on üç

3.4K 305 235
                                    

babylon.n
evinin önüne geldim
ama istersen apartmanın içine girip kapına da gelebilirim
hangisi

b.byun4
yuh
hangi dairede yaşadığımı bile öğrenmiş
geliyorum ben sen bekle

***

baekhyun iki gün önce chanyeol'e tripler atsa da bu tribi fazla sürmemiş, ertesi gün geçip gitmişti. hatta dün okulda chanyeol'ü gördüğü yerde selam verip durmuştu. ama şimdi chanyeol'ün attığı mesajla tekrardan trip atmaya hazırdı.

üstündeki kırmızı kısa kollu tişörtüne ve altına giydiği kot pantolonuna son bir kez bakıp evden çıktı. yanına mont almayı da unutmadı tabii, mart ayıydı sonuçta, havanın ne yapacağı belli olmazdı.

apartmandan çıktığı anda chanyeol'ü karşısında görmesiyle biraz gerilse de pek belli etmedi, ama chanyeol baekhyun'un aksine heyecanlı olduğunu gayet de belli ediyordu.

"hoş geldin." chanyeol'ü bıraksanız aklından geçen her şeyi şu anda pat diye ortaya dökebilirdi ama chanyeol kendini sıkarak sadece baekhyun'a hoş geldin diyebildi. baekhyun gerginlikle gülümsedikten sonra yürümeye başladılar.

"bu arada, hangi dairede yaşadığını jongdae'den öğrendim. seni apartmanın içine kadar da takip etmemiştim yanlış anlama diye söylüyorum." chanyeol'ün yaptığı açıklamayla baekhyun biraz olsun rahatlamıştı. çünkü çoktan yanlış anlamıştı, chanyeol'ün onu apartmanın içine kadar takip ettiğini sanmış ve çok fazla gerilmişti.

"açıklama için sağol." kafasını chanyeol'e çevirmeden konuşmuştu, chanyeol baekhyun'un kendisine bakmadığını bildiği hâlde kafasını iki yana sallayıp gülümsedi. baekhyun bunu fark etmemişti tabii ki.

"sanırım geçen gün mesajlaştığımızda fazla abarttım." baekhyun lokantanın içine girerken söylemişti. burası evine çok yakın olduğu için tercih etmişti.

"sorun değil." chanyeol de içeri girdikten sonra cevap vermiş, baekhyun'un ilerlediği masaya doğru yürümüştü.

baekhyun sandalyesini çekip oturduğunda chanyeol de karşısına geçmişti. şu an daha az gergindi ama her an saçmayabilecek gibi hissediyordu. baekhyun konuşmadıkça konuşmamayı düşünüyordu uzun olan.

garson gelip menüyü önlerine koymuş, baekhyun ve chanyeol'ün siparişlerini beklemişti. ikisi de aynı şeyi sipariş olarak verdikten sonra garson yanlarından gitmiş, ikili tekrardan baş başa kalmıştı.

"ben sushi yiyelim dedim de sana, sushi sever misin ki?"

"severim." chanyeol gülümseyerek cevap verdikten sonra baekhyun da gülümsedi. chanyeol sushiyi sevmediğini söyleseydi baekhyun büyük ihtimalle buraya geldikleri için çok pişman olurdu.

"sevindim. buradan sonra başka bir yere gider miyiz?"

"istersen gideriz." chanyeol iyi gittiğini hissediyordu. en azından üç gün önce kantinde yaptığı gibi dengesizce şeyler yapmıyordu.

"tamam." baekhyun aslında nereye gitmek istediğini bilmiyordu. sadece amacı chanyeol'le biraz daha vakit geçirmekti, o da şu anda chanyeol'den birazcık hoşlanıyor olabilirdi. chanyeol her ne kadar dengesizce davransa da.

yemekleri önlerine gelene kadar ikisi de konuşmadı. ama baekhyun chanyeol'ün yemeği çok yavaş bir şekilde yediğini görünce aralarındaki sessizliği bozdu. "gerçekten sushi sever misin?"

