Aşeka.

803 70 147
                                    

"Gediz gel konuşalım biraz ablacım."

Ablasından gelen emre itaat ederek onunla beraber koltuğa oturdu Gediz.

"Senle uzun zamandır dertleşemiyorduk, tabi annemden gizli yanına geliyordum bazen ama, Nare vardı hep."

Gediz olduğu yerde rahatsızca hareket etti.

"O zaman bu konuşmamızın konusunun Nare olduğunu mu çıkartmalıyım burdan?"

Dudaklarını ısırarak sorduğu soruyu cevapsız bıraktı Müge. Bu sessizliği ikisi de olumlu bir şeylere yormuştu.

"Ablacım, sen.. hala seviyorsun onu değil mi? Hatta yıllar öncekinden bile fazla seviyorsun."

Söyledikleriyle sadece Mügenin yüzüne baktı. Nare onu kardeş gibi görürken ona aşık olduğu için kendini suçlu hissediyordu.

"Seviyorum, ama sevmem neye yaradı? Mutlu olsun diye evlenmesine bile göz yumdum, sonuç? Yıllardır Nareyi kendine getirmeye çalışıyorum ben abla!"

Müge hiç aşık olmamıştı belki, ama Gedizin Nareyi nasıl sevdiğini en iyi o bilirdi.

"Biliyorum Gediz. Ama Narenin sana neden bu kadar düşkün olduğunu hiç düşündün mü? Sana neden bu kadar güvendiğini? Sana aşık olabilme ihtimal-"

Gediz hızlıca sözünü kesti ablasının.

"Abla yapma!"

Yaşlar yanaklarından çenesine süzülürken tek yaptığı öylece Mügeye bakmaktı.

"Ben sevdiğim kadının sevdiğiyle evlenmesine, gülüşmesine, sarılmasına şahit olmuşum, benim canım başka bir şeye daha fazla yanamaz."

Müge Gedize sımsıkı sarılmayı tercih etti. Sadece sarılmayı. Sarılmak aslında ben yanındayım demekti. Ben sana desteğim demekti. Yıkılsan bile seni tutarım demekti.
Gediz de yıllardır Nareye sarılmakla yetinmişti.

"Gediz ölene kadar saklayamazsın duygularını, söylemelisin. Hem Nare sensiz yapamaz-"

"Abla benim de korkum bu zaten, Nare bensiz yapamazken ben onu benden uzak durmaya mecbur edemem.."

Belki de ilk defa kardeşini bir şeylere zorlayacaktı Müge.

"Hayır Gediz söyleyeceksin. Söylemezsen onu tamamen kaybedeceksin!"

Gediz gözlerini Mügenin gözleriyle buluşturdu.

"Arkadaşı olacağım, kaybetmeyeceğim abla."

Müge sinirle söylendi.

"Ya biraz olsun kendini düşün, biraz! Bu kadar iyi olmak zorunda değilsin ablacım, bir kerede sen delir, yak, yık!"

"Olmaz.. olmaz.."

"Nare artık küçük bir kız çocuğu değil, ona karşı fazla korumacı olma, kendini koru artık Gediz."

Gediz sadece dinliyordu, ağlamaktan gözlerinin altı kızarmıştı. Ensesini ovalarken tek yaptığı iç çekmekti. En sonunda hızlıca ayağa kalktı ve odasına yol aldı. Mügeyi ardında bıraktıktan sonra merdivenleri adımlamaya başladı.

Koşar adımlarla odasına girdi ve kapıyı kapattı. Kapatır kaoatmaz gardını düşürerek oraya çömeldi.
Artık ağlamıyordu, sadece düşünüyordu. Müge bir bakıma haklıydı, Nareye hala çocukmuş gibi davranması saçmalıktı. Ama aslında Narenin yanındayken çocuk gibi davranan kendisiydi.

"Artık büyümen gerek. Bu ağırlığı o çocuğa taşıtamazsın."

Ayağa kalktı ve kendine baktı. Üstündeki kıyafetleri değiştirmeden önce duş aldı. Bu yüzleşme aklını başına getirmişti. Elbette Nareye hiçbir şey söylemeyecekti, ancak zamanla belki bu fikri de değişirdi, kim bilir?
Duştan çıkmasıyla ferahlamıştı, üstüne rengarenk kıyafetlerini giydi. İşte gerçek Gediz Işıklı dedi kendi kendine.
İşte gerçek ben. Siyahtan nefret eden, sürekli renkli giyinen neşeli adam..

Sümbül | NarGedWhere stories live. Discover now