- İKİ -

3.7K 278 236
                                    

Medya: Asiye Akman

nurayozgecacar Seni anlatmaya ne kelimelerim ne de bu küçücük kitap yetebilir . Çok seviyorum çok ♥️🌺

" Ne oluyor burada ?"

Babamın sesi dükkanın içerisinde yankılanmıştı.

Doğu hemen atılıp cevap vermişti . " Şey bakın amcacım siz yanlış anladınız ben düğünden kaçtım burada kal-" lafını bitiremeden babam lafını kesmişti .

" Sen sus lan sırık , sen anlat kızım ne oluyor burda ?" Dedi.

Önce derin bir nefes aldım sonrasında da hemen lafa girdim ; " Babacığım bu çocuk şimdi dün birden bire dükkana girdi ve saklandı sonra peşinden başka adamlar da girdi onu arıyorlardı bende burada olduğunu söylemedim . Bu düğünden kaçmış sevmediği birisi ile evlendireceklermiş bende bir günlüğüne burada kalsın sonra gönderirim diye buraya sakladım şimdi de sen görmeden gönderecektim zaten ." Dedim ve babama bakmaya başladım.

Babam işaret parmağı ile Doğuyu gösterirken " Bu salağa güvenmem ama sana güveniyorum kızım ." Dedi ve beni elimden tutup Doğudan iyice uzaklaşana kadar götürdü sonra da lafa girdi ; " Kızım laf söz olur bu çocuğu bir an önce gönder buradan bir daha da bilip bilmediğin kişileri alma içeri ." Dedi tembihlercesine .

"Tamam babacığım " dedim ve yanağından kocaman öptüm .
Sonra da koşarak Doğunun yanına gittim ve ; " Hadi artık hazırsan gidebilirsin Kaçak gelin ." Dedim.

Doğu ağır adımlarla kapıya doğru ilerlemeye başladı babam da peşinden gidip kulağına bir şey söyledi ve ardından yavaşça yanıma geldi .

Doğu iyice gözden kaybolduktan sonra günüm her zaman ki rutinligi ile devam etmeye başladı .
Arka tarafa gidip Doğunun dağıttığı yerleri toparlarken aklımdan binbir türlü şey geçiyordu .
Acaba şimdi nereye gidecekti ?
Onu bulurlarsa bu kez kesin evlendirirlerdi .

Ben böyle düşüncelere dalıp gitmişken yanıma ne ara geldiğini anlamadığım babam elini omzuma koymuş bir şeyler anlatıyordu.

" Kızım sen şimdi cahil falan da değilsin , elin adamını hırlı mıdır hırsız mıdır içeri ne diye aldın . Ya Allah korusun sana bir şey olsaydı annenle ben ne yapardık o zaman ." Dedi endişeli bir şekilde .

Onu rahatlatmak amacıyla ; " Tamam babacığım bir daha yapmam söz veriyorum ." Dedim ve ona sımsıkı sarıldım .

***

Zaman su gibi akıp geçmişti , saat akşamın 7'sini gösteriyordu . Babam yavaştan toparlanmaya başlamıştı bile . Her tarafın toparlandığına emin olana kadar didik didik her yere bakıyordu. Babamın da kötü bir huyu varsa eğer o da çok evhamlı olmasıydı .

Sonunda son kontroller de bitince babama dönüp ; " Babacığım eğer şu an doğal afet falan olmazsa bizim dükkana artık hiçbir şey olmaz ." Dedim ve gülmeye başladım.

Babam ise ciddi bir şekilde bana bakarak ; " Kızım ben senelerdir hep böyle oldum olmaya da devam ederim çünkü benim burdan başka ekmek parası kazanabileceğim hiçbir yer yok . O nedenle de gözüm gibi bakmak zorundayım ." Dedi .

Haklıydı da ben kendimi bildim bileli hep bu dukkandaydim , babamdan önce dedem işletiyormuş yani babadan oğula saltanat sistemi yürüyordu bu dükkanda.

Babam kapıyı iyice kilitledikten emin olduktan sonra eve gitmek için yürümeye başlamıştık. Babam 10 sene evvel bir trafik kazası sonucu sol bacağının dizinden aşağısını kaybetmişti . Hayatına aksak bir şekilde devam etse de bunu hiç umursamıyor hatta bazen dalga bile geçiyordu .

" Kızım hadi bakalım yarış yapalım eve önce varan en çok yemeği yer . " Dedi ve ekledi ; " Ben senden 10 dakika falan önce başlayacağım mızıkçılık yok ona göre . "

Babam yavaşça gözden kaybolurken bende daha fazla onu kaybetmeden koşmaya ve ona yetişmeye çalıştım .