"neden ikide bir bunu soruyorsun?" chanyeol anlamayarak bakışlarını baekhyun'a çevirdiğinde baekhyun tekrardan konuştu.

"çünkü çok yavaş yiyorsun."

"ben yavaş yemek yerim. huyum bu." deyip önündeki yemeğine döndü chanyeol. baekhyun da bu konuyu daha fazla uzatmamak adına susmayı tercih etti.

ama chanyeol'le sohbet etmek istiyordu. onu iyice tanımak istiyordu, sonuçta bu buluşma birbirlerini yakından tanımaları içindi. sadece yemek için değildi. tekrardan konu açtı.

"müzik dışında başka bir alanda yeteneğin var mı?" basit bir soru olsa da aralarındaki sessizliği bitirebilecek türdendi.

"video oyunları senin alanının içine girer mi?" chanyeol gülerek sorduğunda baekhyun da güldü. "hayır."

"o zaman başka bir alanda yeteneğim yok. sadece müzik. şey, senin de sesinin hiç fena olmadığını duymuştum."

baekhyun elindeki çubukları masanın üstüne bırakıp yüzünü eğilmiş yemek yerken konuşan chanyeol'e yaklaştırdı. "nereden duydun sen onu?"

chanyeol kafasını baekhyun'a çevirince gözlerini kocaman açtı. bu heyecandan değildi ama. "yeni gözlük mü o?"

"evet ama konumuz bu değildi." baekhyun kelimeleri uzatarak konuştuğunda chanyeol hâlâ baekhyun'un gözündeki yuvarlak gözlükleri inceliyordu. "hep yuvarlak gözlük mü takarsın?"

"kırılan gözlüğümden önceki gözlüğüm dikdörtgendi ve iğrenç bir kırmızıydı. sonra kırılan gözlüğümü aldık ve bana yuvarlak gözlüğün daha çok yakıştığını fark ettim."

"eminim dikdörtgen gözlüğün de çok yakışıyordur sana." chanyeol hayran hayran karşısındaki yüze bakarak söylediğinde baekhyun kafasını iki yana salladı. "asla yakışmıyordu."

sonra yüzünü chanyeol'den uzaklaştırdı. "sen benim sesimin güzel olduğunu kimden öğrendin?"

chanyeol hafif silkelenerek kendine gelmeye çalıştıktan sonra konuştu. "jongdae ve tweetlerinden."

"ne kadar zamandır jongdae'den benim hakkımda bilgi topluyorsun?"

"aslında, sadece dün gece konuştuk biraz." chanyeol güldüğünde baekhyun da güldü. "sesim çok da iyi değil. ama arkadaşlarımdan bazıları beğeniyor işte."

"şarkı söylediğin bir videonu izledim." chanyeol'ün dediği şeyle baekhyun ellerini hemen yüzüne kapatmıştı. utançtan yerin dibine girecekmiş gibi hissediyordu. "hani sadece duymuştun?"

"tamam, videonu da izledim. sesin mükemmel baekhyun, neden okul korosuna katılmadın ki? hem daha fazla vakit geçirirdik şu zamana kadar."

"göz önünde olmayı sevmediğimi bildiğini düşünmüştüm."

"aslında biliyorum ama koroya katılman hiç fena olmazdı."

"neyse, boşver." çubuklarını tekrardan eline alırken söylemişti baekhyun. chanyeol de yemeğine devam etti.

"baekhyun?"

"efendim?"

"buradan sonra seni sürpriz bir yere götürsem, olur mu?" chanyeol aklına gelen bir anlık fikirle sormuştu.

"tamam." baekhyun tekrardan yemeğine dönerken chanyeol tekrardan heyecanlanmıştı.

birazdan ikisinin de eğleneceğini tahmin ediyordu.

...

daha fazla uzatmak istemedim textlerin arasında olan düz yazı bölümlerinin uzun olması hoşuma gitmiyor da hehe

umarım olmuştur yazana kadar canım çıktı

hepinizi seviyorum 🧡

Lemon Soda // ChanBaek Where stories live. Discover now