Doctor & Rose

Rose

Biraz önceki yabancı bizim için çok önemli biriydi. Ama Rose için aynı şey geçerli değil. O tamamen saat 6ya odaklanmıştı. İşten çıkacak ve koşarak eve gidip hazırlanacaktı. Çünkü 8de doğumgünü partisi vardı."Sabreeeet sadece 27 dk kaldı" diye söylenirken ayağının acısıyla sarsıldı. Sempatik bir adamdı ama çok da dikkatini çekmedi. Adamı çıkışa yönlendirdikten sonra saatine baktı. 26 dakika...

Sarışın Rose bugün 25 yaşına giriyordu. Mağazada çalışmak dışında yaptığı tek şey eve gidip annesinin dedikodularını dinliyormuş gibi yapıp mısır eşliğinde film izlemekti. Ama doğumgünleri bir kız için her zaman önemlidir. Gayet sıradan olan hayatı o gün bambaşka bir hal alır. Haftalardır belki aylardır görmediği arkadaşlarıyla toplanır, tüm yılın acısını çıkartır. Ve işin en iyi yanı da, durmadan komşularının yaptıklarını çekiştiren annesini dinliyormuş gibi yapmak zorunda değildir. İşte Rose için bu mutlu zamana 26 dakika kalmıştı.

"Hüfff 25 oldu." zaman o kadar yavaş geçiyordu ki, televizyondaki izdivaç programı bile hızlandıramıyordu onu.

Rose bir şekilde o 25 dakikayı geçirdi. Saniye bile geçirmeden mağazadan fırladı koşarak ilerlemeye başladı. Mavi kulübenin önünden geçerken bir gariplik hissetse de pek aldırış etmedi.