0.1

85 6 0
                                    

  Uçaktan iner inmez, sözde beni koruyacak adamlarla karşılaştım. Sırf şu adamları her saniye dibimde istemediğim için bir yıl daha Amerika'da kalıp eğitimime devam edebilirdim.

Valizlerimi alıp beni arabaya kadar götürdüler. Şu son model arabalarda yolculuk etmek hiç hoşuma gitmiyordu doğrusu. İnsanların bana hizmet etmesi, ailemin aksine çok saçma geliyordu bana. Kendi işimi kendim halletmeyi her zaman daha çok sevmişimdir.

Koca villanın önüne geldiğimizde hiç özlemediğimi farkettim burayı. En kısa zamanda kendi evime çıkmak istiyordum. Arabanın kapısı açılır açılmaz annem ile karşılaştım.

  "Ah Laura tatlım, hoşgeldin"

Çokta canayakın olmayan bir şekilde öptü beni annem. Sosyeteler böyle yaparlarmış. Hep böyle derdi.

  "Anneciğim" dedim, gülümseyerek.

Biz içeri geçerken valizlerimide arkamdan getiriyorlardı. Kendimi koltuğa attım. Çok yorgundum.

  "Laura, bir hanımefendi gibi otur lütfen"

Yine başlamıştın anne.

Ne yapacağıma sürekli karışıyordu. Gerçekten zengin bir ailenin tek çocuğu olmak istemiyordum.

  "Bizden başka kimse yok" dedim, onu umursamayarak.

  "Laura, düzgün otur dedim!"

Gözlerimi devirerek toparlandım ve bir hanımefendi gibi (!) oturdum.

Memnun olmuşçasına gülümsedi annem.

  "Ee anlat bakalım neler yaptın?"

  "Ne olsun işte, artık bir eğitmenim" 

Gülümsedim. Okulu bitirdiğim için çok mutluyum.

  "Gurur duyuyorum seninle"

Ellerini ellerimin üzerine koyarak beni tebrik etti. Hala çok genç görünüyordu. Hiç aksatmadan yaptırdığı estetik operasyonları ve dip boyası gelir gelmez boyattığı saçları, buna en büyük etkendi tabii.

  "Gabriela hanım, Laura hanımın eşyalarını odasına yerleştirelim mı?"

Kendimi bildim bileli bizimle birlikte çalışan Bayan Saejin yanımıza gelmişti.

"Evet tatlım" dedi, annem başını sallayarak. Fakat ben onu durdurdum.

  "Hayır yerleştirmeyin"

Annem sorarcasına baktı yüzüme.

  "Ben burda yaşamayacağım. Artık ayrı bir eve çıkmak ve kendi paramı kendim kazanmak istiyorum"

Annem Saejin'e eliyle bir işaret yapınca o da yanımızdan gitti.

  "Buda nerden çıktı Laura?"

  "Bu evde yaşamak istemiyorum" dedim, hiç tereddüt etmeden.

  "Hemen şu saçmalığa bir son ver! Bu kadar paramız varken çalışmakta nerden çıktı? Hem seni bir çocukla tanıştıracağız"

Sinirle ayağa kalktım. Benim yerime kararlar almayı ne zaman bırakacaklardı, tanrı aşkına?!

  "Çalışmayacaksam neden okudum o zaman. Bu kadar eğitimi boşuna mı aldım ben. Hem ne çocuğu ne diyorsun?"

Kolumu çekiştirdi ve yerime oturmamı sağladı. Daha sonra derin bir nefes aldı ve konuştu.

  "Hani şu Wang Holding'in sahiplerinin oğulları var Jackson"

İmpossible | KTH✓Where stories live. Discover now