36

4.7K 334 50
                                    

Saat 7 olduğunda tüm grup toplanmıştı. Yarım saat boyunca masada konuşulan tek şey "Biz neden bunu daha önce planlamadık?" olmuştu.

Sonunda Taehyung konudan sıkıldı ve "Lan yeter. Buluştuk işte, bu kadar aşık olmanıza gerek yok benim ve Yoongi'nin fikrine."

Herkes aniden susmuş ve dalga geçmeye başlamıştı. Konu dağıldıktan sonra hepsi birlikte olan anılarını, görüşmediklerinde yaşadıklarını anlatmaya başlamıştı. Gelen yemekler ve alkollerle ortam daha da şenlenirken susup herkesi dinleyen sadece iki kişi vardı. Jimin ve Jungkook.

İkisi de masanın bir ucuna oturmuştu. Jimin ona kaçamak bakışlar atarken, Jungkook göz kırpmadan ona bakmaktaydı. Arada göz göze geliyorlardı. Jungkook sonunda gözlerini Jimin'den çekip masada konuşulana odaklanıp gülmeye başladığında Jimin de gülümseyerek Jungkook'a baktı.

Akşamın ilerleyen saatlerinde artık herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı. Taehyung, Hoseok ve Namjoon çok saçma bir konu üzerine bilimsel veriler sunarak aralarında kimin haklı olduğunu tartışıyorlardı. Jin, Yoongi ve Jungkook ise okul anılarından girmiş nefret ettikleri ortak arkadaşlardan bahsediyor ve eğleniyorlardı.

Jimin gülerek içkisini içmeye devam ederken herkese göz attı. Daha sonrasında telefonunu çıkardı ve sosyal medyaya girdi. Jungkook'un Snapchat paylaşımlarına bakıyordu.

Gülümsedi. Gerçekten komik ve yakışıklıydı. O sırada omzuna Taehyung yatınca hemen telefonunu kapattı. "Sen neden konuşmuyorsun?" Jimin soruyla gülümsedi. Arkadaşının sıkılmasını istemediğini biliyordu. "Hiç, yoruldum biraz. Dört saattir konuşuyoruz."

Taehyung, Jimin'in omzundan kalkıp ona baktı, "Sıkılmadın değil mi?" Jimin başını iki yöne sallayarak, "Hayır, hayır sıkılmadım. Cidden yoruldum ama sizi bırakıp gitmekte istemiyorum." Taehyung yalan söylemediğinden emin olduktan sonra, "Tamam o zaman, şuan savaşmam gereken bir konu var çünkü Namjoon hâlâ fikrime karşı çıkıyor!" diyip tartışmasına geri döndü.

Jimin kıkırdadı ve ayaklanarak merak eden olursa diye ortaya, "Ben lavaboya gidiyorum." diye söyleyerek gitti. Jungkook birkaç dakika bekledi, Jimin hâlâ gelmediğinde o da kalkarak lavaboya gitti.

Jimin eğilerek dirseklerini lavabonun mermerine yaslamış kafasını da ellerinin arasına almıştı. İçeri giren kişiyle ilgilenmemişti. Jungkook, Jimin'i o halde görünce yanına geldi ve sorun var mı diye görmek için biraz eğildi.

Jimin yanında duran bedeni hissettiğinde kim olduğunu görmek için kafasını kaldırdı. Jungkook'u görünce doğruldu ve bir adım geri gitti. Jungkook tek kaşını kaldırdı, endişeli görünüyordu. "İyi misin?"

Jimin ne söylemesi gerektiğini bilmeden tavana bakarak düşünmeye başladı. Sarhoş değildi fakat kelimeleri bir araya getiremiyordu.

Jungkook ona doğru biraz yaklaştığında Jimin bakışlarını tavandan çekerek karşısındaki bedene sabitledi. "Yorgun görünüyorsun." Jungkook, Jimin cevap vermediği için konuşma gereği hissetmişti. "Konuşmak ister misin?"

Jimin başını yavaşça olumlu anlamda salladığında Jungkook, Jimin'in yanına gelerek nazikçe sırtına kolunu yerleştirdi ve omzunu tuttu. Lavabodan çıktılar ve masaya doğru ilerlediler. Jungkook, "Biz biraz hava alacağız." dediğinde herkes onayladı ve konuşmaya devam ettiler. Tabi Jimin ve Jungkook o sırada herkesin birbirine "Sonunda." diye fısıldadığını duymamıştı.