Evin kapısına geldiğimde babamın sesi oturma odasından geliyordu dediği gibi yapmış eve ilk o varmıştı.

Babam bazen hatta çoğunlukla çocuk gibi olabiliyordu hatta annem de ona sürekli ; " Bir büyüyemedin Osman bey ." Der der dururdu .

Tam eve girip kapıyı kapatacağım esnada sokağın başında bir siluet gördüm resmen göz göze gelmiştik . Bir daha baktığımda kaybolup gitmişti , belki de hayal görmüştüm malum okuduğum kitapların hepsi polisiye-gerilim türü olduğu için beynimin oyunları da olabilirdi .

Kapıyı kapattım ve ayakkabılarımı da çıkardıktan sonra mis gibi yemeklerin kokusu gelen mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Benim mutfağa doğru geldiğimi anlayan annem ise ; " Asi önce üzerini çıkar sonra da ellerini yıka gel ." Diye uyarmayı ihmal etmedi tabi ki .

Hemen odama gidip üzerimi değiştirdim sonrasında da banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra sokağın başındaki adamı düşünmeye başladım belki de adam degil kadındı bilemiyordum . Ben dalgın dalgın mutfağa doğru ilerlerken birden telefonum çaldı telefonumu cebimden çıkarıp baktığımda ekranda numara gözükmüyordu açıp sessizce karşı tarafı dinlemeye başladım .

Ne bir ses vardı ne de bir nefes sanki kimse aramamış ben boş yere telefonu kulağımda tutuyormuşum gibi geliyordu . Biraz sonra telefonun kapanma sesi geldi ekrana baktığımda tamı tamına 2 dakika 33 saniye öylece birbirimizi dinlemiş olduğumuzu gördüm .

İyice içten içe ürpermiş , hatta korkmaya başlamıştım .
Ağır adımlarla mutfağa girip annemlere baktığımda hiçbir şeyden haberleri yok öylece kendi kendilerine gülüşüp eğleniyorlardı.

Masaya geçip oturduğumda tekrardan telefonuma baktım ne bir mesaj ne de bir arama vardı belki de bizim lisede yaptığımız gibi çocuklar numarayı gizleyip rastgele bir numara arıyorlardı . Böyle düşünmek bir nebze de olsa içime su serpmişti .

" Kızım ne oldu yüzün kireç gibi olmuş hasta mısın ?"
Tüm bu düşüncelerimden annemin sorusu ile sıyrılmıştım .
Anneme dönüp baktığımda gerçekten endişelenmiş bir şekilde bana baktığını fark ettim .

" Anneciğim bir şeyim yok merak etme sen gayet iyiyim ." Dedim onu sakinleştirmek istercesine .

Annem pek inanmasa da inanmış gibi yaptı ve çorbaları koymaya başladı .

Yemek pek bir sessiz geçmişti , ne annem ne de babam konuşmuş sadece birbirleri ile bakışıp duruyorlardı .

Önce anneme baktım bir cevap beklercesine ondan yanıt alamayınca da babama bakmıştım ki babam anneme dönüp " söyleyelim mi Nermin hanım " dedi .

" Neyi söyleyeceksiniz bakalım ." Dedim tedirgin bir şekilde .

Annem başını olumlu bir şekilde salladı ve babam hemen lafa girdi .

" Kızım hani bizim dükkanın ilerisinde bir bakkal var ya ." Dedi benim cevabımı beklediği belliydi .

" Ha şu İsmail amcanın sümüklü oğlunun açtığı bakkal mı ?" Dedim igrenircesine ve ekledim ; " Babacığım o çocuk küçükken sümüğünü yiyordu biliyor musun ?"

Babam ; "Neyse ne kızım , onun babası falan müsait misiniz diye sormuşlardı anlaşılan sen istemiyorsun ." Dedi ve konuyu kapattı.

" Evet babacığım ben istemiyorum lütfen böyle konuları bana bir daha açmayın . Ben olduğu zaman söylerim zaten merak etmeyin ." Dedim ve koşarak odama gittim .

Ben onlara artık yük mü oluyordum ki ? Aslında yardım da ediyordum .

Kafam iyice allak bullak olmuştu . Temiz hava almak için cami açtığımda büyük bir şok yaşamıştım .

"Sen de kimsin ?"

Merhaba arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldiniz oy ve yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım .

Bir diğer bölümde görüşmek üzre

Sağlıcakla kalın... ❤️

 DİKKAT! DAMAT KAÇABİLİR  (Kitap Oldu)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang