14.

1.9K 125 16
                                    

Yoora - Ben babamın katilini buldum.

Herkes bana şaşkınca bakarken kafamı tekrar masaya koydum ve kahvenin etkisi ile yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Masanın üstündeki telefona elimi atıp, kafamı masadan kaldırdım. Saate baktığımda Mark ile buluşmam gerektiği aklıma geldi. Artık her şeyi tamamını anlayıp intikamımı almak, her şeyin son bulmasını ve huzura kavuşmayı istiyordum.

Ayakta durabilicek kıvama geldiğimde ayağa kalktım ve dış kapıya yöneldim. Bulanık görüntü netleşmiş ve kendime gelmiştim. Alkol çok bir süre etki etmezdi bana zaten. Bünyem alışkındı bu duruma. Düşüncelerimden sıyrılıp tekrar telefonuma baktım. Saat öğleden sonra olmuş ve benim hemen gitmem lazımdı.

Namjoon - Nereye gidiyorsun Yoora?
Yoora - Benim acil gitmem lazım
Jin - Yoora gel ve anlat şunu bize.
Yoora - Size anlatıcam ama ilk önce birinin bana bir şeyler daha anlatması lazım.
Yoongi - Yoora bak seni anlıyoruz fakat bize bi açıklama yapta git.
Jimin - Yoongi haklı hem yüzündeki morluğun da açıklamasını yapmadın. Görmedik sanıyorsan yanılıyorsun.
Yoora - Bakın anlatıcam ama lütfen beni bekleyin gitmem lazım.
Jungkook - Tamam bırakın kızı gitsin. Sen git Yoora hadi.

Jungkook'a gülümseyip hızla evden çıkıp kafeye gitmeye başladım. Yolda yürürken burnuma gelen iğrenç kokuyu soluyorum ve bu benim aşırı rahatsız ediyordu. Bu kadar fazla alkol içersem böyle olur işte. Kokusu leş gibi üstüme sinmişti ve dahası tek rahatsız olan ben değildim. Yürürken yanımdan geçen insanlarda bana bakıp yüzünü buruşturuyorlardı.

Gözlerimle etrafı tararken kıyafet mağazası görünce içeri daldım ve siyaf bir sweatshirt aldım. Mağazadan çıktım ve hemen yanında olan parfümcüye girdim. Orda bir parfüme bakıyormuş gibi yapıp yeni aldığım sweatshirün üstüne bir kaç defa sıktım. Kötü kokmadığım kanaatine varınca hızla oradan çıktım. Artık oyalanmamam lazımdı. Tekrar etrafa bakarak yürürken kafeye yaklaşmıştım. Kafenin önünde durup derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Orta masalarda oturan arkası dönük
Mark'ı görünce oraya adımladım ve karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum.

Mark - Gelmezsin sandım Yoora
Yoora - Bana anlatman gerekenleri anlat lütfen Mark.
Mark - Aklın çok karışık anlıyorum merak etme sorularını cevaplicam.
Yoora - Seni dinliyorum Mark.

Mark - Herşey videoda da gördüğün gibi  fakat Kai'nin nasıl bir rol aldığını ve onunda bir katil olduğunu anlamış oldun. Woo Jin, Kai'yi zorlayarak katil yapmıştı ancak Kai kendi isteği ile devam etti. Kai'nin kurbanlarından bir diğeri ise babamdı Yoora. Gözlerimin önünde onu öldürdüler ve babamın son sözleri ise sana her şeyi gerçekliği ile anlatmamdı. Babamın bu son isteğinin nedeni senin babana söz vermesiydi. Baban ve babam çok yakınlarmış hatta Woo Jin' de. Biz bi ara hiç ayrılmazmışız ve çok yakınmışız  yani babam öyle söylemişti . Ama o olay, yani ailenin öldürüldüğü zaman biz yabancı ülkedeydik. Babanın adamları benim babama haber vermiş ama her şey için çok geçmiş. Seni bulamamışlar senin arkanda olan bütün izler su ile temizlenmiş gibi yok olmuş. Babamın ölmeden önceki son vasiyetini gerçekleştirmek için seni çok aradım Yoora inan bana.
Yoora - *gözleri dolar* Mark bunlar doğru mu b-ben inanmak istemiyorum. Ancak anladığım kadarıyla Woo Jin, benim ve senin baban çok yakın arkadaşmış ve bizde öyle. Bir şey sormak istiyorum. O kasa yani o videoda babamı ve annemi öldürmelerinin nedeni olan kasa o nerde ve içinde ne var??
Mark - Bunu ne yazıkki bende bilmiyorum. Aile yadigarı olan önemli bir şeymiş .

Mark - *fısıltı ile *Yoora bundan sonra beni hem iş ortağın, hem kardeşin, hem de abin olarak görür müsün?? Hem babamın intikamını almış olucaz hemde senin ailenin.*sevinçle sesini biraz yükseltip* Kabul ediyor musun?

Acımasız PJM  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin