t h r e e

953 96 143
                                    

"Demek telefonun şarjdaydı?"

Sadie muhtemelen sinirden güldü ve ellerini göğüs hizzasında birleştirdi bana bir adım yaklaştılar. "Bize neden yalan söylüyorsun Millie?" Noah'ın bu soğuk sözü beni gerdiğinde aralarından geçerek yukarıya çıktım çantamı ve ceketimi yatağıma fırlattım yanıma geldiler.

"Bizden neden kaçıyorsun Millie?"

Cevap vermedim,ne diyebilirdim ki?
Sadie kollarımı tuttu. "Anlatıcaksım Millie!" Çok sert tutuyordu kolumu acıtmıştı,kollarımı çektim. "Ne anlatmamı bekliyorsunuz tanrı aşkına!" Bu sefer Noah konuştu.

"Bizden kaçmanın sebebini mesela?"

"Sizden kaçtığım falan yok!"

"Neden bizimle vakit geçirmiyorsun o zaman?"Sadie yatağımın ucuna oturdu,gözleri dolmuştu. "Bizi sevmiyor musun Millie? Açık açık söyle-"

"Saçmalama Sadie tabikide seviyorum."

Sadece bu lanet olası telekinezi beni çok değiştirdi kimseye zarar vermemek için sizden uzak durmak zorundayım.

Demeyi çok isterdim ama sadece Sadie'nin yanına oturmakla yetindim.
O sırada kafama dank etti,Sadie ve Noah bizim eve nasıl girmişti?
"Siz eve nasıl girdiniz?"
Noah ciddi misin der gibi bana baktı.

"Biz anneni merak edip eve geldiğimizde kardeşin Ava açtı kapıyı"

Vurgu yaptığından gözlerimi yere çevirdim,yalan söylediğim için bana çok kızgınlardı haklılardı ama bu şey bana ve çevremdekilere zarar veriyordu o yüzden onlardan uzak durmalıydım.

"Millie bir açıklama yapmayacak mısın?"

Üzgünüm ama bunu yapmak zorundaydım,lanet olsun.

"Diyeceğim tek şey-"

Sözümü kesen şey telefonuma gelen bildirim oldu,başımı telefonumu koyduğum masama çevirdim ayağa kalkarak telefonumı elime aldım.
Kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj gelmişti.

Telefon numaralarımızı almadığımızı farkettim :) ekle beni
-Aşık olacağın çocuk.

Gözlerimi devirdim,Finn'den başkası değildi bu.Numaramı nerden bulmuştu?

Numaramı nerden buldun?

Çok geçmeden yanıt gelmişti,Finn ile yazışırken Noah ve Sadie bana bakıyordu.

Benden bahsediyoruz,Millie.Okulda bir sürü tanıdığım var buldum bir şekilde.

Tamam.

Ne diye kaydedeceksin beni? :)

Şu siktiğim gülen suratı koymasan diyorum artık.

Tamam :)

Çok komiksin ahahaha

Bilmediğim bir şey söyle :)

Telefonu masaya geri bıraktığımda Noah ve Sadie'nin burda olduğunu unutmuştum.Sadie sessizce sordu.
"Kimle yazışıyorsun?"

"A-arkadaşla."

Arkadaş mı? O çocukla arkadaş olmak bu hayatta isteyeceğim en son şeydi.
Aklıma geldikçe sinirlerimi
bozuyordu,Noah o an hiç istemediğim bir soru sordu.

"Bugün çıkışta o arkadaşla mı beraberdin peki?"

Evet ama tabikide hayır diyecektim,
onları ektiğimi düşünürlerdi.Gerçi zaten ekmiştim ama.Başımı olumsuz anlamda salladım. "Tek başınaydım,
turladım biraz."

"Sorgunuz bittiyse duşa gireceğim."
Bu nazikçe onlara gidin dememin yoluydu,Sadie'yi ilk defa bu kadar üzgün görmüştüm.Lanet olsun onları üzmeye hakkım yoktu ve ben bunu fazlasıyla yapıyordum.

"Gel Sadie, gidelim."

Sadie Noah'ın elini tuttu ve bende onlarla beraber aşağıya indim.Sadie bana döndü gözleri hala doluydu,
canım çok yanmıştı. "Bizimle takılmak istemiyorsan,okulda yanımıza gelme o zaman-"

"Ne?" Refleks olarak söylediğim sözle Noah onaylarcasına başını salladı. "Doğru söylüyor,bize ne olduğunu anlatana kadar bizimle konuşma Millie." Gözlerim doldu,en yakın arkadaşlarım benden uzaklaşıyordu.

Haklılardı ne diyebilirdim ki kendimi nasıl savunacaktım,onlara gerçeği söylemezdim bunu yapamam.Ben olayın şokundayken Sadie ve Noah gitti.Hızlıca yukarı çıktım,Ava ile hiç ilgilenememiştim.Odasına girdiğimde resim çiziyordu beni farketmemişti.

Yanına yaklaştığımda bana gülümsedi resmini bana gösterdi. "Bunlar kim Ava?" Ava hevesle göstermeye devam etti. "Ailemiz,abla." Büyük bir adam vardı ki bu lanet olası babam oluyordu sanırım.Annem ve babam ayrıydı fakat Ava'nın bundan haberi yoktu.Sonra bir tık küçük olan erkek abim Charlie oluyordu,yurtta kaldığından şehir dışındaydı.

Babamla aynı boyda alın kadın annemdi gözlüklerinden anlamıştım ve kendini çizmişti,ben yoktum.
"Beni neden çizmedin Ava?" Ava'nın suratı düştü.
"O kadar meşgulsün ki resme girmeye vaktin yok abla."

Bir çocuk ancak bu kadar haklı olabilirdi,odamdan nerdeyse hiç çıkmıyordum.Ava hiç ilgilenmiyordum bile her şey bu lanet şey yüzündendi.Her telekinezi yaptığımda halsizleşiyor ve daha da keyifsiz huysuz birisi oluyordum.

Bu şey beni ele geçirmişti adeta.

Gözlerim doldu,koşarak Ava'nın odasından çıkarak kendi odama girdim ve kapıyı kilitledim.

Arkadaşlarımı kaybediyordum,
ailemden uzaklaşıyordum.Yalnız kalmaya başlamıştım ciddi anlamda.

Hemde lanet olası telekineziden dolayı.

Yapmadan duramıyordum ama yapıncada her şey daha berbatlaşıyordu.

Buna bir son vermeliydim,ama nasıl yapacaktım,hiçbir şey bilmiyordum.

Telefonumu elime aldığımda instagrama girdim, finnwolfhardx adlı kişiden istek vardı,reddettim.Bu salak çocukla uğraşacak vaktim yoktu.Anında dm'den mesaj geldi,
pusuda mı bekledin mal?

finnwolfhardx: Niye isteğimi kabul etmedin Millie, üzülüyorum ama :)

Yine o gülen suratı koymuştu bilerek yaptığına adım gibi emindim.
Saçlarımı topuz yaparak önüme gelmesini engelledim ve cevap yazdım.

milliebbrown: Kusura bakma, yavşakların isteğini kabul edemiyorum :)

Bilerek gülen surat koydum,yazıyor ifadesini gördüm ve biraz bekledim.

finnwolfhardx: yavşak ayıp olmuyor mu Milliecim :)

milliebbrown: Pardon.

milliebbrown: Yavşak kelimesi senin yanında az kalır :)

Ne yazdığını görmeden instagramdan çıktım ve Finn ile olan mesajlaşmaya girdim ve adını değiştirdim.

Yavşak Kıvırcık.

Koyulabilecek en mantıklı isimdi.
Umarım sırrımı kimseye söylememişti,içimden bir ses bu çocuğun başıma bela olacağını söylüyordu.


different | fillieWhere stories live. Discover now