri dönmek istiyordu diger yandan merakına hakim olamıyordu.Karşına Nuntius çıktıgı zaman ne yapıcağını bilmiyordu.Kendisi savunmak için yanında sadece bir meşale bulunuyordu.

Kolidordan ilerledikçe örümcek aglarının yuvaları daha belirginleşiyordu adeta yeni bir dünya oluşturmuştu örümcekler kendi kendine...

Tom sonunda cılız bir ışık parçası sezdi karanlıgın ötesinde ve o ışık parçasına dogru yavaş ve tedbirli adımlarla ilerledi.

Tom adımlarını hızlandırdıkça ışık hüzmesi daha çok belirginleşiyordu.Ardından burası bir ev gibiydi adeta birkaç kırık koltuk duvarlarda bıçaklar asılmıştı keskinligi on metreden anlaşılıyordu.Tom birkaç dakika odayı dikizledikten sonra ortamı iyice süzdü kimse olmadıgından emin olduktan sonra içeri girdi.Tom gözleri bir dolaba takıldı.dolap eski demir dolablardı büyük ihitmalle hastanenin dolaplarıydı bunlar...

Tom agzı yarı biçimde açık olan dolabı araladı. Dolabtakiler eski hastane dosyalarıydı.Eski hastalara ve çalışanlara ait dosyalardı.Tom dosyaların bazılarını incelerken gözüne bir dosya takıldı.Hastanenin geçmisi ile ilgili bir dosyaydı bu.Dosyaya göre bu hastane tam üç kez kapatılmıştı.ik dava bu hastane diyabet hastaları için açılmıştı başarlarda herşey yolunda giderken diyabet tedavisi gören yüz hasta bu hastanede aniden öldü ama sebebi bir türlü bulunamadı.Hasta yakınlarının davaları sonunda doktorlar ve hemşireler göz altına alımış.Yapılan tedkikler sonunda hastaların vücunda hidroklorik asit bulunmuş.Hastaların vücutlarına hidroklorik asit enjekte edilmişti bu acılı bir ölümdü hastaların iç organları yavaş yavaş eriyordu.Doktorlar ve hemşireler ifadelerinde yaptıklarından pişman olmadıklarını şeytanın bunu onlardan emretiklerini ve bu yüzden bunları yaptıklarını açıkladı.Bütün doktorlar ve hemşireler idam cezası alırken bir doktor cezadan kurtulmuştu.Ardından hastane kapatılmış ama tekrardan açılmış.Ardından kolidordan gelen sesler Tom'un bütün dikatini dağıtmıştı.Tom bir odanın sağ kenarında perde oldugunu fark etti.Hemen oraya dogru yöneldi perdeyi kaldırdı kanı buz tutmuştu perdenin arkasında bir çukur vardı ve burada bir sürü ceset ve uzular bulunuyordu.Buraya girmeyi hiç istemiyordu ama başka çareside yoktu derin bir nefes alarak çukuru içine girdi ardında siyah perdeyi zorlanarak da olsa kapatmayı başardı.Tom perdenin altından odayı gözetliyordu ki derken o girdi siyah kar maskeli adam gözleri adeta parlıyordu igrenç bir yaraktık gibiydi.Sırtında iyi o lanet olası gözde bulunuyordu.Birkaç saniye ayakta bekledi.Ardından koltuguna yöneldi.Üstünden büyük bir yük attmış gibi kuruldu koltuga gözüleri bir anda dolaba çevrildi dolap hafif bir şeklide aralanmıştı.Nuntius aninden ayaga kalktı dolaba dogru yöneldi.Dosyaların karıştırıldıgını fark etti ve öfkesi kat ve kat artmıştı dişlerini parçalıcaktı öfkeden.Yüzündeki öfke aniden igrenç bir tebesümme döndü perdeye dikti gözlerini.Tom kaskatı kesildi.kuyunun içindeki cestlerin arasına karışması gerekiyordu.kuyunun dibinde bulunan yüzünün bazı uzuları kopmuş azı dişleri görünüyordu ve kuyudaki yogun asit kokusu dayanılmazdı.Hemen cesedi üzerine attı yüzünü kapatmak için başka bir ceset kulandı.Katil bir anda perdeyi araladı.Keskin gözleriyle kuyunun dibine baktı.birkaç saniye bekledikten sonra çukurun içine tükürdü.Ve elinde siyah bir çöp kovası bulunuyordu.Ve çöp kovasını içindeki insan bagırsakları ve bazı organları bulunuyordu.nerdeyse hepsi Tom'un üzerine dek gelmişti kusmamak için kendini çok zor tutuyordu.Katilse perdeyi kapattı ve koltuguna geri döndü.,

Tom ellerini agzına götürdü kusmamalıydı.

kuyudan çıkmalıydı.küçük bir oyuk gördü kuyuda buradan sürünerek geçebilirdi.

Tomu'un bundan başka çaresi yoktu.oyuktan sürenerek geçmeye çalıştı.dirsekleri ve dizleri bir yandan şıcan ısırıklarına maruz alıyordu ama bu bir kurtuluş anaktarı fikri onu canlı tutuyordu

adeta yanıyordu ama başka çaresi yoktu.ama oyuk gitikçe genişlemişti hareket etmesi de kolaylaşıyordu.Oyugun sonuna gelmişti.Hafifce dogruldu.üzerini temizledi elleriyle karşında bir ceset bulunuyordu.Duvara yaslanmış bir şekilde kaburglarında fareler hareket ediyordu.Tom bileginine dikkat etti bu buldugu bileklikti bu kelleydi sonunda onu bulmuştu ama çok eskiydi TOM yüz yıllık olabilicegini düşündü bir an.

Ama daha ilginç olanı vardı karşısına bakınca dili bogazına yapıştı adeta konuşamadı.Demir parmakların arkasındaki şey onun odasıydı.


Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Mar 08, 2020 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

TIMARHANE Où les histoires vivent. Découvrez maintenant