Jungkook, Jimin'i dışarı çıkardı ve yürümeye başladılar. Jimin ciğerlerine dolan temiz havayla üstündeki yorgun havanın biraz daha azaldığını hissetmişti.

"Ne oldu?" Diye sordu Jungkook, Jimin'e alttan alttan bakarken. Jimin derin bir nefes aldı ve "Bir şey olmadı." dedi. Jungkook gülümseyerek "Ne yani? Kaçacak mısın böyle?" diye sorduğunda Jimin, "Hah. Gerçekten kaçanın ben olduğunu mu düşünüyorsun?" demişti.

Jungkook olduğu yerde durunca Jimin de durmuştu. Kollarını birbirine bağladı göğsünde tutarak. İşte başlıyordu.

"Ne demek istiyorsun?" Jungkook kaşlarını çatmıştı. "Kaçan sensin diyorum. Asla yanıma gelip kendini affettirme cesaretinde bulunmadın. Küçücük bir özür bile dileyemedin. Senin kim olduğunu bildiğimi söylememe rağmen bu saçma oyununu devam ettirdin ve aramızdaki problemi umursamayarak sadece saçma şeyler söyleyip beni sevdiğini söyledin. Tamam bak, evet zamanında benimle dalga geçip duruyor ve sinirlerimi bozuyordun fakat pişman olduğunda bana daha da yakınlaşman gerekirken hiçbir açıklama yapmadın!" Jimin gözlerinin dolduğunu hissedince sinirle yürümeye başladı.

Jungkook duydukları karşısında şaşkınca yerinde dikiliyordu. Jimin giderken hızla ona yetişti ve bileğinden tutarak kendisine çevirdi. "Biliyorum, sadece ben kork-"

Jimin sinirle kolunu kendine çekerek bileğini kurtardı. "Korkmadın Jungkook! Kaybedecek hiçbir şeyin yokken korkmadın! Gerçekten korksaydın yanıma gelir ve bana durumu açıklardın. Sikeyim açıklamasan bile en azından bana aptalca şeyler söyleyip durmak yerine bir adım atardın ki en azından ne istediğini anlayayım! Sırf sen biraz akıllan ve ne istediğini anla diye gerizekalı gibi gittim ve bir çocukla buluştum!"

Jungkook, Jimin'in ellerini tutarak konuşmaya başladı, "Ne istediğimi biliyorum Jimin. Evet aptalca davrandım ve asla açıklamalar yapmadım. Sadece seni sevdiğimi söyleyip köşeye çekildiğimi biliyorum fakat beni sevmeme olasılığından o kadar korkuyorum ki eski konuları açıp tekrar seni üzmek istememiştim. Evet, bunlarla yüzleşemedim. Özür dilerim Jimin, yaptıklarım için gerçekten üzgünüm. Seni seviyorum, gerçekten seviyorum Jimin. Ne istediğimi gayet iyi biliyorum. O çocukla takıldığın zaman o kadar çıldırmıştım ki, seni kazanamadan önce kaybetmekten korktum. Özür dilerim."

Jungkook üzgünce Jimin'e bakarken sonunda bunları söyleyebildiği için daha rahat hissediyordu.

Jimin ağlayarak, Jungkook'un göğsüne vurmaya başladığında Jungkook onu durdurmak için bileklerini tuttu. Jimin kafasını eğmişti. "Bunca zaman bunları söylemek yerine beni çıldırtan sendin asıl!

Jungkook sıkıca Jimin'e sarıldı. "Özür dilerim dedim ya..." Jimin bir şey demedi. Sadece Jungkook'un ona sarılmasına izin verdi. Kafasını, ona sarılan uzun bedene daha çok bastırdığında sessizce hıçkırmıştı.

Jungkook elini Jimin'in saçlarına çıkararak sevmeye başladı onu sakinleştirmek için. Konuyu değiştirmeye çalıştı, "Jin'i evden nasıl çıkarmışlar acaba?" Jimin ağlarken kıkırdamaya başlayınca Jungkook gülümsedi. "Taehyung evini basmış."

Jungkook şaşırmamıştı. Taehyung gerçekten istediğini elde etme konusunda rakipsizdi. "Üşüyeceksin."








bum

homie-sexual • jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin