Nüktedan.

1K 74 238
                                    

Bu bölüm ilham perime, çiçeğime yani mirelmiyy Mirele ithaf edilmiştir 🦋

Bu arada soruyorsunuz, instagram hesabımı ve twitter hesabımı aşağıya yazıyorum.

İg: @nighturaz , @brightnesli
Tw: @filanfalanci

Bölüme geçiyorum!

Yazar|Günümüz|Japonya

"Gediz psikoloğu duydun! Benim anılarımda yaşayan kişilerle yüzleşmem gerek!"

Elleriyle yüzünü ovalayan Gediz, artık tahammül sınırlarını aşmış durumdaydı.

"Nare sen onlarla yüzleşince ne olacak? Başın göğe ermeyecek! Kabusların geçmeyecek!"

Nare yavaşça ayağa kalktı. Sessiz bir ses tonuyla sakince konuştu.

"Peki ne zamana kadar böyle gidecek Gediz? Daha kaç zaman kapımda yatacaksın?"

Gediz kafasını yana doğru yatırdı, gözlerini kaçırdı.
Nare Gedizin çenesini tuttu, yavaşça kendine çevirdi.

"Uykusuzluktan göz altların morarıyor, üstelik her sabah işe gidiyorsun Gediz."

Gediz yavaşça kafasını eğdi. Çenesindeki eli nazikçe tuttu. Avuç içini öperken derin bir nefes aldı. Kadın ise bu naif hareketin karşısında sadece titrek bir nefes verdi. Huzurun sesiydi nefes.

"Sen nasıl istiyorsan öyle olsun güzelim.."

Narenin cevap vermesine izin vermeden cebinden telefonunu çıkardı, rehberden arayıp bulduğu numarayı parmağıyla kaydırarak aradı.

Bir süre çalan telefonla bekledi, daha sonrasında açılmasıyla konuşmaya başladı.

"Alo Mirel?"

'Mirelin ismine de kendisine de aşık olduğumu belli etmemeliyim sjsjsksks'

Karşıdan gelen sesle devam etti.

"Bize yarına Türkiye-Muğla'ya iki tane uçak bileti alabilir misin?"

Mirelin onaylamasıyla teşekkür ettikten sonra telefonu kapattı. Nareye döndü. Onu kaybetmeye dayanamazdı. Ona asla kıyamazdı.

"Tamam hadi sen valizini hazırla. Bende akşam yemeğine kahvaltı hazırlayayım."

Nare kafasını yavaşça salladı, ve bir o kadar da yavaş adımlarıyla odasına gitti.

Kadının gitmesinin ardından adam hızlıca mutfağa girdi, yavaşça ellerini yıkadı. Üstüne mutfak önlüğünü geçirdi. Siyah kazağının kollarını dirseğine kadar sıvadıktan sonra, hala nemli olan ellerini önlüğüne yavaşça sildi.

Dolaptan kahvaltılıkları çıkarmaya başladı.

"Hey on beşli, on beşli.."

Çekmeceden bir bıçak çıkardı. Bıçakla ritim tutarak şarkısının devamını getirdi.

"Tokat yolları taşlı.."

Eline aldığı salatalığı kesme tahtasına koydu, el çabukluğuyla hızlıca doğradı.

"On beşliler gidiyor, kızların gözü yaşlı.."

Kestiği salatalıklardan birisini ağzına attı, gerisini tabağa boşalttı.

"Aslan yarim kız senin adın hediye.. Ben dolandım, sende dolan, gel beriye.. Fistan aldım en tazesi on yediye..."

Nare Gedizin şarkısını odasından işitmesiyle gülümsedi. Bu adam onun için her şeyi yapıyordu. Onu uçurumdan kurtarmıştı, yeni bir hayat kurmasına yardımcı olmuştu. Her şeyden önemlisi ona evini, kalbini açmıştı. Sonsuz anlayış ve koşulsuz inançla mükemmelliğini desteklemişti. Bu adam olmadan ne yapardı hiç bilmiyordu.

Aynasının karşısına geçti. Çökmüş, yıkılmış bir kadın görüyordu. 8 senede evrim geçirmiş haldeydi. Göz altları mosmordu. Oldukça zayıflamıştı.

"Bir insanın acısı kalbinin içindeyse ondan nasıl kurtulabilir ki? Ona inanarak aptallık ettin Nare."

Onunla yüzleşerek söyleyemediklerini yüzüne haykıracaktı. Muğla'ya yerleşip adını duyurduktan sonrada Akın ayaklarına kadar gelecekti, yani aynı tas, aynı hamamdı.

"Size güçlü kadın nasıl olunurmuş öğreteceğim. Alacakuş ne uçtu, ne düştü.."

Elleriyle gözünden yanaklarına doğru firar eden yaşları sildi.

"Artık ağlamayacaksın, geçmişi önemsemeyeceksin Nare!"

Aynanın karşısından çekilerek çekmecesinden defterini aldı. Ellerinin arasında en masum duyguları, saflığı vardı. Bu defteri kimseye vermemişti, saklamıştı. Ama şimdi bunu okutacaktı birine. En değerlisine.

Elindeki defteri sıkıca tutarak koridora çıktı. Mutfağa girmeden önce derin bir nefes aldı. Bu iş bitmeliydi.

"Gediz, salona gelebilir misin?"

Gediz arkasını bile dönmeden neşeli sesiyle cevapladı.

"Hemen geliyorum güzelim!"

Yavaş adımlarla salona girip en sevdiği koltuğa oturdu Nare. Bu koltukta çok ağlamıştı, çok zaman geçirmişti. O yüzden bu evin ve bu koltuğun onun için değerli olması normaldi.

"Evet neden çağırdın beni cimcime?"

"Ya Gediz! Ne cimcimesi!"

Gediz kafasını yana doğru sallayarak dudaklarını oynattı.

"Ya he he.."

Nare daha fazla uzatmadan defteri uzattı.

"Al oku."

Gediz afallasada elinden defteri aldı. İlk sayfasını çevirdi.

"Merhaba günlük, bugün birkaç şey farkettim.. Ben kimsesiz, yalnız ve bir o kadarda aptal bir insanım. Ben en yakın arkadaşlarımdan birine aşık oldum. Evet, Sancar Efeoğluna.."

Kafasını defterden kaldıran Gediz Narenin yüzüne baktı. Nare kafasını eğmişti, bakamıyordu adamın yüzüne.

"Bu ağacından kopan, sürekli sürüklenen bir yaprağın hikayesi günlüğüm. Herkesin öte tarafa savurduğu, üstüne basarak eğlendiği bir sonbahar yaprağı.. Ama bu yaprak ağaçsız kalmayacak. Dağ gibi bir adama aşık olacak derdim sana. Oldum işte, oldum."

"18 Marta git. Buralar hep aptallıklarım.."

Elindeki defterin sayfalarını hızla çevirdi Gediz.

"Kimsesiz kızın yarım bıraktıkları ile dolu dünyam, kendim gibi yarı yolda bıraktığım insanlarla. Hayatımdaki en büyük yarayı aldım, sevdiğim adamdan, ve bana tecavüz eden o pislikten. Ama ben Nare Çelebiysem, intikamımı çok fena alacağım!"

Bölüm Sonu.






Sümbül | NarGedWhere stories live. Discover now